Türkiye'nin İsrail'e karşı uyguladığı hukuksal yöntemlere başvurma politikasını ilk kez Türkiye'ye karşı İsrailli bir kurum da uygulamaya başladı. Mavi Marmara davasında İsrail'i UCM'ye şikayet eden Türkiye'den intikam almaya çalışan İsralli bir kuruluş Kıbrıs Harekâtı'nı şikayet konusu yaptı. Kıbrıslı Rumlar'a öncülük eden İsrailli sivil toplum kuruluşunun, bu yolla Mavi Marmara'ya misilleme yaptığı belirtiliyor.
Kıbrıs Harekatının 40. yıldönümünde İsrailli bir Sivil Toplum Kuruluşu (Shurat hadin-İsrail Hukuk Merkezi), 'Kuzey Kıbrıs işgali sırasında Türkiye'nin savaş suçu işlediğini' savunarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) dava açtı.
Şikayet ile ilgili "20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleşen bu işgal, modern zamanlardaki en küstah yerleşim teşebbüsüdür" ifadeleri kullanılan açıklamada, "1996 yılında Kıbrıs'ın Türk kesiminde yaklaşık 50 bin Türk vatandaşı yaşıyordu. O zamandan beri Türkiye'nin saldırgan politikalarıyla yerleşimcilerin sayısı 100 bin civarında arttı. Bu sayı şimdiki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nüfusunun yarısını ifade ediyor." denildi.
Türkiye, 2010'da Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı ve Filistinlilerin haklarını savunmak için İsrail'e karşı şikayetçi olmuştu.
Türkiye ayrıca baskın nedeniyle İsrailli yetkililer hakkında uluslararası yakalama kararı çıkarttırma kararı almıştı.