Sınav, zihnin ve kalbin ahenk içinde birbirini tamamlama sürecidir. Bu birlikteliği sağlayan insanlar daha doğru, mantıklı davranışlar sergiler. Yaşamımız boyunca hep sınavlarla muhatap değil miyiz? Bu sınavlar öyle sınavlar ki herkesin sınavı kendisine mahsustur. Yaratan; insanı, evlatla, servetle, sağlıkla, yüksek öğretim sınavıyla sınar. Zaten yaradılış gayemiz de sınav değil midir? Mevla'mız mülk süresinde ‘'O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.''
İnsanlar sınavlarla karşılaştığında bunun yüce Allah'tan geldiğini düşünmesi gerekir. Çünkü Rabbimiz kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemez. Eğer sırtımızdaki yükle imtihan ediliyorsak o yükü kaldıracak iradeyi de bizlere vermiştir. Sırtımızın kamburluğuna bakıp da üzülmeyelim çünkü zorluklar ne denli büyük olursa zafer de o denli büyük olacaktır.
Bu yüklerden biri hafta sonu yapılacak yüksek öğretime geçiş sınavıdır. Birçok öğrencinin ve ailenin hayalini süslediği bu sınav, temelde bugüne kadar aldığımız eğitimin bir değerlendirmesi olacaktır. Bu noktadan bakıldığında sınav kaygısının yersiz olacağı görülür. Bu sınav hayatımızın sonlu bir parçasıdır. Ne hayatımızın başlangıcı ne de bitişidir.
Sınav, dört farklı test yüz altmış sorudan oluşmaktadır. Bize verilen süre her soru için bir dakika yani yüz altmış dakikadır. Her öğrenci kendi alanına göre bu süreyi iyi kullanmalıdır. Hangi testten başlayacağını, hangi testle devam edeceğini deneme sınavlarındaki tecrübesiyle kararlaştırmalıdır.
Uyum problemi yaşamamak için sınava gireceğimiz okulu hatta sınıfı bir gün önceden görmeliyiz. Mümkünse bir denemede çözmeliyiz. Sınav günü her günkü gibi kahvaltımızı yapıp rahat elbiseler giyinmeliyiz. Sınava giderken sınav giriş belgemizi ve kimliğimizi unutmamalıyız. Sınav giriş kâğıdı temiz bir kâğıda çıkarılmalıdır. Müsvedde kâğıtların kabul edilmeyeceğini unutmayalım.
Sınava en geç yarım saat kala bu belgelerle okulumuzda olalım. İçeri girdikten sonra kendi sınıfımıza gidelim. Sınıfa geldiğimizde herkesin kendi dünyasını yaşadığını fark edeceğiz. Hiçbir olumsuzluğu düşünmeden sınava motive olalım. Optiğimizde gereken yerleri işaretlediğimizde ve gözetmen öğretmenlerin kitapçıkları dağıttığında az da olsa heyecan olacaktır. Bu normaldir.
Kitapçığımızı kontrol ettikten sonra başlama ziliyle bütün mazeretleri bir kenara bırakıp kendimize inanarak soruları çözmeye başlamalıyız. Burada dikkat etmemiz gereken en önemli nokta sosyal bilgiler testindeki ilk kırk soruyu çözmektir. Kırktan sonraki son beş soruyu çözmememiz gerektiğini unutmayalım.
Testlerdeki soruları çözerken sorularla inatlaşmayalım. Çözemediğimiz ya da cevabını net olarak bilmediğimiz soruya işaret atıp geçelim. Bütün soruları gördükten sonra işaret attığımız sorulara tekrar dönebiliriz. Optik forma cevapları her testin sonunda işaretlemek hem biraz bizleri dinlendirir hem de yanlış işaretlemelerin( kaydırma) önüne geçmiş oluruz.
Sınavdan çıktığımızda başkalarının sınavla ilgili yapmış olduğu yorumları dikkate alıp kendimizi üzmeyelim. Çünkü bu yorumlar sağlıklı değildir. Bizler bu açıklamaları kulak ardı edip vakit kaybetmeden diğer sınava çalışmaya başlamalıyız. Şunu unutmayalım ki yüksek öğretime geçiş sınavından sonra ayakta kalanlar zafere ulaşacaklardır.
Bu sınavın başka bir boyutu da ailelerdir. Ailelere tavsiyem sınav günü öğrencilerin zihinlerini meşgul etmeyip öğrencinin Yaratan'la bağını koparmamalarıdır.
Selam ve dua ile…