Dünyanın insan hakları ihlali açısından en ağır işkencesi, kişinin yakınları tarafından gördüğü işkencedir.
Ondan daha ağırı, kişinin yakınlarının kendisine işkence yapılmasına zorlanmasıdır.
Daha da ağırı, işkence yapılanın çocuk veya genç olmasıdır.
Dünyada böyle bir işkence türü mü var dersiniz? Ne yazık ki var…
Hangimiz solun öğrencilik yıllarımızdaki ünlü işkence taktiğini unutabilir ki… İslâmî görüşlere ilgi duyan çocuk ve gençleri, ailelerine şikâyet ederler. Onları bizzat ailelerine işkence ettirirlerdi.
Çoğu zaman o işkenceye bizzat gözetmenlik yapar, raporunu mutlaka alır, sonuç almamışlarsa bir daha yaptırırlardı.
Nice çocuk ve genç, bizzat anne babası tarafından darp edildi, karanlık odalarda tutuldu, ayağından bağlandı, aç ve susuz bırakıldı.
Ünlü Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) koalisyonu iş başına gelince ellerine yeni bir fırsat geçti:
Kolluk kuvvetlerini de çocuk ve gençlerin üzerine saldılar. Pek çok çocuk ve genç, cami önlerinde sıraya konup elleri kanayıncaya kadar coplandı, karakollara götürülüp yetişkinlerin işkence seanslarından geçirildi. Okullarda idarecilere dövdürülüp ellerine tasdiknameleri verilerek il içinde okuma hakkı elinden alındı.
Taşların dili olmaz ama eski solcuların dili olsa da meşhur jurnalleme taktilerini bir yazsalar…
O günler olduğu yerde kalınca bugünlerde sol, o malum tekniğine geri döndü. Artık çocuk ve gençlere öz ailelerinin elleriyle işkence yaptıramıyorlar.
Jurnalleme ise devam ediyor. Tanınmış alimleri, yazarları, akademisyenleri bizzat manevi evlatlarına dövdürüyorlar.
Milletvekilleri, gazeteciler, sunucular daha dün okuyup feyiz aldıkları alim, yazar ve akademisyenlere sadece solun sosyal medyada açtığı kampanyalar çerçevesinde hakaret ediyorlar, onların görevden alınmalarına yol açıyorlar.
Önce “sol kampanya” açılıyor, ardından söz konusu alim, akademisyen, yazar linç edilip mağdur ediliyor.
Sol, dün netice aldığı bu yöntemi bugün sosyal medya üzerinden sürdürüyor ve onunla istediği sonuca ulaşıyor. Sonuca ulaştıkça da jurnallerine jurnal katıyor.
Sol netice alıyor çünkü dün solun bu taktiğini anlamayanlar, bugün de anlamıyorlar, gereğini yerine getirerek sola prim veriyorlar, solun hedeflerine alet oluyorlar. Bir tür ağyar eliyle yâre eziyet ediyorlar.
Yazık hem de çok yazık…