Ceylanpınar’a bir duman bulutu eşliğinde giriyoruz. Nefes almayı zorlaştıran yanık kokusu bitecek diye beklerken merkeze yaklaştıkça yoğunlaşıyor. Öğreniyoruz ki şehrin sakinleri bir haftadır bu havayı soluyor. Sınırın öte yanındaki silahlı çatışmalarda bir grup, büyük bir buğday tarlasını ateşe vermiş. Komşu ilçedeki savaştan kalan son iz belki de bu dumandı. Çok değil, birkaç hafta önce, Ceylanpınar’ın yanı başındaki Rasulayn, önce Suriye Hava Kuvvetleri’nin bombardımanı altında, sonra da Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) ait kuvvetler ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’nun çatışmaları arasında kalmıştı. Bu süreçte binlerce kişi evini bırakıp Türkiye’ye iltica etti, onlarcası hayatını yitirdi. Ceylanpınar da bombardımandan, seken kurşunlardan, şarapnel parçalarından nasibini aldı; evlerin ve işyerlerinin camları patladı, mermiler hanelerin içine kadar girdi. Yaralananlar, şehri bir süreliğine terk edenler oldu. Okullarda ise belli aralıklarla eğitim durdu. Neyse ki Akçakale’deki gibi korkulan olmadı. Şimdilik karşıda silahlar sustu. Taraflar şehir merkezinden çekildi. Rasulayn halkı evine, Ceylanpınarlılar ise günlük hayatına geri dönüyor. Yaklaşık 20 gün süren sıcak savaşın ardından mevcut durumun, kamuoyuna yansıyan iddiaların izini sürdük.
Ceylanpınar, Türkiye-Suriye sınırı boyunca kurulmuş şehirler arasında özel bir önem taşıyor. Etnik yapılar dikkate alındığında, hudut çizgisinin böldüğü yerleşkelerde ya Arap ya Kürt asıllı vatandaşlar çoğunlukta. Fakat Ceylanpınar ve komşusu Rasulayn’da bu iki etnik yapı bir arada. Sınır şehirlerinde olduğu gibi akrabalık bağları da var. Suriye’deki iç savaşta ‘Esed ve diğerleri’ diye konuşlanan saflar, bu sefer şekil değiştirdi. Önce Esed askerleriyle savaşıp şehrin kontrolünü eline alan ÖSO, PKK’nın Suriye uzantısı olmakla suçlanan PYD ile Rasulayn’da karşı karşıya geldi. Çatışmada Kandil’den yardım geldiği ve Türkiye’ye komşu Kobani ve Kamışlı gibi yerlerde bağımsızlık ilan edildiği malum. Bir yandan da Esed rejiminin Suriye’nin Türkiye’ye paralel topraklarını PYD’ye bıraktığı konuşuluyor. Suriye’de tek vücut bir Kürt hareketinden söz edilemez. ÖSO içinde savaşan büyük bir çoğunluğa rağmen PYD kendi dışındaki unsurları, Türkiye’nin doğusunda devlet için çatışan koruculara benzetiyor. Rasulayn’daki bu kritik karşılaşmayla beraber önce Ceylanpınar’ı, sonra dünyayı etkileyen bazı iddialar yayıldı. ÖSO’nun Rasulayn’da Kürt halka zorbalık ettiği, onlar adına çatışan grubun aslında El Kaide bağlantılı olduğu, Ceylanpınar sokaklarında silahlı grupların dolaştığı, evlerde ağırlandığı, emniyet güçlerin bu duruma göz yumduğu, hatta hükümetin bu gruplara tank hibe ettiği konuşuldu. Bunun sonucunda üçte biri Arap, kalanı Kürt asıllı vatandaşların yaşadığı ilçede, iki etnik grup arasında gerginliğin boy gösterdiği öne sürüldü. Sokağa çıkıp esnafla, çarşıda alışveriş yapan vatandaşla, Ceylanpınar’da ağırlanan Suriyeli Kürt ve Arap misafirlerle, Rasulayn muhaliflerinin sözcüsüyle ve ilçenin önde gelen yöneticileriyle konuştuk.
