7 Haziran seçimlerinden sonra, özellikle de Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yaşanan patlama sonrası başlayan yeni çatışmalı süreç, bölgenin birçok il, ilçe, belde ve köylerinde yaşayan halkı sosyal, psikolojik ve ekonomik açıdan derinden etkiliyor.
Bölge halkının büyük mağduriyetler yaşadığı noktalardan biri olan Şırnak’ın Silopi ilçesinde açılan hendeklerin, yükseltilen barikatların yerli yerince durması çokça mağduriyetlere sebep olurken bunlardan en önemlileri ilçedeki 8 camide ibadet yapılamaması ve 7 okulda da eğitimin durdurulması olarak görülüyor.
Yaşanan çatışmalardan büyük ölçüde etkilenen alanlardan biri bölgedeki eğitim kurumları. 2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılı 28 Eylül Pazartesi günü başladı. Ancak eğitim hayatının başladığı ilk günlerde PKK’nin silah zoruyla okullarda başlatmış olduğu bir haftalık boykot, çocukların eğitim hayatına vurulan ilk darbe oldu.
Şiddet olayları çocuklar üzerinde psikolojik travmaya neden oluyor
Türkiye Kürdistan’ındaki kentlerde ve ilçelerde sokaklara kazılan hendekler ve kurulan barikatlar, normal hayatın akışını; ekonomiyi, yaşanan göçler sebebiyle sosyolojiyi, özgür yaşamı olumsuz yönde etkilemesinin dışında eğitim alanında da çocuklar üzerinde farklı bir travmanın yaşanmasına neden oldu.
Özellikle kamu güvenliği yönünden alınan önlemlerin yetersiz oluşu, halkın evlerinin önünde kazılan hendeklerin kapatılmaması ve sokaklara patlayıcı döşenmesinin engellenmemesi toplumun geleceğe dair kaygılarını artırdı.
Şırnak ilinin Cizre ve Silopi ilçelerinde ilk olarak ücra mahallelerde açılmaya başlayan hendekler, belediyelere ait iş makinalarıyla gün geçtikçe şehir merkezlerine kadar uzandı. Türkiye Kürdistan’ını Kabonileştirmek isteyen PKK’liler, belirledikleri birçok evin bahçe ve iç duvarlarında delikler açıp, geçiş kolaylığı sağlayarak şehir merkezinde çatışmaları yaygınlaştırıp ilerlemeye çalıştı.
Terk edilen evler karargâh olarak kullanılıyor
Silopi’nin özellikle 8 mahallesinde yaygın olan hendekler yüzünden akşamları evlerine gitmekte zorlanan halk, ya başka mahallelere taşındı ya da ilçeyi terk etmek zorun da kaldı. Evlerini terk edemeyenler ise PKK’nin insafına esir olmuş durumda. Ayrıca evlerini terk edenlerin evlerine de PKK’liler konuşlanarak ya mevzi oluşturmuş ya da üs olarak kullanıyorlar.
Kamu güvenliğinin bir türlü sağlanamaması halkı canından bezdirirken bölge halkı, PKK’nin şiddet politikasıyla iç içe yaşamaktan, çocuklarını nasıl bir geleceğin beklediğini ön göremediklerinden her geçen gün kaygıları daha da fazla artıyor.
Eğitim gören çocuklar yaşananlardan olumsuz etkileniyor
Silopi’deki Şehit Harun Boy, Karşıyaka, Yeşiltepe, Barbaros, Başak, Nuh, Cudi ve Yenişehir mahallelerindeki 23 Nisan İlköğretim Okulu, Sevgi ilköğretim Okulu, Gazipaşa İlköğretim Okulu, Yavuz Selim İlköğretim Okulu, Fatih İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim Okulu ve Cumhuriyet Ortaokulu’nda eğitimin durdurulması büyük sorunlardan biri olarak orta yerde duruyor. Bu okullarda eğitim gören çocuklar yaşananlardan olumsuz etkilenirken velileri de çaresizlik içinde okulların tekrar ne zaman açılacağını bekliyor.
Söz konusu okulların bazıları PKK’liler tarafından karargâh olarak kullanıldığı, okulların çatılarına PKK flamalarının asıldığı belirtiliyor. Hatırlanacağı üzere 7 Ekim 2015 tarihinde yollarına hendek ve barikatların bulunduğu 6 okulda PKK’li bir grup tarafından eğitim veren 29 öğretmen kaçırılmıştı. Bu olayın ardından İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü aldığı karar ile söz konusu okullarda yapılan eğitim, taşımalı olarak başka okullara kaydırıldı.
Şırnak Valiliği tarafından 7 Eki 2015’te sekiz mahallede başlatılan ‘sokağa çıkma yasağı’ ilçede gerginliği artırırken, iki gün süren yasağın ardından ise sokaklardaki hendek ve barikatlara her hangi bir müdahalenin yapılmadığı dikkat çekmişti.
Eğitimin aksamasının yanı sıra özellikle halkın camilerde ibadet yapması da PKK’liler tarafından engelleniyor. Cami hoparlörlerinden bırakın ezan okunmasını PKK marşlarının çalınmaya başlaması da Müslüman halkı rahatsız ediyor.
