Murat Burtaş
PKK/BDP çizgisinin 14 Temmuz'da Diyarbakır'da yapmak istediği Kürtlere değil Öcalan'a Özgürlük merkezli provokasyon hesaplarının yapıldığı miting Valilik engeline takıldı...
PKK'nin tüm katmanlarından 14 Temmuz Mitingine kitlesel katılım çağrısı yapıldı...
Provokatif ve ajitatif bir dil kullanılarak halk sokağa çekilmek istendi...
Kürdistan'da sırtını PKK'ye dayayarak taban bulma hesapları yapan Apoizm'in kuyrukçusu Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), yasaklı mitingin izahatını Mustazaf Kürtlerin 27 Mayıs Pazar günü düzenlediği ''Ahde Vefa Mitingi''ni diline dolayarak Mustazaflar Hareketi'ni imaen Devlet-Ak Parti destekli göstererek yapıyordu...
12 Temmuz Perşembe günü ANF'de ve ESP'nin ETHA sitesinde yayınlanan açıklamada ''Valilik, bir süre önce Mustazaf-Der'in aynı meydanda miting yapmasına izin verdi'' denilerek yaptığı etkinliklerde hiç bir taşkınlık ve provokasyona müsaade etmeyen Mustazaflar Hareketi'ni, en ufak bir eyleminde gerilim ve gerginliğin eksik olmadığı PKK/BDP kitlesiyle bir tutma işgüzarlığında bulundu...
ESP Kemalist mahreçli ve statüko karakterli bir Türk Sol Örgütlenmedir...
ESP Kürdistan'da kaosun ve çatışmanın yükselmesi için savaş çığırtkanlığı yapıp PKK/BDP ve kitlesine provokasyon gazı vererek Kürt halkına kan, gözyaşı ve acı pazarlayan bir yapılanmadır...
Nitekim Mustazaf-Der'i kirli ağzına aldığı açıklamanın son cümlelerinde "Bu halk sayısız yasakları paçavraya çevirmiş bir halktır. AKP'nin 14 Temmuz fermanını tanımıyoruz. Tüm halkımızı bu yasak fermanı karşısında 14 Temmuz günü İstasyon Meydanı'na çağırıyoruz. Yasaklar devletin sokaklar bizimdir" diyerek halkı sokakları ateşe vermeye davet etmiştir...
''ESP Neyin Peşinde?'' sorusunun cevabını, açıklamanın son kısmında bulmak mümkündür...
Yani ESP kan, kaos, kriz, kargaşa, karışıklık ve katliam peşinde...
Sadece Türk Sol bir örgüt olan ESP'mi BDP/DTK Mitinginin yasaklanması üzerinden Mustazaflar'a saldırdı, hayır...
Miting öncesi ESP Mustazaflar Hareketi'ni diline dolarken, Miting sonrası Radikal Gazetesi'nin Solculuğu ile iftihar eden yazarı Koray Çalışkan, Mustazaflar Hareketi ve Hizbullah Cemaati'ne karşı kışkırtıcı bir yazı kaleme aldı...
''Ek Perti, Erdoğen ve Diyerbekir'' başlıklı yazısında BDP/DTK Mitingini yasaklayan Ak Parti'nin en büyük destekçisinin Hizbullah Cemaati olduğu ve Muhterem Edip Gümüş ve diğer Hizbullah mensuplarının tahliye edilmesinin Ak Parti-Hizbullah bağlantısıyla ilişkili olduğu klasik hezeyan ve hamakatini savurdu...
Bu ilişkilendirme biçiminin sorunlu olduğunu pekâlâ bilen Koray Çalışkan birden içinde bulunduğu pozisyondan çark edip ''Gerçi yakın bir zamanda Hizbullah’ın BDP stratejisini izleyip bağımsız vekiller marifetiyle bu desteği çekeceğine dair çok alametler belirdi'' deme çizgisine geldi...
Sonraki cümlelerde yine çark edip tekrar eski haline döndüğünü ihsas ettiren palavrasyon ürünü cümlelere tekrar sarılıyor...
Şu cümleler Koray Çalışkan'a ait saçmalıklardan... 27 Mayıs Hazımsızlığı bu olsa gerek...
