Bir milletin topraklarını işgal eden ve halkını ağır zulümlerden geçirip yok etmeye çalışan işgalci Siyonist güçlere karşı silahlı direnişten başka yol ve yöntem bulunmamaktadır. Bu da İslami öğreti çerçevesinde cihad ve şehadete dayanarak yapılmalı ve böylece İngilizlerle Siyonistlerin “Filistin, halksız topraklar” tezi başarısızlığa mahkum edilmelidir.
Tel Aviv’in Filistinlilere karşı vahşice saldırıları işgal devleti kurulduğundan beri aralıksız devam etti. Siyonist rejimin barışla ilgili söylemleri her zaman boş ve aldatıcı ifadeler şeklinde varlık gösterdi. Siyonistlerin kitabında barış ve insanca davranış kavramlarının yeri yoktur. Siyonistler sıkıştıklarında barış sözcüklerini gevelemeye başlarlar. Ancak, yaşanan sayısız tecrübe bu çağrıların hiçbirinin gerçekçi olmadığını, Siyonistlerin insani değerlerden hiçbir şey anlamadıklarını ortaya koymaktadır.
İşgal edilmiş Filistin topraklarında bir müddettir “Pasif Direniş” adı altında bazı mırıldanmalar duyulmaktadır. Silahlı mücadelenin sonuca ulaştıramadığı, pasif direnişle sonuç alınacağı edebiyatı her geçen gün daha gür sesle kulakları tırmalamaktadır. Oysa bu edebiyatı yapanlar her gün başlarına bombalar yağdırılan ve memleketleri tarumar edilen Filistin halkının yaşadıklarını hiç de dikkate almıyorlar.
Hamas’ın siyasi büro şefi Halid Meşal bu konuda şunları dile getirmektedir: Gerek silahlı olsun, gerek başka yoldan olsun işgale karşı mücadele eden herkes mücadele hakkına sahiptir. Ancak Hamas, silahlı direnişe inanmaktadır. Gittikçe yoğunlaşan Filistin halkının bu direnişi gerekli örgütlülüğe kavuşturulacaktır. Bunun yöntemi, etkisinin artması ve yönlendirilmesi için farklı kanatlar arasında çerçevenin belirlenmesi için gerekli anlaşmalar yapılacaktır.
Hamas sözcüsü Fevzi Berhum, Siyonistlere karşı mücadelede tek geçerli yolun silahlı mücadele olduğuyla ilgili Filistinli direniş grupları arasında hiçbir ayrılık olmadığını ortaya koymaktadır. Berhum, tecavüz ve işgal devam ettikçe, direnişin de devam edeceğinden kimsenin kuşku duymaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Filistin İslami Cihad örgütü yöneticilerinden Halit et-Tebeş, Siyonist rejimin işgalci siyasetine karşı silahlı direniş yolundan başkasına tepki gösterip Filistin halkının vahdet ve tek parça halini alması ve halkın direnişe katılması gerektiğini ileri sürerek Siyonistlere karşı silahlı direnişten başka yolun bulunmadığını söyledi. Tebeş, Siyonist rejimin silahsız muhalefete müspet hiçbir karşılık vermediğini, silahlı direnişten başkasıyla başarı sağlanmadığının ortaya çıktığını ileri sürdü. Siyonist rejime karşı diğer yolların neticeye ulaştırmadığını hatırlatan İslami Cihad yöneticisi konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “Aksa intifadasında bu yolu denedik. Ancak Siyonist rejimin Refah’ta çocukları nasıl öldürdüğüne tanık olduk…”
Filistin meclis üyesi Yahya Musa, Fetih’in Siyonist rejimle barışçıl müzakereler adı altında bir araya gelmesine şiddetle tepki gösterip silahlı direniş şıkkının hepsinin önünde olması gerektiğini dile getirdi. Konuşmasının devamında şunları söyledi: 22 günlük savaştaki başarılar, Siyonist rejimin zindanlarındaki Filistinli esirlerin serbest bırakılması ve ardı ardına gelen zaferler diğer mücadele yöntemlerinin bir yerinin olmadığını ortaya koymaktadır.
Birçok tahlilci işgal topraklarındaki Filistin halkının direnişinin Tunus ve Mısır halkının direnişinden çok daha farklı olduğunu ortaya koymaktadır.
Barışçı müzakereler ya da pasif direniş, itirazlara dayanan bir direniş türü olup bunun neticesinde bir toplumun bazı kesimleri hükümette köklü değişikliklerin yapılmasını talep eder, bazı zamanlarda ise kendi hakimiyetlerinin oluşması, sosyal, siyasi ve ekonomik isteklerinin yerine getirilmesi için şiddete yol açmayan itirazlara yönelirler.
Bu türden siyasi mücadeleler geçen bir yıl içinde Mısır, Tunus, Libya, Bahreyn, Yemen, Ürdün, Fas ve hatta Cezayir’de göründü. Bazı alanlarda bu mücadele olumlu karşılık verdi, bazı yerlerde ise henüz devam etmektedir. Ancak silahlı mücadele pasif mücadeleden farklılık arz etmektedir.
Toprakları işgal edilen, halkı ülkeden sürülen ve onlarca yıldır üzerlerine bomba yağdırılan Filistin halkının mücadelesiyle Tunus ve Mısır halkının istibdada karşı mücadeleleri arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Bu durumda en iyi, sağlıklı ve kazanmaya en yakın olan, Filistin halkının topraklarını işgal eden Siyonist rejime karşı yürüttüğü silahlı mücadeledir.
İslam’a dayanarak ve İslami öğretiyi esas alarak toprakları ellerinden alınmış bir halkın vereceği silahlı mücadele ve bu çerçevede yapılacak cihad ya da silahlı direniş işgalcilerin anlayacağı tek dildir. Bu direnişle işgalciler 2005 yılında Gazze’yi terk ettiler. Kahramanca savaşan Filistinliler 22 günlük Gazze savaşında büyük bir zafer elde ettiler.
Direnişle ortaya büyük bir numune koyan bir toplumun başarılı olduğu yöntemi değiştirmesi akli ve mantıği olmayıp günün gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Aslında böyle bir yöneliş işgalcilere hizmet etmektir. Zaten kendilerini uçurumun kenarında gören işgalcilerin sayılı günleri kalmışken başka yönelişler onların ömrünün uzamasına yol açacaktır.
Kaynak: Keyhan Gazetesi
Çeviren: Hanefi Aydın / doğruhaber
Çeviren: Hanefi Aydın / doğruhaber