Ceylanpınar’da sokakta dolaşanların 3’te biri neredeyse Suriye’den. İlçe sınırları içinde yer alan çadır kent sakinleri çarşı iznine çıktığı gün bu oran daha da artıyor. Meydandaki Gençlik Parkı’nda Rasulaynlı anneler çocuklarıyla oynuyor. Bazı işyeri sahipleri, karşıdan gelen akrabalarına iş vermiş. Lokantalarda, tarım ve inşaat alanlarında işçilik yapanlar var. Mahalle aralarında iki şehrin çocukları top koşturuyor. Ailelerin bir kısmı dönüş yoluna geçse de hâlâ duvarlar ardında endişeli bekleyenler de var. Temkinli yaklaşanlar arasında Kürtler çoğunlukta desek yanlış olmaz. ÖSO kontrolündeki şehir merkezine girmekten çekiniyorlar. 20 gündür Ceylanpınar’a sığınan Velit Şeyho Barazi ve ailesi onlardan biri. Aynı aileden 74 kişi gelmişler. PYD’yi desteklemiyorlar ama çatışmanın ardından muhaliflerin nasıl bir tavır takınacağından emin değiller. Barazi, PYD ve Esed rejiminin işbirliği içinde olduğu söylentilerine anlam veremediğini ifade ediyor. Ona göre 50 yıldan fazladır Kürtlere nüfus kâğıdı dahi vermeyen, zulmeden bir düzenin sözüne güven duyulamaz. Barazi’nin ağabeyi ve yeğeni hava bombardımanında vefat etmiş. Silahlar sussa da dönüş için bir süre daha beklemedeler. 60’larındaki Sara ve Hüseyin Seydo çifti çocuklarını ve torunlarını toplayıp gelmişler. İlk günler sokakta yatıp kalkmışlar. Sonrasında Suphiye Altuğ, eşi Beşir Bey’in haberi olmadan onları boş dairelerine almış. Aile bireylerinin çoğu eğitimli. Bize durumu anlatan Emine Hanım’ın kendisi sınıf, kardeşlerinden biri de İngilizce öğretmeniymiş. Ne mülteci kamplarına yerleşmek ne de bedava yaşamak istiyorlar. Çalışma izni alıp mesleklerini Türkiye’de icra etmeyi arzu ediyorlar. PYD’ye de ÖSO’ya da güvenmiyorlar. Sara Seydo, “Ne camiye ne de kiliseye yaranabildik!” diyor.
Kürt ailelerinin bu korkusunu Rasulayn ve civar ilçelerin ÖSO sorumlusu Abulez En-Naimi’ye soruyoruz. Ceylanpınar’ın aksine üçte biri Kürtlerden oluşan Rasulayn’da halklar geçmişte nasıl barış içinde yaşıyorsa şimdi de aynı düzenin devam edeceğinin güvencesini veriyor. En-Naimi, “İsteseydik, evleri yıkıp geçerdik ama her şey yerli yerinde duruyor.” şeklinde cevaplıyor bizi. El Kaide’yle birlikte savaştıklarını yalanlıyor. Kürtlere bir husumetin söz konusu olmadığını, hatta Kamışlı’da ÖSO’ya katılanların varlığından bahsediyor. Ceylanpınar Belediye Başkanı Av. İsmail Arslan ise akrabalarından aldığı bilgilerle, Kürtlerin fundamentalist muhalif grupların zulmüne uğradığını iddia ediyor. Hatta Esed rejimini mumla aradıklarını söylüyor.
