Yer, Mekke Akabe mevkii. Tarih, Miladi 621 gece vakti. Evs ve Hazrec kabilelerinden ikisi kadın, toplam 75 Müslüman Resulullah’a biat etmekteler. Bu esnada Ensarın muhaciri olarak adlandırılan Hazreçli Abbâs bin Ubâde ortaya atılarak şunları söylüyor:
• Ey Hazrecliler! Bu zata niçin bey’at ettiğinizi biliyor musunuz? Ona bey’atla insanların kırmızısına ve siyahına, yani Arap ve Arap olmayana karşı savaşa hazır olmayı kabul etmiş oluyorsunuz. Bir felâkete uğradığınız ve ulularınızın maktul düştüğünü gördüğünüz zaman Onu yalnız başına bırakacaksanız şimdiden bırakınız. Bu, daha doğru olur. Yoksa dünyada ve ahirette rüsvay olursunuz. Fakat Ona verdiğiniz sözü tutacak, malca felâkete uğramayı, büyüklerinizin ölümüyle karşılaşmayı göze alacaksanız bunu yapınız. Çünkü dünya ve ahiret hayrı bundadır.
Beyattan sonra bir ses duyulur:
• Ey Mina’da konaklayanlar! Peygamber ile Müslüman olan Medineliler, sizlerle savaşmak üzere anlaştılar.
Peygamberimiz, bu ses için buyurdu ki: “Bu Akabenin şeytanıdır…”
Bu olaydan birkaç yıl sonra Abbas bin Ubade’nin belirttiği gibi insanların kırmızısı ve siyahı, Arap olanı ve olmayanı, doğulu ve batılısı hatta kendi akrabaları bile bu Peygamber âşıklarına karşı birleşmişlerdir. Onların en şereflileri Uhud’da, Bi’ri Maune’de, Reci’de öldürülür, öldürülmekle kalınmaz, kulak ve parmaklarından halhaller yapılır, mal ve mülkleri talan edilir.
Tarihten günümüze gelen süreç içerisinde Peygamber Sevdalıları ve âşıklarının başına gelenler bundan farklı olmadı.
Sünnetullah, tarih boyunca böyle tekerrür etti.
Akabe gibi gece ve gizlice değil de gündüz meydanlarda ve milyonların katılımıyla gerçekleşen Peygambere sevgi ve biat mitinglerinden şeytan ve avenesinin rahatsız olmaması, ürkmemesi, ortalığı velveleye vermemesi mümkün müdür?
Emin olun ki şu an şeytan, tüm güç ve kuvvetini seferber etmiş, tüm şeytanlığını ortaya koyarak var gücüyle feryat ediyor.
İnsanların zaaf noktalarından yaklaşıp Peygamber ve sevdalılarına karşı kışkırtmakta, körüklemekte, şeytani planlar için fikir vermektedir.
En ufak bir trafik kazasının, damda kalan bir kedinin dahi basın ve medyanın gözünden kaçmadığı günümüzde milyonluk kitlelerin görülmemesi ve haber yapılmaması başka nasıl açıklanabilir?
Sosyal belediyecilik adı altında marjinal 5-6 kişinin yerine göre gayr-ı ahlaki istek ve önerilerini dikkate alan, kendilerine araba ve salon tahsis ederek yardımcı olan belediyelerin, Peygamber Sevdalılarının haklı ve yerinde isteklerine olumlu cevap vermemeleri, bürokratik engel ve manialar çıkarmaları şeytanın taarruzda olduğunun ispatı değil midir?
Destek vermesi gereken muhafazakâr ve mütedeyyin yazar ve çizer kardeşlerimizin bu sevgi selini görmeyip işin magazin boyutuyla, ilmi tartışmalarla, vakıayı farklı zaman ve mekânlarda gerçekleşen olaylarla gündeme getirerek zihinleri bulandırmaları şeytanın ne kadar mahir ve ustaca çalıştığını göstermiyor mu?
Evet, bunlar ve başka mânialar İblisin çalışmasının bir sonucudur. Yok, bunları şeytan yapmıyorsa o zaman şeytanın oyun ve desiseleri nerede?
Şeytandan başka bir şey beklenmez. Şeytanlık onun tıynetindendir. O, görevini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Geçmişte de öyle oldu, bugün ve gelecekte de öyle olacaktır.
Bizim açımızdan esas mesele ve sıkıntı, Müslümanların ve hassaten Peygamber âşıklarının üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları ne kadar yaptığıdır.
Ama elhamdülillah şeytan bu kadar feryat ve feveran ediyor, tüm gücünü harekete geçiriyorsa bu onun tehlikeyi sezdiğindendir, yeni Akabe Biatlarının gerçekleştiğindendir, kurmuş olduğu düzenin temelinin sarsılmaya ve çökmeye başladığını gördüğündendir.
Bugünün Peygamber Sevdalıları da bu sevdanın ne anlama geldiğini ve sonuçlarının neler olacağının farkındadırlar. Bu sevdada direnmenin ve sabrın dünya ve ahiret saadetini getireceğinin de idrakindedirler.
Allah-u Teâlâ, bizleri Resulullah’a hakkıyla biat edenlerden eylesin. Amin.