İkiz kardeşlerin avukatlarıyla görüşen Esirler ve Özgürleştirilenlerin İşleri Heyeti, alıkoyma sürecinde işgal güçleri tarafından karşı karşıya kaldıkları acı gerçekleri aktardı.
Heyet, ikiz kardeşlerin avukatlarının kendilerine anlattıklarını şöyle aktardı: "Evin önünde ellerimizi arkadan bağladılar, gözlerimizi kapattılar sonra bizleri askeri araca bindirdiler. Önce bir Yahudi yerleşim bölgesine götürüldük. Oradan da Nablus’un güneyinde bulunan Huvara gözaltı merkezine nakledildik. 16 gün boyunda Huvara Hapishanesinde dar bir hücrede tutulduk. Buradaki hayat cehennem gibiydi. Yemekler yenilemeyecek kadar kötüydü. Görevlilerin muamelesi son derece acımasızdı. Hücrede kaldığımız 16 günlük süre zarfında bir defa dahi duş almak için banyoya gitmemize izin vermediler. 16 gün boyunda iç çamaşırları dahil elbiselerimizi değiştiremedik. Hücre çok soğuktu, bize sadece kirli ve yıpranmış bir battaniye verdiler. Odanın zemini ve duvarları kirli, rutubetli ve bir o kadar küf kokuyor. Hayatımızın en kötü günlerini orada yaşadık."
Diğer taraftan Siyonist işgal rejimine ait Damon zindanında tutulan ve sayıları 20'yi bulan Filistinli çocuk esirlerin de çok kötü şartlarda tutuldukları ifade edildi.