''İlk kez mayısta görücüye çıktılar. Devletin tüm imkânları seferber edildi, AK Parti destekledi. 27 Mayıs Hizbullah Diyarbakır mitingi çevre illerden, ilçelerden bindirilmiş kıtalarla, trenle, otobüsle 500.000’e dayandı. Eskiden terörle doğrudan bağlantılı olmuş bir hareketin mitingine dair valilik elbette bir yasaklama getirmedi. Bir tehdit peydahlamadı. Mitinglerini yaptılar, dolmuşlara atlayıp memleketlerine döndüler.''
Şimdi Koray Çalışkan'ın adeta çelişkiler yumağına dönen beynine soruyorum...
Madem Hizbullah Cemaati Ak Parti ve Devlet Destekli, o halde niçin Hizbullah'ın Ak Parti ve Devlet'ten desteğini çekeceği!ni söylediğin bağımsız adaylarla seçime girecek siyasal oluşumu olan Mustazaflar Hareketi'nin tertip ettiği ''Ahde Vefa Mitingi''nde, ''Devletin tüm imkanları seferber edildi, Ak Parti destekledi'' deme aptallık ve ahmaklığında bulunuyorsun?..
Hizbullah'ın Devletten ve Partisinden desteğini çekeceği! Mitingin finansörlüğünü niçin Devlet ve Partisi yapsın?..
Bu kadar çelişki ve tezat sizce de fazla değil mi?..
Siz Sosyalist Batıcı Paradigmanın karanlık kuyularında gezinenler ne zaman bu halkın İslami kimliğiyle yüzleşeceksiniz?..
Unutmayın Mustazaf Kürt halkının İslami kimliğiyle yüzleşmeyenler bu güne kadar hep yüzsüzleştiler...
İçinizdeki İslam düşmanlığını ve Müslüman karşıtlığını ideolojik saçmalıklar eşliğinde kusmaya daha ne zamana kadar devam edeceksiniz?..
Müslüman Kürt halkı 14 Temmuz'da sizin ve şakşakçılığını yaptığınız Sosyalist Örgütün tüm kışkırtmalarına rağmen kaos projesinde olmadığını İstasyon Boykotu üzerinden gösterdi...
Halk artık Kemalizm ve Apoizm için kendisini ateşe atmayacağını ispatladı...
Vekillerin İstasyon Meydanı’na sızma girişimi dışında ciddi hiç bir kalkışma yaşanmadı...
2–3 saatlik bir karşılıklı çatışmadan sonra olaylar bitti...
Şehrin küçük bir kısmında kısa süreli bir çatışma...
Hâlbuki PKK tarafından hedeflenen şey, Diyarbakır başta olmak üzere Kürdistan'ın tamamını bir ateş ve alev topuna çevirmekti...
Kürdistan'ı ve Kürtleri yakmanın hesaplarını yaptılar...
Ancak Allah'ın izniyle buna muvaffak olamadılar...
Yakmak istedikleri fitne ve fesad ateşini Allah söndürdü...
Müslüman Kürt halkı savaş baronlarının tuzağına düşmedi...
ESP, Koray Çalışkan ve türevlerinin kriz ve kaos istenci suya düştü...
Hesapları tutmayanlar şimdi zehirli oklarını Hizbullah Cemaati'ne ve Mustazaflar Hareketi'ne çevirmiş durumdalar...
27 Mayıs Günü Koray Çalışkan'ın deyimiyle ''500 bin insanın çevre il ve ilçelerden bindirilmiş kıtalarla Diyarbakır'a Tren ve Otobüsle taşındığı''nı belirterek ne kadar ön yargılı olduğunu gösteriyor aslında...
BDP/DTK/PKK bırakın çevre il ve ilçeleri, Avrupa'dan ve Kürdistan'ın diğer parçalarından insanları Diyarbakır'a taşıyınca bunun adı ne oluyor?..
Bu arada Kürt Kemalist Hareketi'nin İstasyon'da düzenlemek istediği mitinge Polis engeline takılmamak için trenle gelen binlerce insanı biliyorum da, Mustazaflar Hareketi'nin ilanının yapıldığı 27 Mayıs'ta düzenlenen ''Ahde Vefa Mitingi''ne trenle kitlesel bir şekilde gelen duymadım...
Herhalde Kutlu Doğum etkinliği için Batman Peygamber Sevdalıları Platformu'nun kiraladığı Tren'le karıştırıyor...
Bilmiyorum ilgili yazıda geçen şu cümleyi siz nasıl anlayacaksınız?.. Şahsen ben bir şey anlamadım da...
