Diyorlar ki aşk kapıyı çalmadan gelir… Diyorlar ki aşk geçici bir hevestir… Diyorlar ki aşk acı ve hüzünler durağıdır, bu yolculuğa çıkanı perişan edip ruhunda ıstıraplar estirir. Susuyoruz… Haklı olduklarından ya da doğru söylediklerinden değil elbette! Doğru aşkı, Hakk'ı bulamadıklarından susuyoruz… Bilakis haykıra haykıra söyleyeceğimiz günler yakın bunu da biliyoruz!
Doğruyu bulabilmek için akıl lazımdır, bu da insandaki en değerli sandıktır. Eğer âdemoğlu o sandığı çürümeye bırakırsa, pişmanlıklar saracak onu kemikleri çürümeye başlayınca. İnsanı ibadetlerden ve kulluktan sorumlu tutan akıl, doğruyu bulmak için yeterli değil midir? Hz. İbrahim misali yıldızlarda, göklerde ve güneşte arasan dahi Yaradan'ın özenle sana verdiği akıl, seni elbette hak olana yani Hakk'a götürecektir. Sen sana verilen hazineyi kuyumcuda bozdurmak yerine, toprağa gömersen hiçbir kâr elde edemezsin! İnsanın en kıymetli hazinesi olan akıl da bu örneği andırır, aklını o aklı sana verenin yolunda kullanırsan en akıllıca seçimi yapmış olursun!
Aşk kapıyı çalmadan gelir diyorlar… Sen o kapıyı ardına kadar açarsan, çalacak kapı bulamaz. Diyorlar ki, aşk geçici bir hevestir. Diyoruz ki faniye sevdalanırsan fani aşklar yaşarsın! Diyorlar ki aşk acı ve hüzünler durağıdır. Biz de diyoruz ki huzurun asıl sahibine varmazsa gönül, acılar tüm ömrünü sömürür…
tövbe et. O, sana bir secde kadar yakın… Hz. Rabia'tül Adeviyye'yi birçoğunuz bilirsiniz. Geceleri uykusundan feragat edip ibadetle meşgul olmasıyla şiirlere konu olmuştur. Ve yine ibadetle meşgul olduğu gecelerden biriydi. Aşk'la serdi seccadesini yere, namazını bitirdikten sonra içtenlikle yalvardı Rabbine, “Ya Rabbi! Şu vakitte birçok kimse uyudu. Birçok kimse sevdiğine gitti. Ben de sana geldim, zira benim sevdiğim sensin!” Ardından tesbihat ve zikirle meşgul olurken uyuyakaldı. Sonrasında bir hırsız girdi evine, sağına soluna bakınınca oldukça az miktarda eşya olduğunu gördü. Üstelik bu eşyalar da eski ve yıpranmıştı. Bu ev fakir ve gariban birininmiş diye geçirdi aklından. Lakin bu kadar girmişken, az da olsa birkaç parça eşya almadan çıkmak olmaz, dedi.
Torbasına doldurduğu birkaç parça eşya ile tam evden çıkmak üzereyken, şaşkınlık içinde kalakaldı. Az evvel girdiği kapı yerinde yoktu, her yer düz duvardı! Aldıklarını geri bıraktı, çevresine bakındı, daha demin olmayan kapı işte tam orada duruyordu. Tekrar aldı bıraktığı eşyaları, baktı ki kapı yine yok! Bu işlemi tamı tamına üç kez tekrarladı. Tam da o anda duvarlar dalga dalga yarılarak dile geldi ve şöyle söyledi : “Ey hırsız! Seven uyudu ama sevilen ayakta!”
Sonrasını soracak olursanız hırsız hemen orada kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. Severseniz sevilirsiniz ey inananlar! Sevdanız Hakk'a olursa, Allah da sizin yanınızda. Asla unutmayın, biz bir adım gidersek o bize on adım gelir! Onun sevgisi ve merhameti tüm sevgilerin en büyüğü ve en gerçeğidir. Gerçek sevgiler yolunda Rabia'tül Adeviyye gibi sevmek ve sevilmek duasıyla…