Yaklaşık 10 gündür aralıksız şekilde Filistin halkına yönelik saldırılar sürerken misilleme olarak El-Kassam Tugaylarınca fırlatılan roketler, Malatya'da bulunan Kürecik Radar Üssünde farkedilerek engelleniyor.
Terör şebekesine yönelik misillemelerin engellendiği üslerin Türkiye'de bulunmasını kabul edilemez bir durum olduğuna dikkati çeken siyasiler, başta Kürecik ve İncirlik üslerinin kapatılması olmak üzere Türkiye'nin bazı önemli adımlara öncülük yapması gerektiğini söyledi.
Adana ve Malatya'daki üslerin siyonist terör rejimini koruduğunu belirten HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç, "ABD'nin sınırsız ve şartsız her zaman verdiği destekten dolayı Kürecik ve İncirlik üslerinin kapatılması lazım. Bu üsler Türkiye'yi korumuyor. Bunlar tamamen terör şebekesi israile füze atıldığı zaman onları koruyan üslerdir. Acilen bu üslerin kapatılması lazım." dedi.
"Diplomat kılıklı siyonist ajanlar sınır dışı edilmeli"
Dinç, "Siyonizmin en kötü ırkçılık, yaptıkları zulüm ve ihlallerin insanlığa karşı suç ve soykırım olduğu uluslararası platformlarda ilan edilmelidir. Bunun ısrarla dillendirilmesi için uzman hukukçulardan oluşan ekiplerin oluşturulması ve işledikleri cürümlerin uluslararası kamuoyuna duyurulması yönünden çalışmaların kesintisiz bir şekilde devam etmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
Sınır kapılarının açılmasına yönelik çalışmaların başlatılması gerektiğini belirten Dinç, "İşgalcilerin Türkiye'ye gönderdikleri diplomat kılıklı siyonist ajanların sınır dışı edilmesi ve işgal altındaki topraklara atanan diplomatların da geri çağrılması gerekir. Terör şebekesiyle imzalanan anlaşmaların acilen askıya alınması; süreç içerisinde siyasi, diplomatik, askeri ve ekonomik ilişiklerin kesilmesi gerekir. Hava sahaları ve limanları derhal kapatılmalıdır. Gazze ve Mısır arasındaki Refah sınır kapısının sürekli açık tutulması için Mısır yönetimine bu kapının açık tutulması için baskı yapılmalıdır." şeklinde konuştu.
"Müslüman halkın yöneticileri Kudüs'e sahip çıkma noktasında talepkar ve ısrarcı olmalılar"
Ekonomik yaptırım ve boykotlara da değinen Dinç, "Açıkçası bütün İslam ülkeleri için Mescid-i Aksa önemlidir. Çünkü Mescid-i Aksa ilk kıblemizdir ve ortak davamızdır. Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırı kendi topraklarına yapılmış gibi hissetmesi ve buna yönelik bir açıklama yapması lazım. Müslüman halkın yöneticilerinin Kudüs'e, Aksa'ya sahip çıkması için talepkar ve bu konuda ısrarcı olmaları gerekir. En önemli maddeden biri de kesinlikle israil mallarının alınmaması ve ciddi anlamda boykot uygulanması lazım. Çünkü israilin anlayacağı dil güç dilidir ve ekonomi de onlar için ciddi bir yaptırımdır. "diye belirtti.
Siyonizmi kınamakla, beddua etmekle veya lanetlemekle hiçbir şeyin elde edilemeyeceğini söyleyen Yeniden Refah Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ali Erdem, D-8'in aktifleştirilmesi gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi:
Bunların acilen fiiliyata dökülmesi lazım. Öncelikle bütün İslam âlemini D-8 etrafına toplayarak İslam Birliğini kurmamız ve aktif hale getirmemiz lazım. İslam Birliğinin kurulmasıyla bu sorun çözülecek mi? hayır, çözülmez. Çünkü kuracağımız birliğin ekonomi ve askeri gücü olmazsa siyonizme karşı çıkamayız. Çünkü siyonizm israilde değil, dünyanın her yerinde olan bir şeydir. İslam Birliği kurulduktan sonra para birimi oluşturulacak, silah gücü olacak. Bu güçler oluşturulduktan sonra israilin anladığı dilden konuşulur.
