Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından Türkiye geneli bu yıl 5’incisi düzenlen umre ödüllü Kutlu Doğum Siyer Sınavı’na her geçen yıl katılımın arttığına dikkat çeken Araştırmacı-Yazar Fehmi Kaplan, sınavın asıl amacının Peygamber Efendimizi dahi iyi tanımak ve tanıtmak olduğunu söyledi. Kaplan, siyer sınavı atmosferinin ülke sınırları dışına taşacağına inandığını söyledi.
“Buradaki temel hedef peygamberi tanıtmaktır”
Hz. Muhammed (sav)’in hayatının anlatılması için yapılan bu girişimin övgüye şayan olduğunu ifade eden Kaplan, “Umreye gitmek bir ödüldür ama buradaki temel hedef peygamberi tanıtmaktır. Zaten malum günümüz şartlarında peygamberimizin hayatına göre kendini düzene sokmayan kişilerin nasıl bir durum ile karşı karşıya kaldıklarını görüyoruz, biliyoruz.” dedi.
Günümüz buhranlarından çıkmanın yollarını dile getiren Kaplan, “Bütün bu buhranların önüne geçmenin bir tek yolu var oda peygamberimizi yakından tanımaktır. Hayatımızı Onun hayatına benzetmeye çalışmaktır.” ifadelerini kullandı.
Peygamber Sevdalıları Platformu’nun bu yıl daha etkili bir çalışmanın içine girdiklerini belirten Kaplan, sınavın daha büyük kitlelere ulaşması için gösterilen gayretin bu yıl daha fazla olduğuna dikkat çekti.
Kaplan, “Bu yıl ki gayret daha fazlaydı. Belli bir bölge, belli bir il için değil sınavın Türkiye geneli olması için ellerinden geleni yaptılar. Hatta Peygamber Sevdalıları Platformunun imkânları el verirse bu atmosferi ülke sınırları dışına taşıracaklarına inanıyorum.” dedi.
Kıt imkânlarla böylesine geniş çaplı bir çalışmayı yürütmenin kolay olmadığını söyleyen Kaplan, küçük yaştaki çocuklar ile 50, 60 yaşlarındaki yetişkinlerin de sınava katıldığına dikkat çekerek peygamber sevdasının yaş sınırı dinlemediğini belirtti.
“İnsanların içinde bulunduğu buhran ‘kurtuluş rehberine’ yönlendiriyor”
Kutlu Doğum Siyer Sınavı’nın Ocak ayında yapılmış olması Nisan ayında yapılacak Kutlu Doğum etkinlikleri için bir ön hazırlık olduğunu ifade eden Kaplan, “Peygamberimizin hayatının anlatıldığı siyer kitaplarını okuyup hayatlarına aktaranlar, kutlu doğum aylarında alanlara inerken daha donanımlı olmaktadırlar. Peygamber efendimizin şahsiyeti o kadar yücedir ki belirli bir zaman dilimine sığmayacak kadardır. İmkânlar elverişli olursa Peygamber Sevdalıları yılın 365 gününe Peygamber (sav)’in hayatını yayacaklardır. Yaymak zorundadırlar. Çünkü günümüz insanının bulunduğu buhranlı günler sıkıntılı günler, insanın hayata bakış açısındaki karamsarlıklar bizi mutlaka kurtuluş rehberimize yönlendiriyor.” diye belirtti.
“Nerede olursak olalım Onu da hayatımızın en merkezine koymamız lazım”
Müslümanların Onu yılın 365 günü yaşamak zorunda olduğunu dile getiren Kaplan son olarak, “Onu hayatımızın her alanında, en merkez noktasına koyacağız etrafa saçtığı nurdan bizde nurlanacağız inşallah. Peygamberin adının duyulması bile bizi ürpertmesi için yeterlidir. Biz inanıyoruz ki Onun peygamberliği evrenseldir ve kıyamete kadar gelecek olan tüm insanların yaşantıları Onun yaşantısına benzemek zorundadır. Böyle bir etkinlikte gönüllü olarak görev aldığımız için kendimizi çok şanlı sayıyoruz. İnanıyoruz ki ancak peygambere tabi olmak ile insanlar kurtulur. Bunun dışında kalan tüm yaşam biçimleri batıldır. Peygamberimizi belirli bir zamana sıkıştırmak Onun şanına ve yüceliğine aykırıdır. Nerede olursak olalım Onu da hayatımızın en merkezine koymamız lazım” dedi. (M. Zeki Aygur- İLKHA)