Somali; Afrika’nın en doğu ucunda yer alıp, Kuzeybatıda Cibuti, güneybatıda Kenya, kuzeyde Aden Körfezi ve Yemen, doğuda Hint Okyanusu, batıda Etiyopya ile çevrilidir. Kıtadaki en uzun sahil şeridine sahiptir ve arazisi; temel olarak platolar, düzlükler ve yaylalardan oluşur. Yani çöl ikliminin tesiri altında olsa da, bu iklimin etkisini önemli ölçüde kıran, uzunca bir sahil şeridine sahiptir. Yatırım ve üretim imkânları bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. Tarımsal üretim anlamında zengin bir potansiyele sahip olduğu gibi, aynı zamanda yeraltı kaynakları bakımından da çok zengindir. Hatta birçok maden rezervine halen el değmediği söylenir. Araştırmalar doğrultusunda, kuzeydeki Puntland eyaletinde yaklaşık 5-10 milyar varillik petrol rezervi saptanması sonucu Somali Petrol Şirketi kurulmuştur.
Tespit edildiği ve kamuoyuna yansıdığı kadarıyla; uranyum, demir, kalay, bakır, cips, boksit ve doğal gaz yataklarına sahiptir. Arap Yarımadası’na komşu olması nedeniyle petrol açısından da zengin bir rezerve sahip olduğu varsayılmaktadır. Afrika’daki en uzun kıyı şeridine sahip ülkedir Somali. Kıyılarının üçte ikisi Hind Okyanusu’na, üçte biri Aden Körfezi’ne açılıyor. Yani dünyanın en önemli ticaret yollarından birine hâkim bir konumu var ülkenin. Ne var ki geçmiş yüzyıllarda işlek bir ticaret merkezi olarak işlev gören bu topraklar, bu gün ekonomik çöküntüyü iliklerine kadar hissediyor ve dünyanın en fakir ülkelerinin başında geliyor. Somali’nin mahrumlar diyarı olarak takdim edilmesi doğru değildir. Somali denilince kamuoyunun zihninde sadece açlıktan kırılan insanlar ve ticari gemilere saldıran korsanlar gelir.
Daha doğru bir ifade ile, böyle bir algı oluşturulmuş. Bu tablonun ve insanlık dramının gerçek sebebi; gittikleri her coğrafyayı kan, gözyaşı ve mahrumiyete mâhkum eden Batılılardır. Böyle bir tablo oluşunca da, sırf orada kontrolü sağlamak için, insani yardım adı altında bu coğrafyaya musallat olmuşlardır. Batılı emperyalistler tüm İslam coğrafyalarında olduğu gibi sömürü ve işgallerine buldukları kılıfın adı “radikal İslam tehlikesi”dir. Somali’nin bu duruma mahkûm edilmesinin en önemli nedeni, sahip olmuş olduğu İslami kimliktir. Batılılar, bu halkın yakasını bırakmamış ve Somalililer de kendi öz kaynaklarında istifade edememiştir.
Yirmi yıl boyunca savaş ve hükümet olmaması; Somali`de ağırlıklı olarak hayvancılık, para transferi hizmetleri ve telekomünikasyona dayalı kayıt dışı bir ekonominin oluşmasına sebep olmuştur.
Neticede Batılıların ve Etiyopya’nın sürekli müdahalelerinden dolayı; iç savaş bir türlü bitirilemedi. Ülkede fiilen devlet yönetimi yok. Dolayısıyla ekonomi yok, üretim yok. Onun yerine kıtlık ve açlık var.
ABD, Afrika’daki etkinliği giderek artmakta olan Çin’in etkisini kırmak için Aden Körfezi’ni kontrol altında tutmak istiyor. Somali coğrafyasının emperyalistlerin satranç tahtasına dönmesinin nedenlerinde birisi de yukarıda da zikredildiği üzere, sahip olduğu stratejik önemdir. Herkes buralarda bulunmasının nedenlerini farklı bir şekilde açıklamaktadır. Aden Körfezi’ni kontrol altına almak ve buradaki enerji koridoru üzerinde söz sahibi olmak için Yemen ile beraber Somali’de de nüfuz tesis etmeye çalışmaktadır. Özellikle son yıllarda, Çin’in, Afrika ülkelerine, özellikle de petrol zengini ülkelere yönelmesi, bu enerji koridorunu ABD açısından vazgeçilmez(!) hale getirmiştir.
Ve Küresel güçlerin, Hint Okyanusu üzerindeki enerji koridorunu kontrol etmede önemli bir yere sahip olan Aden Körfezi’ni kontrol etme yarışı, bu coğrafyanın asıl sahipleri için bir felaket olmuştur. Neticede bunun zararını, Yemen halkı ile beraber Somali halkı görmektedir.
Yine dikkat çekilmesi gereken ve kamuoyunun dikkatinden kaçan önemli bir hususa işaret etmek gerekir. Başta İslam coğrafyası olmak üzere, Batılıların işgali altında olan topraklar, teknoloji çöplüğü olarak kullanılmaktadır. Somali toprakları da, Batılılar tarafından teknoloji çöplüğü ve tehlikeli atıkların gömüldüğü alan olarak kullanılmaktadır.
Ayrıca Aden Körfezi’nden geçen Batılı petrol ve taşımacılık şirketleri; zehirli ve zararlı atıklarını, Somali karasularına bırakarak buradaki deniz yaşamını yok etmenin kıyısına getirmişlerdir ve büyük bir çevre felaketinin sebebi olmuşlardır. Somali’deki korsanlık olayının aslında en önemli yönünü de bu husus oluşturmaktadır. Somalililer; kendi imkanları ile, kıyılarını kirleten ve Somali’deki balıkçılığa önemli bir darbe vuran çağdaş Batılı korsanları caydırmaya çalışmaktadır. Ama bu olay öyle bir şekilde kamuoyuna takdim edildi ki, neredeyse herkes sırf bu baldırı çıplak(!) korsanların zararlarını def etmek için, ABD ve NATO müdahalesini ister oldu. Kamuoyu; aslında arka planında büyük bir trajedi ve hak ihlali olan bu olayın gerçek nedenini araştırmadı.
Şunun bilinmesi gerekir ki, artık Somali halkı, kendi kaderine tahakküm etmeye çalışan yabancı güçlerin ellerini kırmaya her zamankinden daha yakındır.
Doğruhaber Gazetesi