Yeni Türkiye’nin iç ve dış bataklığı’ başlıklı geçen haftaki yazımda; “Güç sarhoşluğunun ve iktidar kibrinin körleştirdiği, görülmeyen daha önemli başka şeyler de var: İslamcılar iktidar ve para imtihanında yozlaştılar, daha doğrusu İslami ve insani ahlak değerleri açısından iktidar ve para imtihanlarını kaybettiler” demiş ve bu konunun ayrı bir yazının konusu olduğunu söylemiştim. Tevafuk, aynı sayıda bizim mahallenin piri Göktaş Hocamız da Ak Parti özelinde benzer şeyler yazmış:
“AK Parti’yi yıkacak olan, AK Partililerin kibirleridir, hırslarıdır, müstekbirleşmeleridir, içinden çıkıp geldikleri kitleleri unutmalarıdır, mazlumların çığlıklarına sağırlaşmaları, duyarsızlaşmalarıdır.
AK Parti’yi yıkabilecek olanlar, onların eşleridir, onların kızlarıdır, oğullarıdır ve yakınlarıdır. Yani onların yaşantı biçimleridir.”
Sadece biz kenar mahallenin kalemleri değildik bu konu ile ilgilenen, merkez mahallenin vitrin kalemleri de bu konuyu farklı üsluplarla köşelerinde işlediler. 30 Ağustos Cumartesi günkü yazısında Yeni Şafak’tan İsmail Kılıçarslan’ın da canı bu konuya çok sıkılmış ve “çok sıkıldım” başlıklı yazısında konuyu köşesine taşıdı ve şu önemli vurgularda bulundu:
“Bazılarının aksine bendeniz Yeni Türkiye’ye ‘sıkılarak’ başladım. Allah sonumu hayretsin.
Sıkılıyorum. Hem de çok sıkılıyorum.
10 yılını, 20 yılını, 30 yılını ‘dava’ya adamış insanların neredeyse görmezden gelindiği; ne dediğini kendisinden başka hiç kimsenin anlamadığı çapsız, izansız, donanımsız nevzuhur ‘politika konuşur’ zıpçıktıların baş tacı edildiği bir düzenin içinde yaşayıp gitmiyormuşuz gibi davranılmasından çok sıkılıyorum.
13 yıldır ‘bir gençlik hareketi’ ortaya çıkaramamanın acısını bir kez bile ‘ciğerinde’ duymayan, her seferinde ‘bu seçimi de bir atlatalım’ kolaycılığına düşen, her seferinde rakamları ilkelerden daha çok önemseyen ‘düşünür’lerden geçilmiyor ortalık. Ve ben cidden çok sıkılıyorum.
Vara yoğa küfredip kendini rahatlatmayı ‘cihat etmek’ zanneden gençlerimiz var. Lacivert takım elbise ve siyah parlak ayakkabı giyen, Ray-Ban gözlük takıp ‘proce kovalama’yı marifet sayan, asıl projenin bizatihi kendisi olması gerektiğini bir kez bile aklına getirmeyen gençlerimiz var. ‘Yeni Türkiye’yi bu gençlerle kurabileceğini düşünen koca koca adamlardan çok sıkılıyorum.
Kızıyor musunuz bana?
Hayatımızı ‘politika’dan ibaret hale getiren bu düzeneğe kızmıyorsanız bana kızmak hakkınız tabii.
‘Hayatî’ olanı ‘geçici’ olandan ayıramamak belki de bugün en temel sorunumuz. Kimse hayatî olanla yani zor fakat aynı zamanda elzem olanla ilgilenmekten yana değil. Herkes geçici olanla, sayısal olanla, bugünlük olanla, gündelik olanla ilgili...”
İsmail Kılıçarslan bu yazısı ile Ak Parti rüyası gören eski İslamcıların canını çok sıktı, epey de kızdılar ona; kimi belli etti, kimi belli etmedi. Çünkü rüyanın tatlı derinliğinde İsmail Kılıçaslan onları kıyama kaldırmak için dürtmüştü, onlar ise rüyadan uyanmak istemiyorlardı.
Abdurrahman Dilipak da Yeni Akit Gazetesi’ndeki köşesinde İsmail Kılıçarslan’a “sıkılma be kardeşim” diye seslenerek bir yazı kaleme aldı. Bazı farklılıkları ile beraber Dilipak da aslında aynı şeyleri biraz daha geniş katmanlı olarak söylüyordu:
“Aslında Erdoğan da, Davudoğlu da işin farkında. Şimdi artık mücahidler mahkemelik olmuyorlar. “Dava” diyince “adliye”yi hatırlıyorlar, mahkeme-i kübrayı değil! Bizim kutsal bir “davamız” vardı, onun için “davalık “olurduk oysa!
Herkes her şeyi Ankara’dan bekliyor. Üniversiteler nerede, gençlik nerede, işadamlarımız, STK’lar nerede! Onlar da iktidardan pay kapma yarışında sanki… Kendi derin ve paralel yapılarımızın oluşmaması için dikkatli olmamız gerek. Yoksa gün gelir, bu “hacı”lar mafyalaşıverir, nasıl olduğunu kendileri de anlamaz, bu işin! Şeytan bizi Allah’la da aldatmayı deneyecektir.. Hz. İbrahim, Hz. Hacer ve Hz. İsmail’den vazgeçmeyen Şeytan bizden de vazgeçmeyecektir…
Evet AK Parti, “Yeni Türkiye” tüccarlarının rant hesaplarına kurban edilmemeli… Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirir çevirir… Sanırım bundan sonra servet ve iktidarla imtihan olacağız.”
Diğerleri her ne kadar bundan sonra iktidar ve servetle imtihan olacağız deseler de geçen haftaki yazımda da dediğim gibi bence “İslamcılar iktidar ve para imtihanını kaybettiler.” Sizi bilmem ama ben, Yeni Türkiye’nin yakın zamanda erdem, ahlak ve inancına dair umudumu kaybettim.
Zira işadamı, gazetecisi, aktivisti, yazarı, çizeri ile İslamcıların doluştuğu Ak Parti otobüsü bu hali ile sürücüsü gaza basmış giden, yolcuları sarhoş bir otobüse benziyor. Allah sonumuzu hayretsin.