Siyer-i Nebi

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Allah’a hamd, O’nun Resulüne salat-u selam olsun.

Şüphesiz onu anmakla, ancak yazılar kıymet kazanır. Geçmiş ilmi ve edebi eserlere bakılırsa bunun bir hakikat olduğu görülecektir.

Yazarlar ve şairler onu methetmekle eserlerini tenvir etmişlerdir. Hasılı günümüze kadar ulaşan sayısız eserler onu anlatmak ve nurunu bizlere ulaştırmak istemişlerdir. Hakeza hatipler, kürsülerinde onu zikrederek belagatlarını tezyin etmişlerdir. Ama bunların tümü onu anlatmaya yetmemiştir. Her dönemde onun yaşamı ve vasfı iştiyakla işlenmiş ve susamış gönüllere sunulmaya çalışılmıştır.

Gözlerimizin nuru Sevgili Peygamberimiz (sav); kâinatın halikının kudret eliyle Kâinata  -hassaten insanlığa- sunulmuş ilahi bir membadır. Asrı saadette onunla beraber yaşamış ve ona tabi olmuş olan örnek nesil, o membaa ilk ulaşanlar olmakla, hem dünyada ve hem de ahirette büyük bir saadete kavuşmuşlardır.

Sevgili Peygamberimiz (sav)’in yarenleri olan Ashabına tabi olmuş olan nesil (Tabiinler) de bu saadet halkasının ikincisi olma şerefine kavuşmuşlardır. Yani onlar da Eşref-i Mahlukatı gören gözleri görme saadetine ermişler ve pınarın başında bulunanların ellerinden saadet şerbetini kana kana içmişlerdir. Hakeza tabiinlere tabi olanlar (Etbauttabiin) da bu halkanın üçüncüsü olma şerefine nail olmuşlardır. Ancak bu saadet pınarından uzaklaştıkça nesillerde de sapmalar meydana gelmiştir.

Allah (cc); Hatem-ul Enbiya, Sevgili Peygamberimizden önce sapan topluluklara peygamberlerini gönderir ve onlara hidayet yolunu gösterirdi. Ama gözlerimizin nuru Hz.Muhammed (sav)’den sonra peygamber gelmeyeceğine göre Yüce Rabbimiz onun örnek şahsiyetini kıyamete kadar gelecek topluluklara rehber olarak sunmuş ve Onun (sav) nurunun yol göstericiliğiyle sapanları, Kitab-ı Kerime temessük ile hidayete ulaşacaklarını bildirmiştir.

Yüce Allah bu hususu şu beyan ile zikretmiştir:

“Andolsun, sizin için Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resulünde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab:21)

Böylece Kur’an-ı Kerim’den sonra başka bir kitabın gelmesi mümkün olmadığı gibi; başka bir peygamber de gelmeyecek. Dolayısıyla K.Kerimin hükümleri, zamana karşı tazeliğini koruduğu gibi Hz. Resulullah (sav)’ın örnek yaşamı yani sünneti de tazeliğini korumaktadır. Bizimle Asr-ı Saadet nesli arasındaki fark; Sevgili Peygamberimiz (sav)’in şahsiyetinin aramızda olmayışıdır. Yoksa Sahabenin (r.anhum) beslendiği kaynak Kur’an-ı Kerim ile Hz.Resulullah (sav)’ın sünneti aramızda bulunmaktadır. Ama bizim için ciddi problem şudur ki, hem K.Kerim’e ve hem de Hz.Resulullah (sav)’ın sünnetine karşı sahabenin hassasiyetini göstermeyişimizdir. Oysa inanmış bir şahsiyet kendi düşünce şahsiyetini Hz. Resulullah (sav)’ın siretine göre şekillendirmelidir. İslam’ın ilk şartı olan Kelime-i Şehadeti getiren her Müslüman “Muhammedün Resulullah” demekle Hz.Muhammed (sav)’i kendine rehber olarak kabullenmektedir. Bunu da diliyle ilan ve kalbiyle tasdik ediyor. Buna göre rehber kabul edilen şahsiyetin yaşamı, kendisi için artık bir ölçü oluveriyor. Hasılı ölçü olarak kabullendiğimiz zatın yaşamını iyi bilmek, kavramak ve Onun şahsiyetinin rehberliğiyle yaşamımızı dizayn etmek zorundayız.

