Mesih aynı zamanda seyahatten gelir. İsa Mesih'in yeryüzünde çok dolaştığı gittiği her yer de mübarek kılındığı için de ona mesih denilmiştir. Müslüman hayatta kendini seyahat halinde görür. Her hali her hareketi her işi aslında bir tür seyahattir. “O tevbekâr olanlar, o ibadet edenler, o hamd edenler, o oruçlular- Seyahat edenler, o rükua varanlar, o secdeye kapananlar, iyiliği emredip, kötülükten vazgeçirenler, Allah'ın hududunu koruyanlar (emirleriyle yasaklarının ölçülerine riayet edenler)dır. Müjde ver o müminlere, müjde! (Tevbe:112) bu şekilde seyahat eden aynı şekilde teyemmüm alarak elleri ve yüzü mesh eden her Müslüman “Mesih” oluyor.
AYAKLARI YIKAMAK
Abdestte ayakları yıkamak farzdır. Ayette ayaklar “ercül” diye geçiyor ki bu da rical ile aynı köktendir. Rical adamlar demektir. Çünkü adam ayağı üstünde durabilen güçlü, güven veren kimsedir. Bu manada abdest insana adamlık vasfı kazandırır. Bastığı yere temiz basar, bastığı yeri kirletmez. Bu şekilde ayakları üzerinde durulmuş olur. Herkes ayakları üzerinde duruyor görünür ama amaç bastığı yeri düzeltmek değilse bilakis düzetmek ise o ayak kademesizdir. Mertebesizdir.
ADAM MÜZEKKER AYAK MÜENNES
Adam manasındaki recül doğal olarak eril bir lafız iken ayak manasındaki ricl ise dişil bir lafızdır. Abdest de ayakların yıkanması adamın kendi dişisine tenezzülünü ve hizmetini ifade eder. Buna göre adamlık ayakta olmak fakat aynı zamanda inip tenezzül etmektir. Bu şekilde insanda aynı anda hem güç hem de nezaket birleşmiş olur.
Kadın dahi ayaklarını yıkarken aslında adama karşı inceliğini ve letafetini ortaya çıkarmış oluyor.