İnsanlığı ve gezegenimizi tehdit eden felaketler ve musibetler sıralanırsa, şüphesiz ki bu listenin başında siyonizmin varlığı gelecektir. İnsanlığın karşı karşıya olduğu felaketlerin temelinde doğrudan veya dolaylı olarak siyonizmin varlığı yatmaktadır. Bu habis taifenin isyanlarından dolayı, Allah’ın aşağılık maymunlara çevirdiği bu topluluğun varlığı musibet olarak insanlığa yeter de artar bile.
Tarihleri boyunca hep kötülüğün, fitne, fesat ve bozgunculuğun aktörü olan Yahudiler, daima toplumları karıştırıp fitnenin odağı oldular. Yahudilerin tarihi, isyan ve fitne tarihidir. Allah’ a karşı asi olanlara ve fitne çıkaranlara en çok Yahudiler örnek verilmektedir. Ama belki de bu gün, Yahudilerin insanlığın başına bela olduğu kadar bir tarihi dönem yaşanmamıştır.
Siyonizm, her zamankinden daha çok insanlık için tehdit oluşturmaktadır. Birçok kaos, siyonizmin projelerinin bir neticesidir. İslam Âlemi’ndeki ihtilaf ve kargaşanın temelinde yine siyonizmin hile ve desiseleri vardır. Siyonistler, ya Müslümanların kanlarını dökmekte veya Müslümanların kanlarını dökenler yardımcı olmaktadır. Bu gün dünyanın neresinde olursa olsun, tüm coğrafyalarda Müslümanlara karşı uygulamaya konulan zulümler, siyonistlerce her yönü ile desteklenmektedir. Yeryüzünde İslam ve Müslümanlarla savaş, siyonizmin temel misyonudur. O halde, bu gök kubbe altında yeryüzünün her tarafında siyonizm ile savaşmak ve yeryüzünde siyonistlerin ayak bastıkları toprakları bile ateşe vermek de İslam Ümmeti’nin temel misyonu olmalıdır. Küresel bir savaş ve intifada konsepti ile en büyük düşmanımız olan siyonizme ve onun destekçilerine eman vermemek lazımdır. Öyle bir mücadele yürütelim ki, hiçbir yerde kendilerini güvende hissetmesinler. Ve nihai hedef olarak da siyonizmi yeryüzünden silmeliyiz.
Yahudilerin, tarih boyunca her jenerasyonda aynı karakteristik özellikleri gösterdiklerini ve hiçbir zaman değişmediklerini görüyoruz. Yahudilerden bahseden Kur’an ayetlerine ve tarihi kaynaklara baktığımız zaman sanki günümüzdeki Yahudilerden bahsetmektedirler. Aradan binlerce yıl geçtiği halde ve binlerce yıl önce yaşayan şahıs ve hadiselerden bahsedildiği halde, resmedilen tabloların günümüze ait olduğu hissi ve fikri bizde uyanmaktadır. Çünkü binlerce yıl geçse de Yahudilerin zihniyet ve karakteri değişmemiş ve kıyamete kadar da değişmeyecektir. Tarih boyunca insanlığın felaketine sebep olmuş olan ve olmaya devam edecek olan bu güruhun artık yeryüzünde silinmesinin vakti gelmiştir ve geçmektedir. Rahmetli İmam Humeyni’nin ifade ettiği gibi, ‘Her Müslüman bir kova su dökerse, israili sel alır.’ Evet, kovalarımızı alıp yeryüzünü bu necis unsurdan arındırmalıyız. Siyonizmin yok edilmesi, bu gün insanlığın en temel sorunudur. Tüm gücümüzü ve kuvvetimizi siyonizm ile savaşma hususunda seferber etmeliyiz.
Buradan tüm Müslümanlara şu çağrıyı yapmak elzemdir:
Ey izzet ve onur sahibi Müslümanlar, herkes bu topyekûn kavganın saflarında yer almalı ve üzerine düşen görevi ifa etmelidir. Artık hala çeşitli bahanelerin arkasına sığınıp da bu savaştan kaçacak mısınız? Coca-Cola içenler ve satanlar, iftar sofralarını Coca-Cola ile süsleyenler, siz Filistinli bebeklerin kanları ile iftar ettiğinizin farkında mısınız? Birkaç kuruş kazanmak için Yahudi mallarını satanlar ve Yahudilerin cephesine cephane taşıma hamallığını birkaç kuruş karşılığında yapan gönüllü sefiller, siz yarın Allah’ın huzuruna hangi yüzle çıkacaksınız. Yahudi sigarası içenler, sizler ne demeli? Ya elbiselerini Yahudi deterjanları ile yıkayıp çamaşırlarını aklamanın derdine düşüp de vicdanlarını ve yüreklerini karartanlar, üzerinizdeki mazlum Filistinlilerin kanını temizleyecek hiçbir deterjan yoktur. Yıkılmış enkazın altında kalan ve “Ya Rebbi, Ya Rebbi” diye nida edip şehadet getiren iki yaşındaki Filistinli kız çocuğunun bu feryadının, siyonistleri, Aziz ve Celil olan Allah’a şikâyet ettiğini; ama sizleri teğet geçtiğini mi zannediyorsunuz?
Resulullah’ın Yahudileri kuşatırken, hurma ağaçlarını ve bahçelerini niye kestirdiğini zannediyorsunuz? Onların malları, canlarından daha azizdir. O halde bu habis taifenin can damarlarını kesmek için seferber olalım. Kassam Mücahitleri ve diğer mücahitler yeryüzünü onlara dar ederken, biz de en azından kendi cephemizden bazı adımlar atalım. Artık ikiyüzlülüğü, sahtekârlığı, riyakârlığı bir kenara bırakalım. Sadece “kahrolsun israil” demekle israil kahrolmuyor. Tek başına sloganların bir anlamı yok. Aksiyon ile desteklenmeyen ve istikrarlı bir çizgi izlemeyen tepkiler sadece saman alevine benzer ve hiçbir netice vermez. Tepkilerimiz programlı, şümullü ve istikralı olmalıdır. Hayatın her alanını siyonizm ile mücadele zemini olarak görülmelidir.
Artık kendimize gelelim. Bu savaşın bedeli ne olursa olsun, topyekûn direnişi kuşanalım. Ölüm kefenini şehadet aşkı ile yırtalım. Bu onurlu kavgaya topyekûn omuz verelim. Biz aciz ve kanadı kırık bir kuş değiliz. Ümmet olarak sahip olmuş olduğumuz gücün farkına varalım ve artık her tarafta bebek ve kadın katillerinin üzerine ölüm olup yağalım. Siyonizm var oldukça, bu ümmet felah bulamaz. O halde en temel meselemiz; siyonizm ile savaşmak ve onu yok etmektir.
Küresel intifada, küresel direniş sloganlarına gerçeklik elbisesi giydirelim. Bizim sloganlarla kendimizi kandırmamız, hiç intifadaya ve direnişe benziyor mu? Ey Müslümanlar, kefenlerimizi boynumuza sarıp Kudüs’ün kavgasını verelim. Cesetlerimiz, Kudüs’ün kurtuluşuna giden yolda bir köprü; kanlarımız, bu yolda Allah’a sunacağımız bir hediye olsun.