Son Durağa Kadar Durmamak Adına

Ayşe CENGİZ

Yine yoğun bir iş gününün sonuna gelmişti. Her yöne doğru giden insan yığınlarından birine o da katıldı. Bedeni kalabalıkların içinde ilerlemekteydi ancak ruhu bambaşka deryalara dalmıştı. Bedeni kalabalıkla birlikte ilerledi, metrobüsü bekledi ve metrobüse bindi. Ruhu yaptıkları ve yapamadıkları arasında bir kıyas içerisindeydi. Şu ana kadar ne çok plan kurmuş, kendine ne çok hedefler belirlemiş ancak bunlar hep havada kalmıştı.

“Bir hafta geçti, hala kitabın ilk bölümündeyim. Aman, zaten hiç de akıcı bir dili yok. Başka bir kitap almalı. Mutfakta akan musluk... Tamir edilmeli, yarın çağırırız bir usta, sıkma canını. Kur’an okuyorum, iyi güzel de hani meal okumaya da başlayacaktım? Zaman mı kalıyor sanki! Ben meşgul adamım hem. Birlikte film izleyecektik çocuklarla. Akan musluk, akmayan kitap, izlenmeyen film, okunmayan meal... Amca! Amca! O da ne ?”

-Amca, biraz ilerler misin? Burada tutunacak yer yok.

Konuşan 9-10 yaşlarında bir erkek çocuktu. Çocuk, çocuk... Kaç gündür evlatlarının yüzünü bile görmemişti. Öyle ya meşgul adamdı! Düşüncelere daldıkça ruhu da daraldı. Hayatının neresine baksa hep bir tamamlanmamışlık, hep bir sürdürülemezdik...  Her gün metrobüse biniyor, işe gidiyor, metrobüse biniyor, eve geliyor, eksik dosyaları tamamlıyor, biraz Kur’an okuyup yatıyor. Bazı günler meal sıkıştırılmış araya ancak diğer meşguliyetleri arasında kaynayıp gitmiş. Yer yer manalı sözler var hayatında; ama bu da eksik. Kitap... En iyi dost, bu dostluk uzun sürememiş. Bu dostu küstürmüş. Bildikleri, öğrendikleri büyümüş büyümüş, mesleğini eline alınca öylece kalakalmış. Başka hiçbir şey öğrenmek istememiş adeta. Ruhu hep noksan kalmış. Tabiri caizse ruhunun damağında birçok şeyin tadı kalmış. Hayat boyu öğrenmek, araştırmak, düşünmek... Hayat boyu! Hiçbir zaman “oldum” dememek... Öğrendikleri, öğrenmediklerinin yanında bir zerre kadarken o bildiklerine güvenmiş yaşamı boyunca.

Bahaneler, bahaneler...  “Zamanım yok.  Öyle ya meşgul adamım!  Yorgunum, yarın yaparım.”  Ertele, ertele... Ertelediklerin, gün gelir işte böyle ruhunun boğazına yapışır. Evrendeki her şey akıp gitmekte, durmamaktayken hayatındaki bu monotonluk niye? “ İki günü eşit olan zarardadır.”  Ooho! Ben batmışım o halde! Öğrenmek, bilgiye susamak, yeniliklere açık olmak... Hayatın anlamı bu olmalı. Ruhum ancak yoldayken dingin, hedefe giden yolda hep yürümekle memnun ruhum, hedefe ulaşmakla değil. Öyle ya yapılacakların sınırı mı olur?  Zihnim, ne yazılırsa yazılsın, hep boş bir sayfa gibi. Düşünmeli, düşünmeli. Amca! Yine mi bu çocuk yahu?

-Amca, son durağa geldik. Yol verir misin, geçeyim?
-Son durak... Ölüm... Yaptıklarım, yapamadıklarım... Tamamlanmamışlıklar... Hesap, mizan... Amca!
- Pardon evladım, dalmışım. Son durak dedin değil mi? Ben de ineyim.

Kalabalıklar... Her gün aynı yerden geçen yığınlar...

-Anne, bak ne güzel ağaç!

Dünyaya hep hayretle bakan minik çocuklar... “Sahiden, ne güzel ağaç!”  Bu minik kız, hayretini dile getirmese belki de ne annesinin ne de  bu monoton amcanın dikkatini çekmeyecekti, bu ağaç. Çocuk olmalı insan.  Her şeye hayret ile bakmalı. Binaların arasında fark edemediğimiz ağaçlar, arabaların homurtuları arasında kaybolan kuş cıvıltıları, her gün şekil şekil bulutlar, yorulmadan içimizi ısıtan güneş... “Hiç akletmez misiniz?” Her şey bir düzen içinde akıp gitmekte, Ay, Güneş ve diğer gezegenler. Düzenli bir şekilde akmak... Durmamak... İstikrarlı bir şekilde, her gün yeni bir “biz” olmak... Dimağımızı beslemek...  Okuduğum birkaç ayet meali... Bana düşündürdükleri... Evet, daha çok okumalı, öğrenmeli. İstikrar ile ilerlemeli. Bir işi bitirince bir başkasına koşmalı. Bip! Bip!  Korna sesi! Ah, caddenin ortasında yürüyorum!

Tatlıcı! Çocuklara biraz tatlı alayım, birlikte oturup film izleriz, sohbet ederiz hem. Evet, evet! Düşünmek bile içimi ısıtıyor. Her gün yeni bir ben... Yeni bilgilerle son durağa kadar giden bir yolcu...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.