Yahya Abdullatif Ayyaş, 22 Şubat 1966 tarihinde Kuzey Filistin bölgesindeki Râfât köyünde dünyaya geldi. Babası taş kırarak ve tarım işleriyle uğraşarak geçimini sağlayan bir köylüydü. Yahya Ayyaş, 6 yaşında Kur’an-ı Kerim’i hıfzetmeye ve İslâmi ilimleri okumaya başladı. Gerek Kur’an hıfzı ve gerekse İslâmi ilimleri öğrenmedeki üstün başarısı dolayısıyla Kudüs Vakıflar Müdürlüğünce kendisine üstün başarı sertifikası verildi. Bir yandan özel İslâmi eğitimle Kur’an-ı Kerim’i hıfzederken ve dini ilimleri öğrenirken diğer yandan da liseden mezun oldu. Beir Zeit Üniversitesi’nin Elektrik Mühendisliği bölümüne kaydolup, 1991 yılında bu bölümden mezun oldu. Üniversite öğreniminde de üstün başarısıyla dikkat çeken Yahya Ayyaş, mastır ve doktora yapmak amacıyla yurt dışına çıkmak istedi. Ancak HYPERLINK “http://www.vahdet.info.tr/filistin/dosya2/0556.html”bu yöndeki istekleri reddedildi.
Mezun olduğu yıl olan 1991’de evlendi. Bu evlilikten iki erkek çocuğu oldu. Büyüğüne Berâ ismini verdi. Diğer çocuğu şahadetinden 2 gün önce doğduğundan babasının ismini aldı.
Aldığı eğitim sonucu kendisini İslamî çalışmaların içinde buldu. İsrail istihbaratına kan kusturan Mühendis kod adlı bu askeri deha, 340 siyonistin ölmesi ve bir o kadarının yaralanması ile neticelenen eylemlere imza attı. Hamas’ın İzzettin Kassam Birlikleri istişhadi eylemler grubu komutanlığına kadar yükseldi. İsrail için arananlar listesinin en başında yer alıyordu. Ancak uzun süre yakalanamaması kendisine efsane bir şahsiyet kimliği kazandırdı. Çünkü israil onu her yerde arıyordu, o da her yerdeydi ama bir türlü görülmüyordu. Bazen yaşlı bir Filistinli, bazen dindar bir Yahudi, bazen de silahlı bir Yahudi yerleşimci kılığında 5 yıl süreyle dolaştı. Bütün bir coğrafyayı cephe olarak görüp her an her yerde ortaya çıkıp istişhadi bir eylem gerçekleştirebiliyordu.
Ancak ağacın kurdu yine ağaçtandır atasözü gereği israil, ona yerli işbirlikçilerin yardımıyla suikast tertipleyebildi. Nihayet bu işbirlikçiler sayesinde Ayyaş’ın yeri tespit edilebildi. En son Usame Hammad’ın evinde kalıyordu. Bu şahıs israil istihbaratı için çalışan Kemal Abdurrahman Hammad’ın yeğeniydi. Kemal Hammad, istihbaratça hazırlanıp içine bomba düzeneği konulan bir cep telefonunu yeğenine verdi.
Bir gün Ayyaş, babasıyla konuşuyordu. Aniden bağlantı kesilir. Bunun üzerine her şeyden habersiz yeğen Hammad, içinde bomba bulunan telefonu Ayyaş’a vererek konuşmasını bu telefondan sürdürmesini teklif eder. Artık şehadet zamanı gelmiştir.
Ayyaş bu durumdan şüphelenmez ve uzatılan cep telefonuyla konuşmaya başlar. O civarda gezen bir israil helikopterinden gönderilen bir sinyal ile bomba patlar ve tarihler 1996 yılının 5 Ocağını gösterdiğinde, şehit Rabbine “Lebbeyk!” der.
İsrail kaynakları haberi vermeye başlayınca Filistinliler buna inanmak istemedi. Ancak Hamas olayı doğrulayınca Filistinliler gözyaşlarını akıttılar peşinden. Cenazesine 250 bin kişi katıldı. Yeni Yahya’lar da bunların içindeydiler. Kendisinin öğrencileri olan bu Yahya’lar intikam yeminleri ediyorlardı. Annesi Aişe Hanım kısa bir konuşma yaptı cenazede: “Hepiniz bir Yahya’sınız.
Allah hepinizi ve tüm gençlerimizi korusun. Şehitlikten daha güzel bir şey var mı? Allah senden razı olsun Ey Yahya!” O kendisini öylesine davasına adamıştı ki, annesi kendisini arayan israillilere; “Ona doymadan bıraktı bizi ve işgal güçleri tarafından aranmaya başladığından beri o artık benim oğlum değil, İzzettin Kassam Tugay’ının oğludur.”
İsraillilerin El-Halil Camiindeki katliam yapması Yahya Ayyaş’ı bu tür katliamlara gereken cevabın verilmesi noktasına getirmişti. Bunun için en elverişsiz şartlarda kendi imkânlarıyla ürettiği patlayıcılarla istişhadi eylemlere başladı. Mühendislik Fakültesinden mezun olduktan sonra diplomasıyla bir işe girip hayatını rahatlık içinde yaşayabilirdi. Ama o yücelere gözünü dikmişti.
Dünyadaki geçici lezzetlerle pek ilgilenmiyordu. Kendini direnişe adamıştı.
Annesinin dediği gibi; “Allah senden razı olsun Ey Yahya…!”