"STK değil, TSK nezdinde bir an önce hareket edilmeli"
Üslerin kapatılmasının geciktirilmemesi gerektiğine dikkati çeken Erdem, "Türkiye'deki üslerin kapatılması konusunda rahmetli Erbakan Hocamız dönemin Başbakanı iken Kıbrıs'a harekât düzenlemeden önce İncirlik Üssünü kapattırdı. Biz de bir gün bile geciktirmeden kapattırmamız lazım." dedi.
Erdem, "Üstlerin kapatılması konusunda devlet nezdinden çok halka bakılması lazım. Filistin için Diyarbakır'da yapılan eylemleri, yürüyüşleri ve konvoyları herkes gördü. Önemli olan halkın nezdinde olan oluşumdur. Devletlerin nezdinde olan düzeyler halkın isteği doğrultusunda düzeltilebilir. Hükümetin daha önce Davos'ta 'one minute' gibi çıkışları olmuştur. Buna benzer çıkışların ortaya çıkması lazım. STK'lar olarak değil, TSK nezdinde bir an önce hareket etmemiz lazım. Cenab-ı Allah bir daha böyle bir zulmü ümmettin başına getirmesin." temennisinde bulundu.
"İslam İşbirliği Teşkilatı'nın harekete geçirilmeli"
Mescid-i Aksa ve Filistin meselesinin yeni bir mesele olmadığını hatırlatan Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, "Siyonistlerce her yıl, Ramazan ayının son günlerinde sistematik bir şekilde Filistinli kardeşlerimize yönelik katliam ve yok etme saldırıları uzun yıllardır devam ediyor. Dünya siyaseti ve ekonomisini yöneten ülkeler bu tür olaylara karşı maalesef sessiz ya da israilin bu eylemlerini destekliyorlar. Bizleri asıl rahatsız eden İslami hassasiyetleri taşıyan ülkelerin Filistin'de yaşanan katliam ve zulme duyarsız kalıp orada yaşayan kadın, çocuk yaşlı demeden tüm sivilleri israile teslim etmeleridir." dedi.
Bu süreçte Türkiye'nin tutumu çok önemli olduğuna vurgu yapan Altaç, "Başta İslam İşbirliği Teşkilatı'nın harekete geçirilmesi gerekir. Ayrıca israille tüm diplomatik, askeri ve ekonomik iş birliklerinin bir an önce en alt seviyeye indirilip Kürecik'te bulunan İsrail radar sistemlerinin Türkiye'den çıkarılmasıyla ilgili bir adım atılmalı." ifadelerini kullandı.
"Dünya siyasetine yön veren aktörler ciddi bir çalışma yapmalı"
Filistin'de yaşanan vahşet için dünya siyasetinde ortak akıl inşa edilmediği ve bu anlamda ciddi bir güç oluşturulmadığı takdirde bu tür hadiselerin tekrarlanabileceğine dikkati çeken Altaç, "O yüzden buna kesin bir çözüm bulunup iki toplumlu ve devletli bir yapının Filistin'de kurulması için bütün İslami hassasiyeti taşıyan ülkelerin, dünya siyasetine yön veren aktörlerin ciddi bir çalışma yapması gerekiyor. Bunun mihmandarlığını da güçlü bir Türkiye mümkün olabilir." şeklinde konuştu.
