Bir kurna başında yuğdular beni
Şeyhim bir bak da temizlendim mi
Örslerinde dövüp yaktılar beni
Şeyhim bir bak da tava geldim mi
Tam kırk yıldır bir muştunun ardından
Dağ bayır demeden anadan yardan
Bir derviş gibi can pazarından
Şeyhim bir bak da geçebildim mi
Yunus gibi aşkın coşkun halini
Şah-ı Nakşibendi’n hafi zikrini
Fuzuli dilinden yar sevgisini
Şeyhim bir bak da yazabildim mi
Buhara’dan yola çıkıp Bağdat’a
Şem-i murat tutuşturup hayata
Bir gül meclisinde zikir safında
Şeyhim bir bak da olabildim mi
Kerbela’da susuz kalan anlardan
Musa gibi denizin ortasından
Kırklar ile olup çile dergâhından
Şeyhim bir bak da çıkabildim mi
Şeyhim beni erenlere katıver
Cümle derdi çekenlere katıver
Aşk şarabın içenlere katıver
Şeyhim bir bak da içebildim mi
Ne mey yeter oldu ne de meyhane
Aşk ilinde olmuşum ben bigâne
Vaha iken oluverdim virane
Şeyhim bir bak da pişebildim mi
Şeyhim tut elimden bırakma beni
Bendeki benin tut zincirlerini
Bu fani dünyanın sır perdesini
Şeyhim bir bak da açabildim mi
Bende bitti hayat denen emare
Can kuşum da uçup gitti ne çare
Rahmet umup gidiyorum kabire
Şeyhim sınavımı verebildim mi
M. Salih Gönül