Siyasal İslam çöktü hezeyanında bulunanların aslında neyi kast ettiklerine geçmeden önce İslam’ın eklere ihtiyacı olmadığını belirtmek isterim. İslam, İslam’dır; Allah’ın vahyettiği, Muhammed Mustafa’nın(S.A.V.) vesilesiyle insanlığa takdim ettiği İslam bir tanedir. On tane İslam yok, sadece bir tane İslam var. Radikal İslam, Siyasal İslam, Ilımlı İslam, bütün bunlar Batılı emperyalist güçlerin İslam’ı sulandırmak, Müslümanları bölüp parçalamak için piyasaya sürdükleri söylemlerdir. İslam bir tanedir; Kur’an ve sahih sünnetin üzerine bina olmuş tek hak dinin, son ilahi dinin adıdır.
Gelelim Siyasal İslam çöktü diyenlerin hezeyanlarına… Bu ne demektir? Bu, İslam’ın siyasi taleplerinin halk nezdinde hiçbir karşılığının olmadığını, bunun boş bir gayret olduğunu iddia etmektir. Hatta bu söylemin içinde İslam’ın siyasi bir talebinin olmadığı, İslam’ın siyasetle birlikte anılmasının yanlış olduğu iddiası da var.
Böyle bir söylem, böyle bir iddia Batılı emperyalist güçlerin gece gündüz halklara benimsetmek için didinip durdukları sahte din anlayışına çanak tutmak anlamına gelmektedir. Yani bu beyefendilere göre İslam, Müslümanlar siyasi taleplerden vaz mı geçsinler? Yüce İslam, toplumun kurtuluşu, saadeti, kalkınması için inisiyatif almasın mı? Toplumları yönetmeye talip olmasın mı?
Bu din siyasi bir dindir. Toplumları yönetmeye, hayatlarını tanzim etmeye, emir ve kanunlar koymaya talip bir dindir. Bu din kanun koyma yetkisini, toplumların yaşamı üzerinde hükümran olma yetkisini sadece Allah’a veren, bunu sadece Allah’ın hakkı olarak gören bir dindir. Çünkü varlık âleminin, insanların yegane yaratıcısı ve sahibi yüce Allah’tır. Yaratıcı, kullarının hayatına karışmayacak, insanlar için neyin iyi neyin kötü olduğunu belirlemeyecek de zavallı, ölüme mahkum, bir virüs karşısında şaşkına dönen insan mı bu işi üstlenecek?
Ben Allah’a inanıyorum, Kur’an’ın hak olduğunu kabul ediyorum, Peygamberin sünnetine rızam var diyen bir insan nasıl İslam’ı siyasetten ayırmaya cesaret edebilir? Bunu yaparsa İslam’dan geriye ne kalır ki? Peygamber devlet kurmadı mı? Devlet başkanı olmadı mı? Peygamberin dostları komutanlık, liderlik, emirlik, hâkimlik gibi birçok siyasi görevi üstlenmediler mi?
Eğer Siyasal İslam çöktü söyleminden kastınız bugün bazı siyasi partilerin, grupların çıkar ve menfaatleri için İslam’ı, İslami söylemi kullanması, İslam adına bazı şaibeli örgütlerin ortaya çıkıp çirkin eylemlerde bulunması ise, bunu başka şekilde dillendirebilirsiniz? Bunu engellemenin yolu İslami siyasetin önüne set çekmek, İslam’ı referans alarak siyasi taleplerde bulunan Müslümanları töhmet altında bırakmak değildir.
Bugün İslam adına bazı çirkinlikler yaşanıyorsa, İslam ismi kullanılarak toplumlar uyutuluyor ya da sömürü ve karmaşaya zemin hazırlanıyorsa bunun suçlusu İslam değildir. Kendi sömürü ve zulümlerine, dünyayı, mazlum halkların zenginliklerini talan etme emellerine İslam’ı engel gören, milyar dolarları harcayarak gerçek İslam’ı etkisiz hale getirmek için piyasaya uyduruk parti ve örgütleri süren Batılı emperyalist devletlerdir asıl suçlu olan.
Yüreğiniz varsa bunca tuğyan, bunca algı karmaşası, bunca kültürel kirlilik, bunca iftira ve yalan, bunca aleyhte proje ve tuzağa rağmen İslam’ın siyasi taleplerini hayata geçirmeye çalışan, kurtuluşu Allah’a teslim olmakta gören Müslümanların yerine fitne, zulüm ve kötülüğün kaynağı Amerika’yı, işgalci israili, Avrupa’yı hedef alın. Pis ellerini, İslam’dan çekmelerini isteyin onlardan. Ve her şeyden önce kendinizi sorgulayın. Bu söylemimizde samimi miyiz, değil miyiz diye… Bu ülkede ihlaslı Müslümanlar hiçbir zaman iktidar ve muktedir olamadıkları, baskı ve zorbalıkla yolları kesildiği halde, onlarca yıldır iyi gitmeyen gidişattan sanki onlar sorumluymuş gibi İslam’ın siyaset anlayışını toplumda kötü göstermenin Batılı efendilerinizden alacağınız aferinlere değip değmediğini sorgulayın.