Dövizin yükselişinin engellenemediği bu günlerde ticaret savaşlarının gidişatına bir göz atalım: Hatırlanacağı üzere ABD, müttefiklerinden 4 Kasım'a kadar İran'dan petrol ithalatını durdurmalarını istedi. ABD müttefik ülkeleri, İran'dan petrol ithalatını durdurmamaları halinde yaptırımlarla karşılaşabilecekleri konusunda uyarmıştı. Bu, özellikle Türkiye, Çin ve Hindistan gibi İran petrolü ithal eden ülkelerin tepkisine neden olmuştu.
Ekonomik savaş yürüten ABD'nin, çıkarlarını tehdit eden ülkeler için planladığı dış politika gereçlerinden biri olan “İran ambargosu” aynı zamanda bir sonraki hamleyi barındırıyor. Nitekim İran'ın petrol ihraç ettiği ülkeler arasında, ABD'nin ticaret savaşlarında karşı karşıya geldiği ülkelerin petrol alımına göz atarsak mesele daha iyi anlaşılıyor.
ABD'nin son yıllarda sorunlu olduğu ülkelerden Çin yüzde 27 ile birinci sırada yer alırken Avrupa yüzde 17 ile ikinci, Hindistan yüzde 15 ile üçüncü ve Güney Kore yüzde 11 ile dördüncü sırada yer almakta. Türkiye ise 2017 yılında 25,8 milyon tonluk ham petrol ithalatı gerçekleştirdi. İran'dan ithal ettiğimiz ham petrol ise 11,5 milyon ton olarak kayıtlara geçmiş. Yani petrol ithalatımızın yüzde 50'ye yakınını İran'dan karşılamaktayız.
ABD aldığı bu yaptırım kararı ile bir taraftan dış politikada İran'ı izole etme politikasını hayata geçirirken bir taraftan da İran'ın en çok petrol ihracatı yaptığı ve ticaret savaşlarında da karşı karşıya geldiği Çin, AB ülkeleri ve Türkiye'yi köşeye sıkıştırmayı hedeflemektedir. Zira bu ülkeler ABD'nin yaptırım uyarısını dikkate alıp İran ile petrol ticaretini durdururlarsa daha yüksek fiyattan başta Suudi Arabistan olmak üzere ABD ile müttefik ülkelerden petrol temin etmek zorunda kalacaklar. Böylece üretim maliyetleri artırılmak suretiyle küresel pazarda rekabet güçlerinin azalması hedeflenmektedir.
4 Kasım'da yürürlüğe koyulacak ambargolar arasında ise İran'la bağlantılı olan tüm petrol işlem ve hizmetlerinin durdurulması hedefleniyor. İran'dan petrol temelli petrokimya türevi ürünlerin tamamının alımı yasaklanacak. Olumsuz etkilenen söz konusu ülkelerin bunu kabul etmesi olası gözükmüyor. Bu durum ise ambargodan etkilenen ülkelerin birlikte hareket etmesini doğurabilir ve yeni bir bloktan söz edilebilir…
Sonuç olarak; İran'la sınır ticareti olan, yerli paralarla ticaretin konuşulduğu ve enerji bağımlılığı yüksek olan ülkelerin bu süreçte kendi aralarındaki siyasi, ticari ve askeri birlikteliği doğurabilir. Ancak bu ateşi fitilleyebilecek ve özellikle Çin ve Rusya'yı etkileyebilecek ittifakın anahtarı ülkeler İran ve Türkiye'dir. Çünkü İran'ın istediği Türkiye'de, Türkiye'nin istediği ise İran'da mevcuttur. Bu iki ülkenin birlikte hareket etmesi büyük pazarları olan ülkeleri de tetikleyecek ve etkileyecektir.