Bismihi Teâlâ
Son kutlu elçi, birisinin camiye gidip geldiğine şahit olduğunuzda, o kimsenin imanına tanıklık edilebileceğini söyler. Hal bu iken; imanını, ölümlerin en güzeli yani şehadet ile taçlandıran o inananların ne kadar talihli, ne kadar izzetli bir mertebeye ulaştıklarına bir kez daha şahit olduk.
Bu kez terör, vahşet, vandalizm… Ne kadar insanlığa sığmayan tabir varsa tarife muhal olmayacak biçimde… Ekvator’un güneyinde; manzarasıyla, doğallığıyla, coğrafyasıyla adeta yeryüzü cennetini andıran Yeni Zelanda’da görüldü. 50 Müslüman sırf İslami kimliklerinden ötürü cami içerisinde, ibadetle iştigal halindeyken katledildi. Okyanuslar içerisinde şirin adada ruhları Cenneti Bakiye ulaştı. Biizniallah!!! Masmavi sular, yemyeşil ağaçlar, engin sema, havada uçuşan kuşlar hayret etti bu dehşet verici manzara karşısında… Camide, evet oracıkta 50 beden al kanlar içinde şehadet mertebesine ulaştı. Allahu ekber!!!
Her yaştan bedel ödeyen oldu. Muca Abdi 3 yaşındaydı. 14 yaşında lise öğrencisi Sayyad Milne, 71 yaşındaki Daoud Nabi… ve Pakistanlı Rashid, canını hiçe sayarak, masumların katlini önlemek için 28 yaşındaki Avustralyalı saldırgan Brenton Tarrant'ın elindeki silahı almaya çalıştı. O da bir kahraman olarak hayata veda etti. Her birisi bir yerden! Kimi iltica etmiş, kimisi nafakası için gelmişti memleketlerinden ta uzak yere, Yeni Zelanda’ya… İnançları bir, kıbleleri bir, meskenleri bir olan bu muvahhitleri ezan buluşturmuştu her zamanki gibi… Cuma günü, öğlen saatlerinde 200 kişilik bir topluluk cem olmuştu. O gün kimisinin azığı şehadet şerbeti… Ölümü bariz şekilde zikirle meşgul olurken oldu… Ne güzel ölüm, ne güzel veda… Ruhları şad olsun, mekanları cennet!..
Sizler cami şehitleri oldunuz… Filistin’deki El Halil Cami şehitleri gibi, Türkiye Kürdistanı’nın mazlum coğrafyası Susa Camisi şehitleri gibi… Kardeş oldunuz, kaderdaş oldunuz ki zaten kardeştiniz. Kimisi sabah namazı saflarında, kimisi Cuma namazı vaktinde, kimisi rahle başında… Kimisi cami avlusunda, kimisi cami yolunda, kimisi cami içerisinde… Hepsi de yüzümüzü ak eden, insanlığa hidayet esintisi olan mübarek simalar!..
Sizler nerede olursa olsun hangi mekânlarda olursa olsun Müslümanca yaşamanın ne demek olduğunu gösterdiniz… Tüm Zelanda’yı mescide çevirdiniz.
Sizler İslam’ın şiarlarına tahammül etmeyen kandan beslenen batı terörünü kanınızla boğdunuz… Tüm Zelanda’yı ezan sesiyle inlettiniz.
Sizlerin kanının bereketi hemen filiz vermeye başladı bile… Batı âleminde özellikle Müslüman olanların sayısı giderek artıyor.
Sizler insanlığın yüzünü ak ettiniz… Dumura uğratılmış, köreltilmiş vicdanları uyandırdınız.
Ve sizlerin kanı; umarız ve ümitvarız ki paslanmış gönülleri, nefsinin pençesinden, iblislerin tasallutundan tutsak olmuş anlayışları azade edecektir.
…
Bu vandalizmle batı terörünün arlanmaz maskesi bir kez daha görüldü. Müslümanlara karşı olan tahammülsüzlükleri bir kez daha ortaya çıktı. Dünya halkları herkes gördü ki, Müslüman’ın düşmanına bile ne kadar iyi niyetli olduğunu, barbar saldırgana bile 71 yaşındaki Afganlı Davud Nabi’nin 'Hello Brother' diyaloğu halen insan olan herkesin dilinde.
Cami katliamında hayatını kaybeden Afganistan göçmeni 71 yaşındaki Davud Nabi, camiye girdiği sırada niyetini bilmediği saldırgana ‘Merhaba kardeşim’ dediği saldırganın kayda aldığı görüntülerde yer almıştı. Ve Katliamda hayatını kaybeden Davud Nabi, ‘merhaba kardeşim’ sözlerinden birkaç saniye sonra saldırgan tarafından hedef alınarak katledildi.
Al Noor ve Linwood camilerinin her sütunu, minberi, mihrabı, minaresi, ezanı bir sembol olarak yaşayacaktır. Biiznillah!!! ve tetikçiler, tetik çektirenler hep lanetle anılırken; hedeftekiler, hedefe konulanlar rahmetle anılacaktır.
Kalın sağlıcakla…