1994 yılında terör olayları nedeniyle köylerini terk eden ve daha sonra şartların oluşmasıyla 2004 yılında köylerine dönüş yapan Siirt'in merkeze bağlı Kalender köyü sakinleri büyük bir emek harcayarak yetiştirdikleri fıstık ağaçları sansarlar yüzünden büyük zarar gördü.
Yol çalışmaları sırasında meydana gelen patlamalar neticesinde korkup kaçan sansarlar, yer değişimi nedeni ile su alanlarını bilmedikleri için fıstık ağaçlarının kabuklarını soyarak su ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. Fıstık ağaçları zarar gören köylüler ise sansarlar karşında ne yapacaklarını bilmeden çaresiz bir şekilde yetkililerden çözüm bekliyor.
"Sansarlar 45 Fıstık ağacını kemirerek zarar verdi"
Yaklaşık 5-6 yıllık bir emeğin ardından sansarların fıstık ağaçlarını kemirmesinden dolayı ağaçları zarar gören köylülerden Mehmet Zeki Yıldız, köylülerin zararlarının çok fazla olduğuna dikkat çekti.
"1994 yılında terk etiğimiz köyümüze 2004 yılında yerleştik ve şu anda hayvancılık, çiftçilik ile uğraşıyoruz." diyen Yıldız, "2013 yılında da tarlama fıstık ağacı dikmeye başladım. Ağaçlarım 6 yaşında ve verim alma seviyesine geldi ama fıstık ağaçlarım bazı yabani hayvanların saldırısına uğradı. 25 Haziran tarihinde ağaçlarımı aşılamaya geldiğimde herhangi bir sıkıntı yoktu fakat temmuz ayının ilk günlerinde gelip kontrol ettiğimde 4-5 ağacın hayvan ısırmasından dolayı kabukları soyulmuştu. O ağaçları bezle sardım. Sonra gelip baktığımda 45 ağaçta daha aynı şekilde soyulmalar meydana gelmişti. Ağacın yüzde 30 oranında zarar görenlerinin kurtulacağına inanıyorum ama yüzde 70-80 oranında zarar görenler ise kuruyacak, hiçbir şey yapamayız." dedi.
"Bu hayvan susuz kaldığı için fıstık dallarını soyarak su ihtiyacını gideriyor"
Araştırmalar sonucunda fıstık ağaçlarına zarar veren hayvanın sansar olduğunu tespit ettiklerini belirten Yıldız, "Bu hayvan susuz kaldığı için ağaç dallarını soyuyor ve kabuklarını emdikten sonra su ihtiyacını karşılıyor. Bizler de bu sıkıntının giderilmesi için Tarım Müdürlüğünü aradık ama bu sorun bir hastalık olmadığı için ellerinden bir şeyin gelemeyeceğini ve sorunun yabani bir hayvandan kaynaklandığı için bu sorunu kendi imkânlarımla çözebileceğimi söylediler. Ben de ağaçta meydana gelen yaralar için ne yapabileceğimi söylediğimde ise bana aşı macununu önerdiler. Bu macunu uygulamanın ardından 20 gün geçmesine rağmen sadece bir ağacım kurudu. Gerisini Allah'a havale ettim. Diğer ağaçlar kurur mu kurumaz mı bilemiyorum." ifadelerini kullandı.
"Fıstık ağacı yetiştirmek büyük bir emek istiyor"
"Fıstık ağacı yetiştirmek büyük bir emek istiyor. Bu nedenle devletimizden ve valimizden destek bekliyoruz." diyen Yıldız, daha önce böylesi bir durumla karşılaşmadıklarını söyledi.
Sansarların, susuz kaldıkları için ağaçlara zarar verdiklerini ifade eden Yıldız, "Şu anda ağaçların tanesine 2 bin TL verilse vermem. Çünkü bir fidanın bu seviyeye gelmesi 5 yıl sürüyor. Buradan Sayın Valimize ve Tarım Müdürlüğüne seslenmek istiyorum. Bize bu konuda destek verilse iyi olur. Zarar gören ağaçlar sadece benim değil, bütün köylünün ağaçları zarar gördü. Benim ağaçlarım sadece 5 yıllık ama bazı köylülerin ağaçları bir ömürlük ve onların ağaçları benim 10 ağacıma bedeldirler. Sansarların ağaçlara zarar vermesinin nedeni; yol yapım çalışması sırasında yabani hayvanların kaldıkları kayalık bölgelerden kaçmaları ve kendi mekânlarının dışına çıktıklarında ise nerede su bulacaklarını bilememeleridir. Bu nedenle ağaçların genç olan kısımlarında kabukları soyuyor ve emip susuzluğunu gideriyorlar. Geçmişte böyle bir olayla karşılaşmadık." diye konuştu.
"Köylülerin bütün yatırımı heba oldu"
Sansarların fıstık ağaçlarına musallat olduğunu ve yaklaşık 100 bin TL'ye yakın bir zarara neden olduğunu belirten köylülerden Mehmet Emin Sevgili, köylülerin yaptığı yatırımın heba olduğunu söyledi.
Sevgili, "Sansarlar ağaç kabuklarını soyduktan sonra zarar gören yerleri bezle sardık. Ağaçlar kurumaz ise büyük bir mucize olacak. Valimizden ve devletten destek bekliyoruz. Sansarlar köyün yarısında bulunan fıstık ağaçlarını kemirmiş durumda. Köylünün zararı oldukça yüksektir. İstanbul, Mersin, Bursa ve Ankara'da oturan köylüler buralara çok yatırım yaptı ama öyle bir hayvan fıstık ağaçlarına musallat olmuş ki zararımız oldukça fazla." dedi.
"Köylüler geri dönüş yapmak istiyor ama köydeki şartlar buna müsait değil"
Köye dönüşün tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için devletin gerekli adımları atıp cami, su ve elektrik gibi ihtiyaçları karşılaması gerektiğine dikkat çeken Sevgili, bu ihtiyaçlar karşılanmadan kimsenin köylerine gelmek istemediğini söyledi.
Köylerinin çiftçilik ve tarım için çok uygun olduğunu ve köylülerin şehirlerdeki kahve köşelerinde oturmaları yerine ülke ekonomisine katkı sağlayacak tarımla uğraşmaları gerektiğine dikkat çeken Sevgili, "2004 yılında köye dönüşler başladı ve yeni yolun tamamlanmasıyla da dönüşler devam edecek ama suyumuz, camimiz yok. Köylüler geri dönüş yapmak istiyor ama köydeki şartlar buna müsait değil. Eğer bu imkânlar sağlanırsa köylüler gelip tarlalarını işler, tarım işi ile uğraşarak ekonomiye katkı sağlarlar. Devlet köylüye destek olursa ülkemiz için büyük bir fırsattır. Bu şekilde hem ülkemiz hem de devletimiz rahatlamış olur. Köyümüz oldukça verimli topraklara sahiptir. Hem hayvancılık hem de fıstıkçılık için çok müsait toprakları bulunuyor ama imkân verilmediği için gelemiyorlar." şeklinde konuştu.
İLKHA