Bütçe görüşmelerinin ilk gününde Mecliste halka örnek olması gereken vekiller oldukça gözden düşen tavırlar sergilediler. Hele küfürlü sözlerin meclis kürsüsünden kayıtlara geçmesi, sahibi için zül oldu. Bu tavırlar ve bu hararet devam edecek mi? Evet, 22 Aralık tarihine dek bütçe hariç her konu kürsüden dile gelmeye aday görünüyor.
Baksanıza!
Yerel seçimleri genel seçime çeviren bir yaklaşım gittikçe sertlik çıtasını yükseltiyor. Önceki yerel seçimlerde genellikle seçime iki ay kala yoğunluk yaşanıyordu. Bu yerel seçim ise yeni sistemin ilk yerel seçimi olması dolayısıyla iktidar ve MHP tarafından “beka” mücadelesine dönüştürülerek sürdürülmeye çalışılıyor.
Her şey “milli güvenlik” politikasına takılmış, “Terörle Mücadele” silahına hedef olmuş gibi. Bahçeli, tek taraflı bir “fedakârlıkla” iktidara açık çek vererek siyaseti beka mücadelesine dönüştürmüş, Ak parti ise bundan memnun bir şekilde politikalarına devam ediyor. Mecliste veya Saray'da bu durumun halka yansıması pek fark edilmese de kazın ayağı bilindiği gibi değil.
***
Sayın Erdoğan, önceki gün kibir ve riya sahibinin partisinde yer alamayacağını belirtirken acaba o salonda oturanların veya çevresindekilerin kaçı bu sıfattan soyutlanmıştı. Kaç vekil veya kaç belediye başkanı –istisnalar hariç- küçük dağları ben yaratmadım diyebiliyor. O sebeple sosyal kibir ve gururu bir kenara bırakırsak siyasi kibir kadar kabına ve kendine zarar veren bir sirke yoktur.
Vekiller bu kibrin varlığıyla meclis kürsüsünden halkın gözlerine baka baka marifetmiş gibi bolca sarf ediyor ve adeta iyi bir şey yapmışlar gibi halktan da özür dilemeden iltifat bekliyorlar. İlk günkü izlenim bu küfürlerin/ahlaksızlığın devam edeceğine yönelik olduğudur. Ricamız çocuklarımızın ekranlardan uzak tutulması veya 18 yaş üstü izleyicilerin izlemesi yönünde ekrana bir işaret konulmasıdır.
***
Jest ve rest kelimeleri arasında Bahçeli'nin tabiriyle bir harf farkı var. Fakat zaman geçtikçe cumhur ittifakında nikâhtaki keramet misali sarsılma olabilir. Nitekim buna doğru bir savrulma yaşandı ve herkes yoluna denildi ki kısa sürede bir toparlanma tekrar yaşandı. Dolayısıyla Bahçeli Osmaniye'de bir jestin olamayacağını söylemekle bekledikleri Ak Parti jestinin açıklanmayan son yedi il sayısı böylece altıya düşmüş oldu. Ankara'daki iki ilçe ve İstanbul'da üzerinde hesap yapılan ilçeler ile diğer illerdeki detaylar bu hafta ancak netleşecek. Bunun beklentisi basını ve beklenti içinde olanları merakta bırakmanın sıkıntısı yaşanırken Akşener ve Kılıçdaroğlu sessiz sedasız, basınsız görüşüverdiler. Yine de anlaşamamaları ya da Ankara'nın CHP'ye bırakılmasında anlaştıklarına dair olan söylemler netlik kazanmış değil.
Belki de muhalefet bloğu İktidardan önce adaylarını açıklamak istemediğinden dolayı süreç bir türlü netleşmiyor. Bu da aklıma bir fıkrayı getirdi: Kovboyun biri, kış için odun kesmiş ve komşusu Kızılderili'ye sormuş: “Bu kış nasıl geçecek?” “Çok sert” Daha çok odun kesen Kovboy tekrar sormuş: “Kış çok çok sert geçecek” demiş Kızılderili. Kovboy çok daha fazla odun kesmiş ve tekrar sormuş. Kızılderili “Kış, çok fazla sert geçecek” deyince Kovboy “Nerden biliyorsun?” demiş. Kızılderili “Beyaz adam ne kadar çok odun kesmek, kış o kadar sert geçmek” demiş.
Partiler ve siyasiler birbirlerine karşı düşünce, tavır, eylem ve söylemlerinde ne kadar yumuşak veya sert olurlarsa aynı karşılığı göreceklerdir.