FRANSA- Paris Medine Kültür Derneği, şehadet yıldönümlerinde Şeyh Said ve Susa cami yarenlerini anma programı düzenledi.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Ahmet Çalak Hocanın program hakkında yaptığı kısa sunum ile devam etti.
Hemen akabinde söz alan Nasır Yılmaz Hoca, hamd ve salat ile selamdan sonra Şeyh Said'in davasına değindi.
Yılmaz konuşmasında, "Değerli kardeşler, Şeyh Said idama giderken şöyle söylemişti: "Hayatımın sonuna geldim ve mücadele ettim ki Allah'ın (c.c) dini, namusu ekber olan İslam ayakta kalsın ve torunlarımızın başı müstekbirler önünde eğilmesin." sözünü hatırlattı.
Şeyh Said'in ticaret yaparak medresede talebe okuttuğunu ve kıyam başladığı zaman medreselerin bu işe tam techizatla hazır olduğunu söyleyen Yılmaz, "İslam'da kutsal olan hilafet var, ne kadarda o zaman ki hilafet asli hilafet gibi olmasada, yine İslami bir düzen vardı. Ama bu hilafet kaldırılıyor ve yerine faşist uygulamalar geliyor. Yıllardan beri İslam ilimlerinin okutulduğu medreselere,zaviyelere kilit vuruluyor. Şeyh Said bunu fark ederek, buna karşı bir kıyam başlattı. Hz Huseyin gibi."
Daha sonra Yılmaz, Şeyh Said kıyamının bölgesel olarak İslam'a önem vermemize vesile olduğunu söyledi.
Susa katliamına da değinen Yılmaz, "Allah (c.c) Kur'an-ı Kerim'de Ashabı Uhdud'dan bahseder. Cumhuriyet kurulduktan sonra, Ashabı Uhdud'a yapıldığı gibi, ülkemizde çukurlar kazıldı .İşte Susa'da bunlardan biridir. "Allah yolunda öldürülenleri ölü sanma. Onlar diridir ve Rableri katında rızıklanırlar." Biz şahidiz ki Susa şehittir. Onlar, Allah'a cennet karşılığında hayatlarını satmışlardı.'' dedi.
Daha sonra söz alan Ahmet Çalak hoca, Susa katliamına değindiği konuşmasında, "Susa katliamı üzerinden 21 yıl geçti. Müstekbirler bir çok yerde katliam yaptı.Başbağlar köyü, Xatuni köyü, Susa köyü. Hepsi aynıdır. Ancak bu olayları yapanlar hiç bulunmadı. Bugün bakın, o zamanın zalimleri ya intihar etmiş, ya da ölmüştür. Müminler sabretmeli ve yeri geldiği zaman sebat edebilmeli." dedi.
Program, sinevizyon gösterimi ve yapılan ikramlarla son buldu. (Enes Suiçer-İLKHA)