Metin Yüksel Platformu tarafından düzenlenen anma programına HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, İstanbul Milletvekili Hasan Turan, IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı İsa Güvendik, şehidin kardeşi Müfid Yüksel ve birçok STK temsilci ile çok sayıda vatandaş katılım sağladı.
Yasin Aydoğan tarafından okuduğu Kur'an-ı Kerim ile başlayan programda konuşan Fatih Akıncıları Derneği onursal Başkanı Mehmet Şahin, Türkiye Müslümanlarının cıvan mert delikanlısı, Fatih Akıncıları Derneğinin Başkanı olan Metin Yüksel'in 42 yıl önce Fatih Camii avlusunda kurulan pusu sonucunda şehid edildiğini hatırlattı.
"Allah'a hamd olsun ki tam 42 yıldır bu sözümüzde durmaya çalıştık"
Şahin, "Şehadetinden 6 ay önce 24 saat birlikteliğimiz vardı. Şehadet anına kadar da şehidimizle birlikte olduk. Rahmetli Metin son 6 ay içerisinde o kadar çok şehidlikten ve şehadetten bahsediyordu ki adeta şehid olacağını hissetmiş ve fark etmişti. Hatta bize bir vasiyette bulundu. Eğer ben şehid olursam cenazemi hemen kaldırmayın. En az 3 gün bekletin ve Türkiye'deki Müslümanlara haber salın ve yoğun bir kalabalıkla düşmana öyle bir gözdağı verin ki, şehadetim ve dökülen kanım onların korkusu ve kâbusu olsun. Cuma günü şehid edildi ve pazar günü burada Fatih Camiinde cenaze namazı kılındı ve Edirnekapı'daki kabrine götürdük. Burada anlatmak istediğim şey şudur. Biz 6-7 arkadaş o gün Edirnekapı'daki kabrini hazırladık. Yasinlerle salavatlarla kabrini kazdık. O gün şehidimizi toprağın bağrına bıraktık. Orada bir söz verdik. Yücelttiği ve kaldırdığı mücadele bayrağını asla bırakmayacağız. Mücadelesini asla unutturmayacak ve unutmayacaktık. Allah'a hamd olsun ki tam 42 yıldır bu sözümüzde durmaya çalıştık." dedi.
"Metin Yüksel tanımam IHH'nın kurulmasına vesile oldu"
Programda bir konuşma yapan IHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, "Bir gün sabah namazına Fatih Camiine geldim. Gençliğe yeni adım atan gençlerin sohbetine denk geldim. Yanlarına yaklaştım. Sandviç alıp çocuklara ikram ederek hem ikramımı kabul etmelerini hem de sohbetlerini dinleyebilmek için izin istedim. Aralarından bir tanesi başını kaldırarak abi sen Netin Yüksel'i tanıyor musun diye sordu. Ben Metin Yüksel'i tanımıyordum ve ilk defa bir mahalleli bir çocuktan dinledim. Metin Yüksel'i sokaktaki çocuklar anlattı. O'nun ufkunu ve Afganistan'a giderken şehid oluşunu anlattı. Orda bir dua ettim. Ya Rabbi yeryüzünün her yanına gideyim aynen Metin Yüksel gibi Fatih Camisine geleyim burada yapılan sohbeti dinleyip tekrardan dünya Müslümanlarına yardım etmek için gideyim. Metin Yüksel bu duanın sebebidir. İHH'yı kurduk yeryüzünün her tarafına gittik. Metin Yüksel'in Afganistan aşkı ve Moro bilinçlendirmesi İHH'nın akıllarından bir tanesi oldu." diye konuştu.
"Şehidlerin inandıkları dava hiçbir zaman ölmüyor"
Allah'u Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'de 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin, onlar diridirler ancak siz bunun farkında değilsiniz' diye buyurduğunu hatırlatan AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, "Yıllardır 'şehadet bir çağrıdır tüm nesillere ve çağlara' deniliyorsa, yıllardır 'şehid metin yolun yolumuzdur' deniliyorsa demek ki şehidler, onların yaktıkları meşaleler ve geride bıraktıkları mesaj, her şeyden önemlisi de inandıkları dava ölmüyor demektir." şeklinde konuştu.
Şehid Metin Yüksel Platformu adına basın açıklamasını okuyan Ali Akgün, şehid Metin Yüksel'in kutlu hatıratını anmak, onun kaldırdığı mücadele bayrağını, sürdürdüğü cihad, fedakârlık ve şehadet yoluna bağlılıklarını tazelemek için toplandıklarını söyledi.
"Şehidin emanetine sahip çıkarak bu mücadelenin bir parçası olduğumuzu göstermiş oluyoruz"
Akgün, "Şehidlerimiz kendilerini sadece belli bir ülke, belli bir kavim veya sınırlı amaçlar için feda etmediler. Onlar savundukları ve uğruna adandıkları değerler ve idealler ile bütün İslam Ümmeti ve insaniyet için sönmeyen bir kandil oldular. Zira Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şehidlerimizi ölümsüz olarak tanımlarken, onların bereketlerinin zamansal ve mekânsal açıdan bütün yeryüzüne ve bütün toplumlara dönük olduğunu beyan ediyor. Şehidimiz Metin Yüksel de 'şehadet bir çağrıdır, tüm nesillere ve çağlara' derken bu hakikate işaret ediyordu. Bizler de var oluşa şahitlik ve yaşayan şehidler olma bilinciyle şehidlerimizin bizlere emanet bıraktığı İslami mücadele anlayışını, onların yol gösterici ışığı altında devam ettirerek bu evrensel misyonun bir parçası olduğumuzu göstermiş oluyoruz." dedi.
Şehidleri anmak ve onların kutlu hatıratlarını yaşatmanın ümmetin üzerine bir borç olduğunu belirten Akgün, konuşmasını şu şekilde noktaladı:
Günümüz dünyasındaki çok yönlü gelişmeler, İslam ümmeti üzerinde oynanan oyunlar, Müslümanlar olarak bütün dünyada zorlu ve ağır sınavların içinde olduğumuzu göstermektedir. Bizler tüm bu süreçlerde, şehidlerimizin ortaya koyduğu örnek mücadele, örnek duruş ve örnek istikamet ışığında ümmetimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmiş olacağız. İşte şehadetinin 42'inci yıldönümünde kendisini rahmet, minnet ve hasretle andığımız kutlu davamızın sönmeyen meşalesi Şehid Metin Yüksel, amelleri ve beyanları ile bizlere aydınlatıcı bir furkan oldu.
Program şehidin mezarı başında yapılan dua ile son buldu.