Siirt'te "Davet ve Tebliğde Süreklilik" paneli düzenlendi

Siirt'te "İslamî STK'ların Asli Görevleri: Davet ve Tebliğde Süreklilik" paneli düzenlendi.

Kadim Akademi tarafından Siirt'te düzenlenen Siirt'te "İslamî STK'ların Asli Görevleri: Davet ve Tebliğde Süreklilik" panelinde tebliği dilinin önemine vurgu yapıldı.

İlim Yayma Cemiyeti Konferans Salonunda düzenlenen panelin açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü yapan Cihannüma Derneği İstişare Kurulu Üyesi Fatih Sevgili, 15 Temmuz sonrası yaşanan gelişmelerin ardından Mardin Kadim Akademi öncülüğünde Siirt’te neredeyse bütün medreselerin, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla 2 gündür süren "15 Temmuz sonrası İslami STK’lar: Davet ve Tebliğde Süreklilik" çalıştayı gerçekleştirdiklerini ifade etti.

İlahiyatçı Sosyolog Erol Erdoğan, panelde yaptığı konuşmada sivil toplum kuruluşları, olarak yapılan en büyük hatanın, cemaatler ve dernekler üzerinden oluşan bireyi küçümseme, bireyin görevini hafife alma, bireyi yok etme ve ezme gibi problemlerin olduğunu söyledi.

"Tevhid dilinin, davet dilinin oluşması çok önemli"

Erdoğan, "Tevhid dilinin, davet dilinin oluşması çok önemli. Herkese sıcak gelecek, herkesin anlayabileceği bir tebliğ dilinin, bir davet dilinin oluşması için iki tane temel ayağın olması gerektiğini düşünüyorum. Birincisi dil ve dilin aktardığı muhtevanın sahih olması. Bu sahihliği sağlayacak olan konu Müslümanlıksa Kur’an-ı Kerim ve hadislerdir. Dolayısıyla hem dilimizin biçimi hem de dilin aktardığı metinin, muhtevanın Kur’an-ı Kerim'e ve hadislere uyan yani Kur’an-ı Kerim'e ve İslam’a uyması gerekir.  Evet, İslam bir cemaat dinidir, diye çok söyledik. Çünkü cemaatte topluma taalluk eden kısımlar var ama Türkiye’deki mücadeleden kaynaklanan bir de devlet problemimiz vardı.  Devlete çok fazla vurgu yaptık. İslam’ı önce cemaatle, toplum dini haline getirdik salt olarak. Daha sonra 'devlet dini' haline getirdik ve burada bireyin önemini büyük ölçüde geriye attık. Bir anlamda bireyi de ezdik. Onun için de bu hem birey olarak bir fert olarak sorumluluklarımızı devlete, hükümete sivil toplum kuruluşlarına atmamıza vesile oldu. Birey olarak yapmamız gereken şeyleri yapmak yerine bunu belediyeden, devletten, hükümetten çıkıp bekler hale geldik." dedi.

Tebliğde, davette susturan sözün değil; ikna eden, anlatan, beyan eden sözün daya kıymetli olduğunu vurgu yapan Erdoğan, "Özellikle bu dönem daha kıymetli çünkü bir tartışmada yendiğiniz insanı muhtemelen kaybetmişsinizdir. Peki, tartışmada, münazarada karşıyı yenmek tebliğ midir? Yok, savaşıyorsanız tamam mağlup ettiniz! Ama amaç karşıdakini kazanmaksa, karşıdakinin zihnine, muhakemesine ve kalbine girmekse bu ancak sözle olur. 2001’den sonra bugünkü süreçte İslami camianın tebliğ dini yaşlıdır. Neden? Çünkü 1970 ve 1980 yıllarının bizzat gençlik çalışmalarının ana aktörü olan geçler, bu görevi halen sürdürüyorlar ve bunu yeni gençlere bırakmıyorlar. Bizim bir an önce Türkiye’de gençlik çalışmaları yapan derneklerimiz, vakıflarımız bu problemi çözmesi lazım ve Türkiye’deki gençlik çalışmalarını bizatihi sahibi gençler olması lazım." ifadelerini kullandı.