Sekiz camide ibadet yapılamıyor
Silopi’deki Hz. Bilal-i Habeş Camii, Kevser Camii, Medine Camii, Mezarlık Camii, Fazilet Camii, Hz. Hamza Camii, Hz. Ömer Camii ve Firdevs Camii’nde, sokaklardaki hendek ile barikatlar ve can güvenliğinin olmaması sebebiyle uzun süredir bu camilerde ibadet yapılamıyor. Bunun yanı sıra kimi görgü tanıklarının verdiği bilgilere göre, Hz. Hamza Camii’nin PKK tarafından karargâh olarak kullanıldığı ve PKK’nin şehir sorumlusu olan bir kadının da kimi zamanlar bu camide uyuduğu belirtildi.
Firdevs Camii’ne Abdullah Öcalan’ın resminin asıldığı, Mezarlık Camii’ne PKK’nin Velat isimli bir sorumlusunun kaldığı ve bu camiye PKK flamaları astırdığı da gelen bilgiler arasında. Şiddet olaylarından etkilenen ve silahlı baskı nedeniyle yaşadıklarına tepki bile gösteremeyen halk, çaresizce olup biteni izliyor.
“Tam 5 aydır camimiz de namaz kılamıyoruz”
S.Ç. isimli bir Silopilinin anlattıkları ise yaşananların vahametini gözler önüne seriyor. S. Ç, “Günde 5 vakit ezan okunan camilerimizde şu an PKK marşları çalınıyor. Camilerimiz adeta silah deposuna dönüştürülmüş. İmamlarımız namaz kıldırmaya gelemiyor. Tam 5 aydır camimiz de namaz kılamıyoruz. Çocuklarımız Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenmek için gidemiyorlar. Çünkü onlara öğretecek bir öğreticimiz yok. Adeta terk edilmiş durumdayız. Elimizde bir ibadetlerimiz kalmış o da giderse artık ölmemiz daha iyidir.” diye konuştu.
“Eğer o bomba patlarsa çocuklarım ve ben ölürüz”
Bir başka Silopili R.K. ise evinin penceresinin tam dibine bomba döşendiğini ve bu durumdan dolayı çok korktuğunu söyledi. R.K, her hangi bir patlamanın olmasıyla beraber ev nüfusundan kimsenin sağ kalmayacağını belirterek, “Lütfen artık bu mağduriyetimizi gidersinler. Çok zor durumdayız. Eğer o bomba patlarsa çocuklarım ve ben ölürüz. Ev başımıza yıkılır.” dedi.
“Çocuklarımın psikolojisi bozuldu”
M.K. de barikat ve hendeklerin artık hayatı yaşanılmaz hale getirdiğini dile getirerek, şunları söyledi: “Bir yandan PKK, öte yandan güvenlik güçleri. İki ateş arasında kalmışız. Akşam evimize giderken 14 yaşlarında yüzü maskeli ve uzun namlulu silahlı çocuklar kimlik kontrolü yapıyor. Gece geç saatlerde ise zırhlı araçlar mahallede rast gele ateş açıyor. Çocuklarımın psikolojisi bozuldu. Kim bizlere yardım edecek. Sesimizi duyan yok mu?”
“Her gece hendeklerin başında zorla nöbet tutmaya zorlanıyoruz”
İlk başlar da evini terk etmeyi düşünmediğini, şimdi ise memleketi bırakıp gitmeyi istediğini söyleyen H.Z. ise “Mahalleyi terk etmemize dahi izin vermiyorlar. Artık yaşamak istemiyoruz. Ya bizi öldürsünler ya da bu çatışmalar artık dursun. Her gece hendeklerin başında zorla nöbet tutmaya zorlanıyoruz. Evimizi terk edersek bir daha gelmemize izin vermeyeceklerini söylüyorlar. Birileri artık buna bir dur demeli.” diyerek yaşadıkları zorlukları anlattı.
“Evini terk eden yaklaşık on ailenin her birine on bin lira ceza kesmişler”
Şehit Harun Boy Mahallesinde yaşayan A.A. da şunları ifade etti: “Evimin bahçe kapısının önüne mayın döşemişler. Evimin arka duvarının bulunduğu sokağa yine evimin duvarının dibine mayın döşemişler. Her iki taraftan sarılmış durumdayım. Evimden adeta çıkamıyorum. Evde çocuklarla beraber yaklaşık 20 kişi kalıyoruz. Allah göstermesin bu mayınlardan biri patlarsa ev başımıza yıkılır ve hepimiz ölürüz. Evi terk edemiyorum. Terk edersem evimi elimden alıp karargâh olarak kullanırlar. Geçen gün sokağa çıkma yasağında evini terk eden yaklaşık on ailenin her birine on bin lira ceza kesmişler. Şimdi ne yapalım siz söyleyin?”
Hem objektiflere yansıyan hem de Silopililerin anlattıkları da gösteriyor ki; Şehit Harun Boy, Karşıyaka, Yeşiltepe, Barbaros, Başak, Nuh, Cudi ve Yenişehir mahallelerinde halkın can ve mal güvenliği yok. Bu mahallelerin tüm sokaklarında birden fazla hendek kazılmış ve barikatlar kurulmuş, sokak giriş çıkışlarına da mayınlar tuzaklanmış durumda. Şiddet olayları sebebiyle camilerde ibadet, okullarda eğitim yapılamaz durumda. (İLKHA)