Gözlerimizin nuru, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in yaşamı, Allah (cc)’ın kudretiyle insanlara örnek olacak şekilde tüm boyutlarıyla muhafaza edilmiştir. Öyle ki Onun soyu, yakınları, veladeti, çocukluğu, gençliği, evliliği, nübüvvet öncesi ve sonrası tüm ailevi ve sosyal kişiliği, ahlaki durumu, çocukları, hicreti ve yol boyunca yaptığı hareketleri ve konakladığı yerleri, hakeza savaşları, barışları kısacası tüm diplomatik münasebetleri arkadaşlarıyla olan ilişkisi, düşmana karşı taktik ve tavırları, belagatı velhasıl yaşamının tüm boyutları en ince teferruatıyla ta günümüze kadar muhafaza edilmiştir. Onun bu yaşamı her beşerin karşılaşabileceği tüm detayları içermektedir.

Tarihe bakıldığında hiçbir peygamber ve önder şahsiyetin yaşamı bu şekildeki detaylarıyla muhafaza edilmemiştir. Tarihi tüm kaynakların incelenmesiyle dahi bu şekilde tüm boyutlarıyla bilinen bir önder şahsiyet bulunmayacaktır. Kur’an-ı Kerim’de en çok zikredilen Hz.Musa (as)’nın yaşamı dahi bu şekilde detaylara sahip değildir. Şayet K.Kerim bize Hz. Musa (as)’nın haberini ulaştırmamış olsaydı; Hz. Musa (as)’nın müntesipleri tarafından onun hayatı bu şekilde bizlere ulaştırılmayacaktı. Şüphesiz ulaşacak bilgiler de hurafelerle dolu hikayelerden ibaret olacaktı.

İşte bu hakikat de şunu gösteriyor ki Hz.Resulullah (sav)’in yaşamı, mü’minlere örnek olması için, Rabbimiz tarafından bir lütuf olarak muhafaza edilmiştir.

Bizler için bu kadar öneme sahip olan Hz.Resulullah (sav)’ın hayatını tüm boyutlarıyla öğrenmek ve onun yaşamını yaşamımıza rehber kılmak zorundayız. Yoksa bu günün çalkantılı ve dağdağalı denizinde başka sahte rehberlere kurtuluş umuduyla, sarılma tehlikesiyle karşı karşıya kalırız. Eğer Mü’minler, Rehberleri olan Hz.Resulullah (sav)’ın hayatını iyice bilmezlerse ve çocuklarına öğretmezlerse şüphesiz bunun boşluğunu başka özentiler ve yönelişlerle dolduracaktır. Bu tehlikeyi Hz.Resulullah (sav) şu mübarek sözleriyle bildirmiştir: “Şayet nebinizin sünnetini terk ederseniz sapıtırsınız.” (İbn-i Mace, mesacid 14)

İşte böylesi bir önem arz eden Hz.Resulullah (sav)’ın siretini inşallah her sayıda ders ve ibret tablolarıyla işlemeye çalışırız. Lakin Rabbimiz “Onda sizin için güzel örnekler vardır” diye buyurmaktadırlar. Ayrıca Hz.Aişe annemizin buyurduğu gibi “O yürüyen Kur’an idi.”

Rabbimiz bizleri Resulullah (sav)’ın Sünnet-i Seniyyesine temessük etmiş kimselerden eylesin ve rızasına nail kılsın.

Mübarek Ramazan-ı Şerifin akabinde gelecek olan Ramazan Bayramınızı tebrik eder, hayır dualarınızı bekleriz.  Allah’a Emanet Olunuz.

(M.Bahaddin Temel)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İslam Ve Kuran Haberleri

2025 hac kayıtları 15 Kasım'a kadar yapılabilecek
"Gıdada haram ve helale dikkat edilmemesi toplumsal çöküntüye neden olur"
Kazasının olup olmadığıyla ilgili şüphesi bulunan kimsenin durumu
Kurban edilen hayvan kanının alna sürülmesi doğru mudur?
Namazda gözleri kapatmak mekruh mudur?