Bismillah…
Çocuklarımız yine bir sınav ile sarsıldı.
Sarsıldı diyorum…
Çünkü öğrencilerimizin aldıkları eğitim ile hiç de paralel olmayan ve adaleti zir-u zeber eden bir mahiyet arz ediyordu, sınav hazretlerinin bitmeyen sorunları…
Affedersiniz!..
Yani, muhteşem soruları…
Sınav sorularının pandemi nedeni ile biraz kolay sorulacağı beklentisinin tam aksine hayli zor soruldu.
Özellikle sınav hazretlerinin askeri gücü Matematik, ortalığı ezip geçti.
Son model ve güncel, güdümlü füzeler ve roketler kullanılarak...
Ortada yok edilmesi gereken Covid-19 virüsü vardı ve en sert şekilde etkisiz hale getirilmeliydi.
Ülkemizde öteden beri ana dilde eğitimin olmayışından dolayı, okuduğunu anlama ve analiz edip sonuca varma hususunda da tam bir trajedi yaşanmakta…
Sınav sanki;
Toplumun bazı elit kesimlerine hitap edercesine…
Ekonomik gücü olan burjuvaya hizmet edercesine…
Devletin resmi okullarında okuyan halkın gariban çocuklarına karşı fırsat yakalanmış gibi hazırlanmış.
Eee canım?..
Siz de her şeye itiraz ediyorsunuz.
İsyan kanınıza işlemiş.
Ülkemizin eğitim sisteminde fırsat eşitliği var.
Herkes sınava girdi.
Herkese aynı sorular soruldu.
Herkes hak ettiğini(!) alacak…
Öyle mi?..
Demezler mi ki adama?..
Senin ve çocuklarının bir eli yağda, diğer eli balda…
Mevsimlik işçilerin gariban/yetim çocuklarının elleri ise soğan toplamada…
Siz yağı-balı bile beğenmeyip reddeden çocuklarınızı memnun etmeye çalışırken soğan toplayan minnacık öpülesi ellerinden tutulması gerektiği hiç aklınızın ucundan dahi geçti mi?
Siz hiç soğuk kış günlerinde buz gibi odalarda battaniyeye sarılmış ders çalışmak için mücadele eden ve olumsuzluklara direnen öğrenciler için elleriniz ile bir şeyler yapma girişiminde bulundunuz mu?
En azından bu durumdan dolayı imanın en zayıf hali olan yüreğinizde bir burukluk hissedip gözleriniz nemlendi mi?
Önceden çok söyledim ve yazdım.
Bir defa daha yazayım.
Hiç kimse, bırakın başkasını, kendini bile kandıramaz.
Çünkü her şey anlaşılır bir şekilde apaçık ortada…
Eğitimde fırsat eşitliği her öğrenciye aynı imkânları sağlamak değildir.
Sosyoekonomik, kültürel, coğrafik, ebeveynlerin eğitim seviyesi… gibi sebeplerden dolayı milyonlarca öğrencimiz dezavantajlı durumda. Eğitimde fırsat eşitliği bu dezavantajlı çocuklarımızın mağduriyetlerini ve ihtiyaçlarını tespit edip yaşadıkları sıkıntı ve sorunları somut olarak izale etmektir.
Ölçme ve değerlendirme ise eğitimde fırsat eşitliğine darbe vuran; insanlarımız arasında adalet, merhamet, yardımlaşma ve dayanışma duygularını yok eden ve devlet bürokrasisine yetecek kadar diplomalı adam yetiştirmek için yılda bir-iki defa yapılan sınavlar şeklinde anlaşılmamalıdır.
Ölçme ve değerlendirme eğitim ve öğretim sürecinin tümünde öğrencilerin eksikliklerini belirleyip izale etmek; ilgi ve kabiliyetlerini tespit edip geliştirmek için yapılmalıdır.
Pandemi öncesi bu problem yok muydu?
Elbette vardı.
Ancak öğrencilerimiz, okullarında öğretmenleri ile birlikte bir nebze telafi edebiliyordu.
Ciddi öğrenim kaybı yaşanmıyordu.
Yaşadığımız pandemi sürecinde hangi okulların ne kadar açık ne kadar kapalı kaldığı herkesin malumu…
Bu ülke bizim…
Bu vatan toprakları bizim…
Bu topraklarda yetişen çocukların hepsi bizim…
Toplumu çepeçevre sarmalayan sınav cumhuriyetimiz ivedi ve ciddi bir şekilde gözden geçirilmedir.
Allah(cc)’a emanet olunuz.