Bir diğer panelist Kadim Akademi Başkanı İbrahim Özcoşar ise konuşmasında 15 Temmuz Darbe girişiminin başarısızlığına rağmen toplumsal açıdan sürüklediği psikolojik, sosyal travmanın halen devam ettiğini belirtti.

"Davet ve tebliğ vazifesinin insan yetiştirme odaklı bir yapılanma ve çalışma sistemini zorunlu kılıyor"

İslam’ın geniş kitlelerce yeniden ve sadece Müslümanların değil, bütün insanların ihtiyaç duyduğu ve evrensel bir hayat sistemi olarak anlaşılmasını sağlamanın İslami STK ve cemaatlerin varlık sebebi olduğunu vurgu yapan Özcoşar, "Herhangi bir misyonun bu saydıklarımın önüne geçmesi aynı zamanda cemaat vasfı ve İslami vasfı yitirmek için yeterli bir sebeptir. Davet ve tebliğ vazifesinin insan yetiştirme odaklı bir yapılanma ve çalışma sistemini zorunlu kıldığını hepimiz biliyoruz.  Zannedersem insan yetiştirme odağında herhangi bir sınıf, zümre yada coğrafya sınırı kabul etmiyoruz.  İki noktada İslami yapılanmada davet ve tebliğ krizi içinde olduklarını düşünüyorum. Bunlardan ilki zihinsel problem olarak insan yetiştirme odak noktası oldukça ideolojik temel üzerinden şekillenmesi. 28 Şubat sürecinde yaşanan, hemen ardından gelen AK Parti iktidarı...  Belki de bizim üzerimizdeki en önemli sonuçlarından biri de, İslamcı söyleme rağmen ahlak ve ibadet yönüyle İslam ile ilişkisi problemli bir nesil yetişmesi, bütün bu söylemler İslami ve İslamcı ama yaşantı Müslümanlık değil." şeklinde konuştu.

Ardından söz alan panelistlerden Araştırmacı Yazar Nevzat Çiçek ise tebliğ ve davet kavramlarına değindi.

"Temel sorunlardan bir tanesi süreklilik ve devamlılık"

Çiçek, şöyle konuştu: "Birinci meselemiz şu: Biz tebliği kime yapacağız? Tebliğ ve davet derken neyi , niçin kime yapacağız?  Tebliği biz bize mi yapacağız yoksa biz bize yapmayacaksak imanı zayıf adamı nereden bulacağız?  Veya imanı zayıf adamı bulduktan sonra sorumluluk bitecek mi? Yoksa ıslaha yönelik de bir tebliğ ve davet yapacak mıyız? Genelde Türkiye'de yapılmaya çalışılan, 'daha çok ıslah edelim, daha çok yoldan sapmasın, kontrol altında tutalım…' Ama burada şu sıkıntı var: Burada birçok STK’nın öğrenci yurdu var. Öğrenci evinde öğrenciyi tutuyoruz. Üniversitesi bitiyor. Hayat devam ediyor, şeytan da bırakmıyor. Peki onu uzun vade içerisinde, devamı noktasında ne yapıyoruz? Mesela her STK’nın bir genel merkezi var. Gittiği yerde onu orayla ilişkilendirebiliyor muyuz? Gittiği yerde bir şekilde set oluşturabilecek mekanizmayı oluşturabiliyor muyuz? Temel sorunlardan bir tanesi süreklilik ve devamlılık. Biz genelde tebliğ ve daveti yaparken, iletişim kanallarını kullanırken aynı zamanda karşı taraftan farklı bir propaganda ve psikolojik bir savaşa maruz kaldığı gerçeğini hepimizin kabul etmesi lazım."

İLKHA




















 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siirt Haberleri

Çemêkarê Yaylası'nda karakovan bal hasadı yapıldı
Umut Kervanı lösemili çocuğun hayalini gerçekleştirdi
Siirt'te kronik yara ve diyabetik ayak bakım polikliniği hizmete girdi
Suriye uyruklu 2 PKK elemanı yakalandı
Siirt'te "Emniyet Kemeri Uygulaması" gerçekleştirildi