Darb-ı mesel haline gelmiş güzel bir söz vardır. "Sevginin açtırdığı çiçekleri hazan solduramaz." Bam teline dokunan ve gönlüme kor düşüren bu sözün tesiriyle, kimi zaman hüzünlenir ve şairin şu dizelerini mırıldanırım:
"Şu hazan mevsiminde ne değerler yitirdik.
Benim garip dünyama neden bahar gelmiyor?
Zemheri savaşlarla kanı donmuş âlemin
Solmuş bedenlerimiz senden rahmet bekliyor."
Sevgi, ebeveyn ve öğretmenlerin çocuk üzerindeki en tesirli gücüdür. İçten gelen ve rahmani duygularla beslenen sevgi, gönül tahtına bir defa oturdu mu, onu oradan top ve gülleyle söküp atamazsınız asla. Lâkin sevginin gücünü kullanmasını bilmek de gerçek bir sanattır. Yüreklerin susuzluktan kurak çölleri andırdığı bir zamanda nefislerin suya kavuşması, umutların yeniden yeşermesi ve çiçek açmasıdır sevgi... Sevgiyle buluşan yürekler, rahmet ikliminde bir defa çiçek açtı mı, hiçbir hazan rüzgârı o çiçekleri solduramaz artık. Elhasılı kelam, bu ümmetin muntazır gülleri, şefkat ve rahmet damlalarının gönül deryalarına değmesini hasretle beklemektedir.
Çocuğunu sevmeyen anne-baba yoktur. Ancak sevgisini izhar etmeyen, göstermeyen anne-baba pek çoktur. Sevgiyi çocuktan esirgemek kültürü, İslam’ın onaylamadığı bir kültürdür. Oysaki eğitimde sevmekten ziyade sevgisini gösterebilmek esastır. Öyle ise ey anne-babalar/öğretmenler! Sevginizi izhar ederken cimrilik yapmayın. Böyle yaparsanız çocuklarınızı, başka ortamlarda sevgi arayışına itmiş olacaksınız.
Resulü Ekrem(s.a.v) bu hususta: "Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa, ona sevdiğini söylesin" buyurmuşlardır.
Muhatabımıza sevgimizi belirtip göstermek kaynaşmaya bir teşviktir. Zira kişi, kardeşine kendisini sevdiğini haber verince, bu sayede onun kalbinin kendine meyletmesini sağlar ve sevgisini celp eder. Üstelik İslam’daki kardeşlik hukuku bunu gerektirir.
Sağlıklı iletişim kurmanın yollarından biri de gülümsemektir. Zira her tebessümünüzde beyninize oksijen gitmekte ve karşınızdaki çocuğunuza (veya yetişkine) pozitif enerji yüklemektesiniz. Bakışlarınızı cezalandırmak için değil, sevgi mesajı göndermek için kullanın.
Sağlıklı iletişim kurmanın yollarında biri de insanların olumlu davranışlarına odaklanmaktır. Olumlu ve güzel davranışları takdir edin. Tenkid kadar, övgülerin de çocuğun veya yetişkinin şahsına değil, davranışlarına yapılması gerektiğini unutmayalım. Tabi bu dengeyi sağlamanın yolunun da muhataplarımızla sağlıklı iletişim kurmaktan geçtiğini unutmayalım.
İletişim; ne söyleyeceğimizi, nerede ne zaman ve nasıl söyleyeceğimizi en iyi bilme sanatıdır. Eğitimin temelinde de sağlıklı iletişim vardır. Aslında çocuğun veya yetişkinin kişisel özelliklerini göz önünde bulundurarak, onunla sağlıklı bir iletişim kurmak da bir sanattır. Bu sanatı icra etmek için de iyi bir dinleyici olmak şarttır. Muhatabınızla göz kontağı kurun. Çocuklar ve yetişkinler için durum aynıdır. Pasif dinlemeyi değil etkin dinlemeyi seçin. Çocuğunuzun sözlerini değil, sözlere yüklediği duyguları anlamaya çalışın.
Empati kurun; yani olayları çocuğunuzun gözüyle görmeye çalışın. Düşünce ve duygularını önemsediğinizi hissettirin. Muhatabınız ( çocuk veya yetişkin) herhangi bir konuda öneride bulunduğunda sabır gösterip dikkatle dinleyin. Muhataplarınızın önerilerini -uygulanamayan kısımları dışında- yabana atmayın. 'Seni dinliyorum ama bildiğimden de şaşmayacağım' yaklaşımının ise ne iletişim sanatında ne de istişare kültüründe yeri olmayan bir yaklaşımdır.
Bunun için ailenize, çocuklarınıza ve bütün muhataplarınıza bir şekilde zaman varken zaman ayırın. Zamanın çok hızlı akıp geçtiğini ve satın alınamayacağı bir hakikattir. Bugün çocuk deyip önemsemedikleriniz yarın yetişkinliğe, yetişkinlerin de ihtiyarlığa evirildiği bir hayatta, geçen zamanın geri gelmeyeceğini unutmayalım. Madem hakikat böyledir, zaman varken, gelin sevgimizi izhar, muhabbetimizi bal eyleyelim ves'selam!