''Eskiden terörle doğrudan bağlantılı olmuş bir hareketin mitingine dair valilik elbette bir yasaklama getirmedi. Bir tehdit peydahlamadı.''
''Ne alaka'' dedirtecek türden anlaşılmaz ve anlamsız cümleler...
Sahi! bu kadar saçmalamak zorunda mısınız?..
''Hizbullah'ı vurayım, Mustazaflar Hareketi'ni kırayım'' derken seviyenizin yerlerde olduğunu görüyor musunuz?..
Tabii bugüne kadar anlamakta zorlandığım bir şey daha var ki, o da şu; Hizbullah Cemaati'ne ve Mustazaflar Hareketi'ne eleştiri maskesi altında hakaret etme hastalığına tutulanların, Hizbullah'tan bahsedince yoğun bir şekilde saçmalamaları ve çelişkilere boğulmalarıdır...
Adeta Hizbullah'a saldırdıkça batmışlar...
Mustazaflar Hareketi'ni karalamaya çalıştıkça maskeleri daha fazla ve hızlı düşmüş...
Koray Çalışkan da bu tiplerden biri tabii... Şu cümleye baksanıza...
''Mitinglerini yaptılar, dolmuşlara atlayıp memleketlerine döndüler.''
Yahu Koray! Tren'le ve Otobüsle geleni niye Dolmuşla gönderiyorsun?..
Sen dememiş miydin, Tren'le ve otobüsle geldiler, diye?..
Bu arada Ak Parti'nin Gaffar Okkan'ın kemiklerini sızlattığını söylerken kime selam çakıyorsun, onu söyle de bilelim...
Şu an KCK'den içeride olanların, cenazesine kravatlı, takım elbiseler ve fiyakalı vasıtalarla katıldığına bizzat tanıklık ettiğim Gaffar Okkan'dan bahsetmekle neyi hedefliyorsun?..
Bir de Baas'ı destekleyen Türk Solu'nun Ak Parti'den şikayeti ne ola ki?..
Koray Çalışkan sen sen ol, bir daha Mustazaf Kürtlerden kelam ederken dikkat et, entel kişiliğin tel tel dökülmesin...
(Hürseda Haber)
PKK/BDP çizgisinin 14 Temmuz'da Diyarbakır'da yapmak istediği Kürtlere değil Öcalan'a Özgürlük merkezli provokasyon hesaplarının yapıldığı miting Valilik engeline takıldı...
PKK'nin tüm katmanlarından 14 Temmuz Mitingine kitlesel katılım çağrısı yapıldı...
Provokatif ve ajitatif bir dil kullanılarak halk sokağa çekilmek istendi...
Kürdistan'da sırtını PKK'ye dayayarak taban bulma hesapları yapan Apoizm'in kuyrukçusu Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), yasaklı mitingin izahatını Mustazaf Kürtlerin 27 Mayıs Pazar günü düzenlediği ''Ahde Vefa Mitingi''ni diline dolayarak Mustazaflar Hareketi'ni imaen Devlet-Ak Parti destekli göstererek yapıyordu...
12 Temmuz Perşembe günü ANF'de ve ESP'nin ETHA sitesinde yayınlanan açıklamada ''Valilik, bir süre önce Mustazaf-Der'in aynı meydanda miting yapmasına izin verdi'' denilerek yaptığı etkinliklerde hiç bir taşkınlık ve provokasyona müsaade etmeyen Mustazaflar Hareketi'ni, en ufak bir eyleminde gerilim ve gerginliğin eksik olmadığı PKK/BDP kitlesiyle bir tutma işgüzarlığında bulundu...
ESP Kemalist mahreçli ve statüko karakterli bir Türk Sol Örgütlenmedir...
ESP Kürdistan'da kaosun ve çatışmanın yükselmesi için savaş çığırtkanlığı yapıp PKK/BDP ve kitlesine provokasyon gazı vererek Kürt halkına kan, gözyaşı ve acı pazarlayan bir yapılanmadır...
Nitekim Mustazaf-Der'i kirli ağzına aldığı açıklamanın son cümlelerinde "Bu halk sayısız yasakları paçavraya çevirmiş bir halktır. AKP'nin 14 Temmuz fermanını tanımıyoruz. Tüm halkımızı bu yasak fermanı karşısında 14 Temmuz günü İstasyon Meydanı'na çağırıyoruz. Yasaklar devletin sokaklar bizimdir" diyerek halkı sokakları ateşe vermeye davet etmiştir...
