Sorularla Fıkıh

İslamda evliliğin hükmü nedir? İslami bir düğün nasıl olmalıdır? Allah razı olsun.

Soru: İslamda evliliğin hükmü nedir? İslami bir düğün nasıl olmalıdır? Allah razı olsun.

Cevap: İslam evliliğe çok önem vermiştir. Hz. Adem'den kıyamete kadar devam eden tek şey iman ve nikahtır. Allah (cc), ayet-i kerimede insana verdiği nimetlerden birisinin de iki cins arasında bir ünsiyet peyda etmek olduğunu beyan etmektedir.

“Kaynaşmanız için size kendi cinsinden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhameti peyda etmesi de O'nun varlığının delillerindendir.” (Rum Suresi: 21)

Hz. Resulullah (sav) bir çok hadis-i şeriflerinde evlenmeyi emretmektedir. O büyük zat bu konu ile ilgili şöyle buyuruyor: “Allah(cc) üç kişiye yardım eder. Bunlardan bir tanesi evlenen kimsedir.” Başka bir hadiste; “Evlenin, çoğalın. Kıyamet gününde başka ümmetler üzerinde çoğalmanız ile iftihar ederim” buyurmaktadır. Yine başka bir hadiste: “Dünyada bana üç şey sevdirildi: Güzel Koku, evlenmek ve gözümün nuru namaz” diye buyurmaktadır.

Evlilik meselesine tek çerçeveden bakmak yanlış olur. İslami bir toplum, meşru daireler içinde ihtiyaçların karşılanması ile sıhhat bulur. Allah'ın biz kullarına tanımış olduğu meşru daireler öylesine geniştir ki, gayri meşru yollara ihtiyaç bırakmaz. Toplumların ifsadında başvurulan en etkin yöntem, kadın unsurunun gayri meşru yollarda kullanılmasıdır. Bu kullanılma her alanda kendini göstermektedir. İşte evlilik müessesesini toplumdan silip kadın unsurunu olanca gücüyle kullanmak isteyen odaklar, bu meşru yolun önüne her türden engel çıkarmışlardır. Bununla beraber bu unsurdan istifade edilip fıtri olan şehevi arzuların da kolayca karşılanması için yollar basitleştirilmiş ve böylece istenen gayri islami ortamlar oluşturulmuştur. Bu, küfrün İslami esaslara karşı gösterdiği antipatinin ve yıkıma çalışmanın en temel unsurudur.

Peki buna karşı ne yapılmalıdır. Öncelikle her müslümanın hiçbir zaman unutmaması gereken bir husus vardır: Biz Müslümanız. O halde tüm işlerimiz İslami esaslar çerçevesinde olmalıdır. Bir başkası şöyle yapmış, toplum böyledir, biz de bunu yapmaya mecburuz gibi bir takım gerekçelerin arkasına sığınıp gayri islami akımların peşinden sürüklenmek yerine; buna İslamın bakış açısı nasıldır, ne yapmalıyız, mantığı ile bakılıp meseleyi öyle değerlendirmek lazımdır.

Genç kardeşlerimizin bir an evvel evlendirilip muhtemel günah unsurlarından uzaklaştırılması tüm anne ve babaların en temel vazifelerinden biridir. Bunun için kolaylaştırıcı ne kadar unsur varsa devreye sokulmalıdır. Ev eşyasından tutun da altın vs. Tüm ihtiyaçlar mutedil olan ve gücü aşmayacak, başka gayri meşru arayışlar içine girilmeyecek kadar sadeleştirilmelidir. Rızık endişesi ile hareket edilip evliliğin geciktirilmesi, evlatlarımızın telafisi güç günahlara girmesine sebebiyet verebilir.

Nikah akdi yapılırken iki adil şahidin olması şarttır. Büyük bir topluluk huzurunda nikah kıyılması daha evladır. İmam-ı Şafii'ye göre; velinin izni nikahta şarttır.

İmam Ebu Hanife'ye göre; kadın kendine velilik yapabilir.

Düğünün nasıl olması gerektiği hususunda İslamın ve örfün öngördüğü şekiller vardır: Öncelikle düğünlerde kadın ve erkeğin iç içe olmamasına, gayri meşru, şehvete, içkiye, isyana teşvik edecek müziklerin çalınmamasına , verilecek düğün yemeklerinde israfa kaçacak şekilde masraf yapılmamasına özellikle dikkat edilmesi gerekir.

Düğünün def veya müstehcen olmayan türkü, ilahi, marş ve şarkılarla ilan edilmesi sünnettir ki böylece bu evliliğin şahitleri çoğalsın. Düğün zamanında kadınların ayrı erkeklerin de ayrı yerlerde eğlenmesi için ortam müsait hale getirilmelidir. Birbirlerini görmemeleri için çaba sarfedilmelidir. Resulullah (sav)'ın bir hanımı bir ashabın (sahabenin) düğününde hazır bulunur. Resulullah (sav) ona: Siz türküler söylediniz mi? diye sorar. Hanımı 'hayır' deyince Resulullah (sav) 'söyleseydiniz ya' diye buyurmuşlardır.

