Ekonomik çevrelerin “kayıt dışı” diye isimlendirdikleri, bölge halkının “sınır ticareti” dedikleri, yasaların ise “kaçakçılık” sınıflandırmasıyla suç saydığı “sektör”, bölgede binlerce haneyi doğrudan milyonlarca kişiyi de dolaylı olarak etkileyen “kayıt dışı” bir gerçek.
6’ıncı yılına giren Suriye’deki iç savaş, 7 Haziran seçimlerinin ardından Türkiye Kürdistan’ında PKK’nin çatışmaları kentlere, halkın yaşam merkezlerine indirmesi, toplumda sosyal ve psikolojik büyük travmalara neden olduğu gibi, bölge ekonomisini de çökertti.
Birçok ticari sektör; büyük-küçük ölçekteki işletmeler yaşadıkları sıkıntıları, mağduriyeti dile getirdi. Ayakta kalabilmek için ekonominin patronlarından pozitif ayrımcılık talep edildi. Şiddet sarmalında en büyük darbeyi küçük esnafın yediği ve bölgede binlerce esnafın kepenk indirmek durumunda kaldığı da biliniyor. Devleti yönetenler kimi tedbirler alındığını, gereken desteğin sağlanacağını açıklarken, buna karşın ekonomik çevreler ise daha rasyonel adımların atılmasını istiyor.
Bugüne kadar farklı ticari sektörler sıkıntılarını bir şekilde dile getirdi. Fakat var olmasına rağmen görünmeyen, bölge ve dolayısıyla Türkiye ekonomisinde önemli etkisi olan “kayıt dışı sınır ticareti” biterken, kimse konuşmadı veya konuşamadı.
Bilinen bir gerçek var ki bölgede sanayi sektörü gelişmiş değil. İstihdam sorunu cumhuriyet tarihi boyunca hep var oldu. Diyarbakır gibi Türkiye’nin ve hatta Ortadoğu’nun önemli merkezlerinden olan bir kentte, 2014 TÜİK verilerine göre işsizlik oranı yüzde 18,7. Bu oranla Diyarbakır işsizlik sorununda Türkiye’de 5’inci sırada.
Her şeyin daha iyiye gideceğinin beklendiği bir konjonktürde önce Suriye’de başlayan iç savaş, ardından 7 Haziran seçimlerinin ardından bölgede yaşanan ve hâlâ devam eden çatışmalı süreç, özellikle sınır kentlerinde sosyal hayatı olumsuz etkilediği gibi ekonomiyi de çökertti.
Sokağa çıkma yasakları, operasyonlar, özel güvenlikli bölge ilan edilen alanlar, çatışmalar, yollarda infilak ettirilen bombalar kısacası şiddet eylemlerinin hâkim olduğu süreç, sınır boyunda yaşayıp da ailesinin geçimini sağlamak için sınırın karşı tarafından getirdikleri temel ihtiyaç maddelerini pazarlayan binlerce kişiyi de etkiledi. Kayıt dışı ekonomi kapsamında oldukları ve “kaçakçı” diye isimlendirildikleri için bugüne kadar kimse konuşmadı, konuşmaktan sakındı.
Binlerce haneyi direkt, milyonlarca insanı da dolaylı olarak ilgilendiren bu meselede ne kadar ailenin yaşam mücadelesi verdiği ise tahmin edilemiyor. Sınır boylarında özellikle Şanlıurfa’nın, Mardin’in, Şırnak’ın bir kısım ilçeleri ve özellikle de Hatay ile Kilis’te “sınır ticareti” ile uğraşanlar şimdilerde evlerine, çocuklarına götürecek ekmek bulamadıklarını söylüyorlar.
Sınıra yakın bölgelerde binlerce işyeri kapandı
Suriye’de yaşanan savaş ve sınıra yakın illerde meydana gelen olaylar, sınır ticaretini tamamen durdurdu. Sanayici, nakliyeci, ithalat ve ihracatçılar, turizm firmaları ile tarım sektörü ciddi anlamda etkilendi. Sınıra yakın bölgelerde binlerce işyeri kapandı.
Sınır illerinde yaşayanlar, Suriye savaşı ve bölgedeki çatışmalar nedeniyle ticaretin bittiğini ve binlerce insanın büyük mağduriyet yaşadığını dile getiriyor.