''ESP Neyin Peşinde?'' sorusunun cevabını, açıklamanın son kısmında bulmak mümkündür...
Yani ESP kan, kaos, kriz, kargaşa, karışıklık ve katliam peşinde...
Sadece Türk Sol bir örgüt olan ESP'mi BDP/DTK Mitinginin yasaklanması üzerinden Mustazaflar'a saldırdı, hayır...
Miting öncesi ESP Mustazaflar Hareketi'ni diline dolarken, Miting sonrası Radikal Gazetesi'nin Solculuğu ile iftihar eden yazarı Koray Çalışkan, Mustazaflar Hareketi ve Hizbullah Cemaati'ne karşı kışkırtıcı bir yazı kaleme aldı...
''Ek Perti, Erdoğen ve Diyerbekir'' başlıklı yazısında BDP/DTK Mitingini yasaklayan Ak Parti'nin en büyük destekçisinin Hizbullah Cemaati olduğu ve Muhterem Edip Gümüş ve diğer Hizbullah mensuplarının tahliye edilmesinin Ak Parti-Hizbullah bağlantısıyla ilişkili olduğu klasik hezeyan ve hamakatini savurdu...
Bu ilişkilendirme biçiminin sorunlu olduğunu pekâlâ bilen Koray Çalışkan birden içinde bulunduğu pozisyondan çark edip ''Gerçi yakın bir zamanda Hizbullah’ın BDP stratejisini izleyip bağımsız vekiller marifetiyle bu desteği çekeceğine dair çok alametler belirdi'' deme çizgisine geldi...
Sonraki cümlelerde yine çark edip tekrar eski haline döndüğünü ihsas ettiren palavrasyon ürünü cümlelere tekrar sarılıyor...
Şu cümleler Koray Çalışkan'a ait saçmalıklardan... 27 Mayıs Hazımsızlığı bu olsa gerek...
''İlk kez mayısta görücüye çıktılar. Devletin tüm imkânları seferber edildi, AK Parti destekledi. 27 Mayıs Hizbullah Diyarbakır mitingi çevre illerden, ilçelerden bindirilmiş kıtalarla, trenle, otobüsle 500.000’e dayandı. Eskiden terörle doğrudan bağlantılı olmuş bir hareketin mitingine dair valilik elbette bir yasaklama getirmedi. Bir tehdit peydahlamadı. Mitinglerini yaptılar, dolmuşlara atlayıp memleketlerine döndüler.''
Şimdi Koray Çalışkan'ın adeta çelişkiler yumağına dönen beynine soruyorum...
Madem Hizbullah Cemaati Ak Parti ve Devlet Destekli, o halde niçin Hizbullah'ın Ak Parti ve Devlet'ten desteğini çekeceği!ni söylediğin bağımsız adaylarla seçime girecek siyasal oluşumu olan Mustazaflar Hareketi'nin tertip ettiği ''Ahde Vefa Mitingi''nde, ''Devletin tüm imkanları seferber edildi, Ak Parti destekledi'' deme aptallık ve ahmaklığında bulunuyorsun?..
Hizbullah'ın Devletten ve Partisinden desteğini çekeceği! Mitingin finansörlüğünü niçin Devlet ve Partisi yapsın?..
Bu kadar çelişki ve tezat sizce de fazla değil mi?..
Siz Sosyalist Batıcı Paradigmanın karanlık kuyularında gezinenler ne zaman bu halkın İslami kimliğiyle yüzleşeceksiniz?..
Unutmayın Mustazaf Kürt halkının İslami kimliğiyle yüzleşmeyenler bu güne kadar hep yüzsüzleştiler...
İçinizdeki İslam düşmanlığını ve Müslüman karşıtlığını ideolojik saçmalıklar eşliğinde kusmaya daha ne zamana kadar devam edeceksiniz?..
Müslüman Kürt halkı 14 Temmuz'da sizin ve şakşakçılığını yaptığınız Sosyalist Örgütün tüm kışkırtmalarına rağmen kaos projesinde olmadığını İstasyon Boykotu üzerinden gösterdi...
Halk artık Kemalizm ve Apoizm için kendisini ateşe atmayacağını ispatladı...
Vekillerin İstasyon Meydanı’na sızma girişimi dışında ciddi hiç bir kalkışma yaşanmadı...