Terör şebekesinin 1948'den bu yana işgal, sürgün, Filistinlilerin malını kamulaştırma gibi adımlarla yavaş yavaş bugünkü aşamalara geldiğini söyleyen Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, "Hedefine varabilmesi için de yürüttüğü politika Müslüman devletlerin arasına mezhep, ırk ve sınır çatışmalarını oluşturmak, terör örgütlerini kurup onları finanse etmek oldu. Burada Müslümanların başsız ve dağınık olması, organize olamayışlarından dolayı İsrail pervasız çatışmalarına devam ediyor." diye belirtti.
"Müslüman ülkeler bir olup balyoz gibi israilin başına inmeli"
Yaşanan süreçte halkın, üzerine düşen görevi yaptığına dikkati çeken Bozan, bundan sonra hükümetin yapabileceği ve yapması gereken işler olduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi:
Burada yapılması gereken nedir? Her saldırıdan sonra vatandaşlar yürüyüş, araç konvoyları, basın açıklamaları ve mitingler olsun üzerlerine düşen görevi yapmışlar. Bunun yanında hem meclis içinde hem de dışındaki bütün siyasi partiler israili kınamış ve iktidarın yanında alacakları kararlara destek vereceklerini söylemişler. Burada ilk önce iktidarın yapabileceği, sonra da Türkiye olarak dışarıda yapabileceği işler var. Bunların ilki büyükelçiliklerin karşılıklı olarak geri çekilip gönderilmesi, İncirlik ve Kürecik'in kapatılması, bütün ticari ve askeri anlaşmaların askıya alınmasıdır. Bunlar Türkiye'nin atacağı, kendi kararlarıyla yapacağı ilk adımlardır.
Bozan, "İkincisi; Türkiye'nin bütün uluslararası kurumları, BM, NATO'nun yanı sıra İslam İş Birliği Teşkilatı ve D-8 gibi İslami teşkilatları harekete geçirerek bazı yaptırım kararları almalıdır. Herkesin gözü Türkiye'de. Fakat Türkiye sadece kınama yapıyor. Bu iş kınama ile olacak bir iş değil. İsrail laftan, sözden, diplomasiden, mitinglerden, ateşi vaazlardan anlamıyor; ancak güçten anlıyor. Bugün Müslüman ülkelerin bir olup balyoz gibi israilin başına inmesi lazım. Fakat maalesef bunu göremiyoruz. Bundan dolayı Türkiye'nin özellikle yaptırımlara yönelik ekonomik, siyasi, askeri ve diplomatik anlamda her türlü girişimi yapması lazım." dedi.
"Türkiye israile 'terör devleti'diyorsa neden operasyon yapmıyor?"
Türkiye'nin Azerbaycan-Ermenistan gerginliğinde sergilediği tutumu hatırlatan Bozan, "Türkiye nasıl ki Azerbaycan'a yardım yaptıysa, 'bana tehlikesi var, saldırısı olacak' diye Irak'a ve Suriye'ye asker gönderiyor, kararlar alıyorsa, 'Filistin bizim kardeşimiz, her türlü desteği yapacağız, israil terör devleti' diyorsa; Irak'ta ve Suriye'de terörü kendi yuvasında kurutmak için operasyon yaptığı gibi terör devleti dediği israile niçin herhangi bir operasyon yapmıyor?" dedi.
Bir an önce gerekli girişimlerin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Bozan, "Cumhurbaşkanı burada gerçekten tarihe geçmek istiyorsa elini masaya vuracak, sözden ziyade icraat yapacak, Türkiye'deki üsleri kapatıp Müslüman ülkelerle bir araya gelerek askeri, kültürel, ekonomik ve diplomasi anlamında gerekli kararların alınmasına vesile olacak. Filistinli kardeşlerimize tesisat dediğimiz gerekli silah ve malzemeleri sağlayacak. Onlar insan gücüne değil; silaha, silahın ham maddelerine ihtiyaçları var. Bu konuda açıktan veya gayrı resmi her alanda bu desteğin sağlanması gerekir." ifadelerini kullandı.