“Eskiden Suriye'ye gidiş gelişlerimizde evimizin nafakasını çıkarıyorduk”
Mardinliler, Suriye'ye gidip gelen çok sayıda kişinin ekmek kapısının kapandığını belirterek, özetle şunları ifade ettiler: “Suriye'de savaş nedeniyle kimse bu ülkeye gidip gelmiyor ve dolayısıyla ticarette bitmiş durumda. Suriye'deki yakınlarımızın yanına dahi gidip gelemiyoruz. Eskiden Suriye'ye gidiş gelişlerimizde evimizin nafakasını çıkarıyorduk. Sınır illerinde yaşayan binlerce insan şu an mağdur durumda.”
“Suriye savaşı ve ilçemizde yaşanan olaylar hayatımızı altüst etti”
Hayatının büyük bölümünü sınır boylarında tükettiğini ifade eden 60 yaşındaki Hasan amca, şimdilerde Suriye savaşı ve Nusaybin’de yaşanan olaylar nedeniyle büyük mağduriyet yaşadıklarını belirterek, “Sadece ben değil, sınır boyunda yaşayan tüm insanlar olumsuz etkilendi. Bizim buralarda çalışabileceğimiz bir fabrika hiç olmadı. Ben de günü birlik sınır boyunda çalıştım. 60 yaşına geldim, kendimi bildim bileli Suriye’den getirdiğim çay ve şekerleri satarak aileme bakıyorum. Çocuklarımı okutmaya çalıştım. Çok şükür geçimimi de yapabiliyordum. Ama Suriye savaşı, ilçemizde yaşanan olaylar hayatımızı altüst etti. Şimdi ne yapacağımızı bilmiyoruz. Zaten evimizi de terk etmek zorunda kaldık. Allah sonumuzu hayretsin. Bize bir kapı açsın.” diyerek içinde bulunduğu zor ve sıkıntılı durumu dile getirdi.
“Sınır kapısı açıkken günde 5 bin insan gidip geliyordu”
Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Nusaybin ile Qamişlo’yu birbirine bağlayan sınır kapısının 2011’de kapanmasıyla ilçede yaklaşık 500 esnaf kepenk kapatmak zorunda kalmıştı. Sınır kapsı kapandıktan sonra sınıra yakın esnafların tamamı kepenk kapattığını söyleyen esnaf Reşit Akbaş, “Kepenk kapatmalarının nedeni giriş çıkışların olmamasıdır. Yani Nusaybin'in tamamı etkilendi, mağdur oldu. Çevrede 500 esnaf bulunuyordu herkes kepenk kapattı. Sınır kapısı açıkken günde 5 bin insan gidip geliyordu. Yani böyle bir durumda devlette istifade ediyordu, halkta. Yetkililerden eskisi gibi sınır kapımızı açmalarını rica ediyoruz.” dedi.
Çocuklarım taksicilik yapıyordu onlar da işi bıraktı
Sınır kapısı açıkken sınırda çalışan binlerce gencin işsiz kaldığını söyleyen Akbaş, “Binlerce gencimiz işsiz kaldı. Yeni yapılan sınır kapısı da açılmadı. Olaylar nedeniyle de esnaflığı bırakmak zorunda kaldım. Çocuklarım taksicilik yapıyordu, onlar da işi bıraktı. Çünkü götürüp getirecek kimse kalmadı.” ifadelerini kullandı.
Irak'a yolcu taşıyan 31 şirket iflas etti
Habur Sınır Kapısı üzerinden Irak'a yolcu taşıyan 31 şirkete bağlı 403 taksi ise Şırnak merkez, Silopi ve Cizre’de yaşanan olayların ardından yolcu bulamadığı için kontak kapattı. Her gün binlerce TIR’ın yük taşıdığı sınır kapılarının kapanmasıyla nakliyeciler büyük bir ekonomik darboğaza girdi.
Kilisliler, misafirleri Suriyeliler ile beraber göç yollarında
Suriye savaşının Kilis’in ekonomisini çökertmesi bir yana, artık her an bir roket düşebileceği endişesiyle hayata tutunmak da zorlaştı. Şimdilerde Kilisliler, savaş nedeniyle misafir ettikleri Suriyeliler ile beraber kendileri de göç yollarına düşmüş durumda. Topraklarını terk etmek istemeyen veya herhangi bir yere gidecek mecali olmayanlar ise yaşayabilecekleri acı olayları kabullenerek yarın gün ışığının neleri getireceğini bekliyorlar.
Şırnak, Nusaybin, Cizre, Silopi gibi merkezler de PKK’nin açmış olduğu dipsiz kuyuya düşmemek için son bir hamleyle hayata tutunmaya çalışıyor. (M.Salih Keskin – İLKHA)