Terör şebekesi siyonist İsrail, üç siyonist yerleşimcinin kaçırılması bahanesiyle, Filistin topraklarında terör estiriyor. Siyonistlerin bu terör saldırılarında bazı mazlum Filistinliler, hatta çocuklar bile katledildi. Şimdiye kadar geçen süreçte yüzlerce Filistinli esir edildi. Gazze’ye hava operasyonları yapılıyor. İsrail, bu terör dalgasını kendisi için bir hak olarak görüyor.
Yani işgal etmiş olduğu topraklarda kaybolan siyonist yerleşimcileri, Filistinli mazlum Müslümanlara daha fazla zulmetmenin bahanesi olarak kullanıyor.
Bu vesileyle Batı Şeria’daki birçok HAMAS yöneticisini tutukladı. İslami direnişi Batı Şeria’dan silmek veya zayıflatmak için, bu durum, bir fırsata dönüştürülmek isteniyor. Ayrıca Filistin uzlaşısı, Siyonistleri kudurtan bir diğer nedendir. Bu operasyonla, aynı zamanda Filistin uzlaşısı hedef alınmaktadır.
Bütün dünya siyonist işgalcinin yapmış olduğu bu zulüm karşısında sessiz kalmaktadır. İslam Alemi’nden de sadra şifa herhangi bir tepki yok. Yapılan zihin altı operasyonlarla, Filistin davası ümmetin belleğinden önemli ölçüde silindi. Tüm İslam Ümmetine ait olan bu dava, şuursuzluk ve gaflet yüzünden ellerimiz arasından kayıp gitmektedir.
Filistinliler adeta kaderleri ile baş başa bırakılmış durumda... Bu dava, Arap Milliyetçiliğinin dar sınırları, hatta bunun da ötesinde Filistin sınırları içerisine hapsedilmek istenmektedir.
Hiçbir ölçü olmadan Filistinliler tutsak ediliyor. Kimse bunun hangi hak ve hukuk ile yapıldığını sormuyor, sorgulamıyor.
Yaşanan bu tür gelişmeler, Filistinlilerin hiçbir şekilde meşru ve ahlaki bir sınırı olmayan siyonistlerin insafına, müzakere yalanlarına teslim edilemeyeceğini bir kez daha açıkça gösteriyor. Tek özgürlük yolunun direniş olduğu, bir kez daha bu vesile ile ortaya çıkmış oldu.
Bütün bu olanlar yaşanırken, Filistin ulusal uzlaşısının bileşenlerinden birisi olan Abbas yönetimi, hiçbir direniş göstermiyor. Direnmek bir yana, itiraz kabilinden bir ses bile vermiyor. Filistin topraklarında bu zulüm yaşanırken, hiç oralı olmuyor ve HAMAS’ı, uzlaşıdan önce olduğu gibi kaderi ile baş başa bırakıyor. Bu noktada aklımıza şu soru geliyor: Mademki Ramallah yönetimi Hamas’ı eskisi gibi kaderi ile baş başa bırakacaksa, başta Gazze olmak üzere, birçok Filistinliyi yine yok sayacaksa, daha da vahimi bizzat ihanet operasyonları yapmaya devam edecekse, ulusal uzlaşının anlamı nedir? Mahmut Abbas, ulusal uzlaşıdan ne anlıyor?
Hamas’ın büyük fedakârlıklarla inşa edilmesine ön ayak olduğu ve bu uğurda bazı hak ve kazanımlarını terk ettiği ulusal uzlaşı bu gidişle sembolik olmanın ötesine geçemeyecek gibi gözüküyor. Çünkü Ramallah yönetimi, bu konuda hiçbir zaman samimi olmadı. Siyasi birtakım mevziler kazanmayı ve işbirliği ve ihanet pazarında postunun daha parlak görünmesini planlayan Abbas, Filistin davasının temel kaygılarından uzak bir saik ile uzlaşı zemininde Hamas ile el sıkıştı. Ama daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan, ihaneti bir politik ve stratejik anlayış haline getirmiş olan Abbas yönetimi, direnişçi Müslümanları göz altına almaya ve mahkeme etmeye devam etti. Bu durumun daha iyi anlaşılması için bir örnek verelim.
Nablus Sulh Mahkemesi, 24 Haziran Salı günü gerçekleşen duruşmada, İslami Direniş Hareketi liderlerinden 55 yaşındaki Nezih Ebu Avn’ın gözaltı süresini uzattı.
Hamas liderinin gözaltı süresinin 15 gün uzatılmasına karar verdi.
Hamas liderinin ailesinin ve avukatının ziyaretine hâlâ izin verilmediğini bildiriliyor.
Ebu Avn, diğer tutuklulardan ayrı tek kişilik bir hücrede tutuluyor.
Mahmut Abbas’ın çetesi, Hamas’ın Batı Yaka’daki liderlerinden Nezih Ebu Avn’ı, işgal zindanlarında 17 yıl yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşan bir esiri karşılamak için esirlere destek çadırında bulunduğu sırada gözaltına almıştı. Kendisi de işgal zindanlarında 15 yıl yatan bir eski esir olan Ebu Avn’ın birçok sağlık sorununun olduğunu ifade ediliyor.
Yukarıdaki örnek, Filistin davasına ihanetin en son örneklerinden birisidir.
Ramallah yönetiminin zindanlarında nice direniş kahramanı tutsaktır. Tek suçları(!), Filistin direnişini yüreklerinde büyüterek kendilerini bu kutsal davaya adamalarıdır.
Bir yandan Siyonistlerin operasyonları devam ederken, diğer yandan işbirlikçi Abbas’ın zulmü devam ediyor. Böyle bir yönetim Filistinlileri nasıl temsil edebilir ve sözde varılan ulusal uzlaşı bu şartlar altında nasıl bir sonuç verir, herkes merak ediyor.
İhanet, kuşatılmışlık ve terk edilmişlik... Şu anda Filistinlilerin haline en iyi özetleyen kelimeler...
Filistinliler; Siyonistlerin saldırıları, Mahmut Abbas’ın ihaneti ve İslam Ümmetinin duyarsızlığı yüzünden, bir Ramazana daha esaret ve mazlumiyet içerisinde giriyor. Filistin’in gündemi başka, gaflet uykusundan bir türlü uyanmasını bilmeyen İslam Ümmetinin gündemi başka...
Direniş türkülerinin; özgürlüğün ufkunda, zafer marşlarına tebdil etmesi temennisi ile tüm Müslümanların Ramazanını tebrik ederim. Ramazanımız, direniş; bayramımız, zafer olsun.