2–3 saatlik bir karşılıklı çatışmadan sonra olaylar bitti...
Şehrin küçük bir kısmında kısa süreli bir çatışma...
Hâlbuki PKK tarafından hedeflenen şey, Diyarbakır başta olmak üzere Kürdistan'ın tamamını bir ateş ve alev topuna çevirmekti...
Kürdistan'ı ve Kürtleri yakmanın hesaplarını yaptılar...
Ancak Allah'ın izniyle buna muvaffak olamadılar...
Yakmak istedikleri fitne ve fesad ateşini Allah söndürdü...
Müslüman Kürt halkı savaş baronlarının tuzağına düşmedi...
ESP, Koray Çalışkan ve türevlerinin kriz ve kaos istenci suya düştü...
Hesapları tutmayanlar şimdi zehirli oklarını Hizbullah Cemaati'ne ve Mustazaflar Hareketi'ne çevirmiş durumdalar...
27 Mayıs Günü Koray Çalışkan'ın deyimiyle ''500 bin insanın çevre il ve ilçelerden bindirilmiş kıtalarla Diyarbakır'a Tren ve Otobüsle taşındığı''nı belirterek ne kadar ön yargılı olduğunu gösteriyor aslında...
BDP/DTK/PKK bırakın çevre il ve ilçeleri, Avrupa'dan ve Kürdistan'ın diğer parçalarından insanları Diyarbakır'a taşıyınca bunun adı ne oluyor?..
Bu arada Kürt Kemalist Hareketi'nin İstasyon'da düzenlemek istediği mitinge Polis engeline takılmamak için trenle gelen binlerce insanı biliyorum da, Mustazaflar Hareketi'nin ilanının yapıldığı 27 Mayıs'ta düzenlenen ''Ahde Vefa Mitingi''ne trenle kitlesel bir şekilde gelen duymadım...
Herhalde Kutlu Doğum etkinliği için Batman Peygamber Sevdalıları Platformu'nun kiraladığı Tren'le karıştırıyor...
Bilmiyorum ilgili yazıda geçen şu cümleyi siz nasıl anlayacaksınız?.. Şahsen ben bir şey anlamadım da...
''Eskiden terörle doğrudan bağlantılı olmuş bir hareketin mitingine dair valilik elbette bir yasaklama getirmedi. Bir tehdit peydahlamadı.''
''Ne alaka'' dedirtecek türden anlaşılmaz ve anlamsız cümleler...
Sahi! bu kadar saçmalamak zorunda mısınız?..
''Hizbullah'ı vurayım, Mustazaflar Hareketi'ni kırayım'' derken seviyenizin yerlerde olduğunu görüyor musunuz?..
Tabii bugüne kadar anlamakta zorlandığım bir şey daha var ki, o da şu; Hizbullah Cemaati'ne ve Mustazaflar Hareketi'ne eleştiri maskesi altında hakaret etme hastalığına tutulanların, Hizbullah'tan bahsedince yoğun bir şekilde saçmalamaları ve çelişkilere boğulmalarıdır...
Adeta Hizbullah'a saldırdıkça batmışlar...
Mustazaflar Hareketi'ni karalamaya çalıştıkça maskeleri daha fazla ve hızlı düşmüş...
Koray Çalışkan da bu tiplerden biri tabii... Şu cümleye baksanıza...
''Mitinglerini yaptılar, dolmuşlara atlayıp memleketlerine döndüler.''
Yahu Koray! Tren'le ve Otobüsle geleni niye Dolmuşla gönderiyorsun?..
Sen dememiş miydin, Tren'le ve otobüsle geldiler, diye?..
Bu arada Ak Parti'nin Gaffar Okkan'ın kemiklerini sızlattığını söylerken kime selam çakıyorsun, onu söyle de bilelim...
Şu an KCK'den içeride olanların, cenazesine kravatlı, takım elbiseler ve fiyakalı vasıtalarla katıldığına bizzat tanıklık ettiğim Gaffar Okkan'dan bahsetmekle neyi hedefliyorsun?..
Bir de Baas'ı destekleyen Türk Solu'nun Ak Parti'den şikayeti ne ola ki?..
Koray Çalışkan sen sen ol, bir daha Mustazaf Kürtlerden kelam ederken dikkat et, entel kişiliğin tel tel dökülmesin...
(Hürseda Haber)