Geylani Camiinde kılınan cuma namazının ardından gerçekleştirilen basın açıklamasında, PKK'nin daha önce yaptığı katliamlar ve Diyarbakır'da 7 sivili katlettiği bombalı saldırıya sert tepki gösterilerek, evlatları PKK tarafından dağa kaçırılan annelerin HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki eylemine destek mesajı verildi.
STK'lar adına basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Şırnak İl Şube Başkanı Abdullah Çatı, PKK'nin bebek, yaşlı ve kadın ayırt etmeksizin sivilleri katlettiğini belirterek, PKK'nin Kürtlerin temsilcisi olmadığını ve olamayacağına vurgu yaptı.
Çatı, "İnsanlarımızın yaşam hakkına kasteden PKK, aynı zamanda çalışma haklarını da ellerinden almaktadır. Eli kanlı terör örgütü servisle işe giden emekçileri, uykudayken polislerimizi şehit etti. Çocuk canlı bombalarla bebekleri katletti. Kınayı kana bulayıp düğünü yasa, sevinci mateme gömdü. Batman'da öğretmen Şenay Aybüke Yalçın'ı, Hakkâri Yüksekova ilçesi Çobanpınar bölgesinde iş makinelerini taşıyan 4 işçiyi, Şanlıurfa Siverek'te öğretmenlik yapan Necmettin Yılmaz'ı, Şırnak'ın Yeniaslanbaşar köyünde hayvanlarını otlatmaya götüren Tayip Fidan'ı, Trabzon'da 15 yaşındaki Eren Bülbül'ü ve Astsubay Ferhat Gedik'i, Şantiyelerde çalışan çok sayıda işçiyi, Yine Şırnak'ın Geçitboyu köyünün Herbüş Mevkiinde çobanlık yapan Abdulhakim Demir ve Vali Çevik'i katletti." ifadelerini kullandı.
PKK'nin Diyarbakır'ın Kulp ilçesindeki Ağaçkorur köyünde 7 sivili katlettiği bombalı saldırısına değinen Çatı, "Rızıklarını kazanmak için çalışan orman işçilerinden 7'si terör örgütü PKK tarafından kalleşçe bir saldırıyla hayatlarını kaybetti, 10 kişi de yaralandı. PKK terör örgütünün emekçi ve sivil katliamlarını lanetliyoruz." dedi.
PKK'nin Kürtlerin temsilcisi olmadığını, küresel güçlerin taşeronu olduğuna ifade eden Çatı, "Terör ve şiddet, en başta ve en fazla bölge halkına zarar veriyor. Çukur teröründe evleri yıkılan, mağdur olan, hayatını kaybeden yine bölge halkıydı. PKK'nın son eylemlerinde ölen sivillerin de tamamı bölge insanıdır. Terör ve şiddetle hak arayışı kabul edilemez. Türkiye'de hak aramanın bütün siyasi ve barışçıl kanalları açıktır. Kaldı ki PKK, Kürtlerin haklarını savunan bir yapı değil, küresel güçlerin taşeronu ve tetikçisi olarak en başta Kürtlere ihanet eden, ülkemizi topyekûn hedef alan bir örgüttür. PKK, Kürt görünerek Kürtlere, FETÖ ve DAİŞ de Müslüman görünerek İslam'a ve ümmete ihanet etmektedir. Terör örgütleri, canice eylemleriyle barışı da huzuru da zehirlemektedir. Meşru ve barışçıl hak arama kanalları açıkken PKK'nın, kirli hedeflerine bölge halkını alet etmesini kabul etmiyoruz. PKK'nin ideolojisini de eylemlerini de reddediyoruz." diye konuştu.
Uluslararası sendikal örgütlerin, AB Kurumlarının, Türkiye'de her konuda yorum yapan elçiliklerin ve insan hakları örgütlerinin PKK'nin katliamlarını görmezden gelmelerini kınadıklarını dile getiren Çatı, şunları söyledi:
"Demokrasi ve insan haklarını savunduğunu iddia eden sendikaların, baroların, meslek örgütlerinin, siyasi partilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, sanatçıların, oyuncuların, insan hakları örgütlerinin de ancak PKK'nın katliamlarına karşı ses çıkararak tutarlı olabileceklerini buradan bildirmek istiyoruz."
Evlatları PKK tarafından dağa kaçırılan annelerin HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki eylemini destek verdiklerini aktaran Çatı, "Yıllardır sessiz bir çığlık vardı, o çığlık artık patlama noktasına geldi. Anneler artık seslerini duyurmak istiyor. Biz de onların yanındayız, o acıyı hissediyoruz ve mücadelelerine ortak olduğumuzu buradan haykırıyoruz. Cesaretiyle bir çığır açan annelerin ellerinden öpüyoruz." şeklinde konuştu.
İLKHA