İç savaş ithal etmeye çalışıyorlar
Suriye’deki iç savaşın esnafı nasıl etkilediğini anlamak zor. Herkes aynı fikirde değil. Alışverişte ve emlakçılıkta hareketlilik olduğu söyleniyor. Diğer yandan 3 hafta boyunca süren sınır çatışmasında vatandaşların evlerden çıkmaması, ticaretin durgunlaşmasına sebep olmuş. Şehrin önde gelen esnaflarından Mehmet Şerif Altuğ, beyaz eşya alıp satıyor ve ayrıca emlak sahibi. İşlerinde bir değişiklik olmadığını ifade etse de çarşıdaki kalabalık, çadır kentten alışverişe gelenler, bina camlarında asılı satılık ve kiralık yazıları misafirlerin şehre hareketlilik getirdiğinin ispatı. Rasulayn’dan Ceylanpınar’a girenlerin sayısı 27 binin üzerinde. Kaymakamlık ve mahalle muhtarlarının işbirliğiyle kimin nereye yerleştiğinin kayıtları tutulmuş. Kaymakam İbrahim Çenet’e göre, şehre kimin girip çıktığı bilgileri dâhilinde. Yani iddia edildiği gibi sokaklarda silahlı güçlerin dolaştığı gerçek dışı. Çenet, çatışmalar boyunca Ceylanpınar’dan manipülatif bilgiler yayıldığını söylüyor. Ona göre Rasulayn’da Arap ve Kürtler çatışıyor gibi gösterildi, insanların hassas duyguları üzerinden politika yapıldı. Çenet, Türkiye olarak Suriye’de yaşananları, bir milliyet değil, kurtuluş savaşı şeklinde yorumladıklarının altını çiziyor. Bunun yanında ÖSO’nun Türkiye’yi bir coğrafi geçiş koridoru şeklinde kullandığı söylemini doğru bulmuyor. Çünkü buna ihtiyaçları yok, kendi yol ağları mevcut.
İbrahim Çenet, “Suriye’den Türki-ye’ye nasıl bir iç savaş ithal edebiliriz, Türkiye’yi uluslararası kamuoyunda nasıl suçlu gösterebiliriz diye uğraşanlar var.” diyerek iddiaları yorumluyor. Kaymakam, Türkiye’nin süreci dikkatle izlediğini ve taraflara eşit mesafede durduğunu söylüyor. Hatta, Rasulayn’da yaralanan çatışmacılara, tarafına bakmaksızın sınırları açmışlar. Viranşehir Devlet Hastanesi’ni PYD’ye, Ceylanpınar’ı ise ÖSO’ya ayırmışlar. Fakat sınır boyunun kontrolü ÖSO’da bulunduğu için PYD savaşçıları kapıdan girememiş.
Diğer yandan Başkan İsmail Arslan, Türkiye’deki Arap aşiretlerin, Suriye içinde güç mücadelesinden faydalanmak niyetinde olduğunu ifade ediyor. İnisiyatif kazanmaları hâlinde Türkiye’nin huzurunun kaçabileceğinden bahsediyor. Arslan, Türkiye’nin tarafsız bekleyişini de eleştiriyor. Ona göre PYD’nin Suriye’de söz sahibi olması istenmiyor. Hâlbuki burada kurulacak bir öz yönetim, ülkedeki Kürt sorunu için örnek teşkil edebilir, bir çıkış ve barışa giden bir yol olabilir. Kürtlerin savaşmaktan yorulduğunu dile getiren Arslan, Suriye’de kimin yanında yer alırlarsa onun galip geleceğine inanıyor.
Rasulayn’da susan silahlar ve gergin bekleyişin ardından karşıt grupların anlaştığı haberi geldi. Bölgenin ÖSO sorumlusu En-Naimi, arada bir rehine krizi yaşandığını, 43 PYD savaşanının ellerinde olduğunu söylüyor. On günde karşı cephe 80 civarı, ÖSO ise 17 kayıp vermiş. Peşmergelerle çatıştıklarını doğruluyor. Fakat şu an için şehirden çekilmişler, yerli gruplar varlığını sürdürüyor. Muhaliflerin sözcüsü, Rasulayn’da aynı zamanda Türkiye için PKK’ya karşı savaştıklarına değiniyor.
Suriyeli misafirlerin yarıdan fazlası evlerine döndü. Ceylanpınar’da belli aralıklarla eğitime ara verilen okullarda ders zili çalıyor. Telafi programları uygulanıyor, öğretmenlere savaştan etkilenen öğrencilerin rehabilitasyonu amaçlı seminerler veriliyor. Komşuda hareketli günler bitse de Rasulayn’ı apaçık gören Öğretmenevi bahçesindeki genç yaşlı izleyiciler hiç bitmiyor. Spekülatif haberler ilçe sakinlerinin dilinden düşmese de iyice tek bir fotoğraf karesi görememek, konuşulanlara şüpheyle yaklaşmayı gerektiriyor.