Doğruhaber/Haber Merkezi
O mazlumlar, varlıklarıyla koca koca küfür saraylarını tehdit eder durur... O mazlumlar tir tir titretir zulüm saraylarını. Bu yüzden zalimin tek çaresi vardır. Yok etmek. Karşılaşmaya yürekleri yetmez, çünkü bu mazlumun bakışları onların mermilerinden daha da bir tesirli. Ondandır ki hep kalleşçe arkasından tuzak kurarak yaparlar bu meşum fiillerini. Tek başına da gelmezler. Ödleri patlar.
Kim mi bu mazlumlar?
Şehit Musa Önen
Mardin Ömerli İlçesinin Kaynakkuyu köyünden olan Musa, genç yaşta Adana'ya yerleşmiş ve orada evlenip çoluk çocuğa karışmıştı.
Musa fiziksel olarak zayıf bir bedene sahip olduğu için ağır işlerde çalışamaz bu yüzden seyyar satıcılıkla geçimini sağlardı. Sosyal bir kişiliğe sahip olan Musa sürekli gençlerle ilgilenmekte onların bulunduğu ortamlara kahvelere girip çıkarak onlara İslam'ı anlatmaktaydı.
Hem fakir, hem zayıf, hem de çalışkan ve dirayetli, gençleri boş bırakmayan onların mekânlarına bile gidip hak davayı anlatan bu salih kulun küfrün hedefine girmesi kaçınılmazdı. Sürekli tehditlere maruz kaldı. Ama yılmaz davetçi, umursamadı bile. Onun İslami kıyafeti, taktığı takkesi, sakalları bile mürtetleri ürkütüyordu. Ama tehditlere pabuç bırakır mıydı? “Allah yolunda asla taviz vermem! İslam ağacı sulanmazsa yeşermez, bu su da şehitlerin kanlarıdır” diyordu.
Nihayetinde önce rüyasını gördü. Boğazından vurulmuştu. Gördüğü rüyanın heyecanı henüz geçmemişti ki zalimler onu kurşun yağmuruna tutular. 1992 yılının Haziran ayıydı. Yatsı namazını eda etmiş eve dönerken azgınların tuzağına düşmüş bir aslandı. Tam da boğazından vurulmuştu. Şehit olduğu yerde 42 boş kovan bulunmuştu.
Şehitler kanlarıyla nice fidanlar yetiştirdi.
Kinleriyle yok olacak insanlık düşmanları. Çünkü her düştüğü yerde yeni fidanlar yetiştirdi şehitler. İşte oğlu Abdurrahman şöyle anlatıyor duygularını:
“Babam şehit olduğunda 6 yaşındaydım. Doyamadım babama. Ama babamın arkadaşları bizi hiç yalnız bırakmadı.”
Şehit Musa 38 yaşında şehit olduğunda en büyüğü 12 yaşında olan 6 çocuğu vardı.