Düğün yemeği vermek sünnettir. Bazı müçtehit  alimlere  göre  vaciptir.  Çünkü Abdurrahman b. Avf evlenince Resulullah (sav) ona şöyle demiştir: “Bir keçi bile olsa düğün yemeği ver.” Nitekim Resulullah (sav) her evlenmede düğün yemeği vermiştir.

Davet edilen bir kimsenin düğün yemeğine gitmesi vaciptir. Ancak düğün yerinde gayri islami bir münkerat ve haram olmamak şartı ile...

Son olarak kardeşlerime tavsiyem, evlenmeden önce evlilikle ilgili kitapları okumalarıdır.

Soru: Kardeşlerin birbirlerinin arkalarında konuşmaları olan Gıybet'in İslamdaki hükmü nedir? Cevaplarsanız seviniriz.

Cevap: Kıymetli kardeşim gıybetin haram olması Kur'an, Sünnet ve Ümmetin icmaı ile sabittir. Allah (cc) bir Ayeti Kerimede şöyle ferman eder: “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirlerinizin kusurlarını araştırmayın ve birbirinize casusluk yapmayın. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Tiksindiniz değil mi? O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah tevbeyi çok kabul edendir.” (Hucurat 13)

Allah Resulu (sav) bir çok hadis-i şeriflerinde gıybeti zem etmiştir. Hz. Enes Resulullah (sav)'tan rivayet ediyor. Resulullah (sav) şöyle buyurdu;

“Ben miraca çıkarıldığım gece bir kavmin bakırdan tırnaklarıyla yüzlerini ve göğüslerini tırmaladıklarını gördüm.” “Ey Cibril! Bunlar kimlerdir?” diye sordum. “Bunlar insanarın etini yiyenler (ğıybet edenler) ve onların namuslarına dokunanlardır, diye cevap verdi.” (EBU DAVUD)

Gıybet büyük günahlardan biridir. Gıybet eden kişinin başka günah işleyip tövbe eden gibi hemen tevbe etmesi vaciptir. Muğteb (gıybeti yapılan) ile helalleşmesi lazımdır. Gerçi bazı alimlere göre helalleşmese de olur çünkü mali ve bedeni bir zarar ortada yoktur. Müçtehit alimler arasında ihtilaf olmasına rağmen umumi olarak helalleşmenin olması yönündeki görüş kuvvetlidir.

Gıybet eden muğtebe şöyle dua eder: “Ya Rabbi günahımı ve gıybet ettiğim kimsenin günahını affet.” Eğer gıybet edilen ölmüşse hem dua eder hem onun için sadaka verir. Böylece hak kalkar tevbe kabul olur.

Yalnız birkaç çeşit gıybet caizdir. Bunlardan birisi alenen günah işleyen veya günah ve kötü şeyleri yapıp da her yerde pisliklerini söyleyip gizlemeyen kişinin gıybeti günah olmaz. Bu tür insanların gıybetini etmek belki de onların tevbesine sebep olur. Fasıkın gıybeti haram değildir.

Soru: Televizyon, bilgisayar vs. teknoloji aletlerine bakış açımız nasıl olmalıdır? Allah razı olsun.

Cevap: Televizyon, bilgisayar, radyo, teyp, sinema vb, elektronik araçlar yerinde kullanılması halinde faydalı nimetlerdir. Tıpkı göz, kulak, dil gibi faydalı aletlerdir. Ancak göz nasıl ki harama baktığında mesuliyet hasıl oluyorsa, bu aletler de kötü kullanılırsa mesuliyeti onun gibi olur. Haram yerlerde kullanılması haram, mübah yerlerde kullanılması mübahtır. Müstehap yerlerde kullanılırsa müstehaptır. Dolayısıyla bunların alınmasında bir beis yoktur.

Ancak bu cihazların harama götüren vesileler olması halinde bu cihazların kullanılması haram olur. Bugünkü şartlarda bu tür aletler genellikle fısk, fuhuş aleti olmuşlardır. Bu maksatla kullanılır, akideyi bozmaya sebep olur ahlaksızlığı ve hayasızlığı yaymaya sebep oluyorlarsa, bununla beraber namaz ve diğer ibadetlerin ifasında gecikmeye sebep teşkil ediyorlarsa o zaman bu cihazların kullanılması haramdır. Yani haramlık bu cihazların asli yapılarında değil, kullanılış şekillerindedir.

Soru: Yaklaşık 6-7 yıl önce eşim doğumdan dolayı oruç tutamadı. Ancak bu seneye kadar bu borcunu yerine getiremedi. Bunun nasıl tutulacağı veya kefaretini nasıl yerine getireceğimiz hakkında bilgilendirseniz memnun olurum.

Cevap: Bu mazeretten dolayı tutamamış sonraki yıllarda da bunu telafi etmemişse her tutmadığı gün için bir avuç buğday kefaret vermek zorundasınız. Yani 30 gün tutamamışsa 30 avuç olur. Bunu yedi (yıl) ile çarpıp o miktarı verirsiniz. Yani 210 avuç buğday olur. Bir avuç ise bir kilo olarak kabul edilir. Para cinsine de çevrilip verilebilir. Miktarın muhtaç olan on kişiye verilmesi daha isabetlidir.

İnzar Dergisi

Kaynaklar

Tefsiri Kurtubi, El-Camiül Ahkam-il Kur'an 16.c sayfa 337

El-Ezkar İmam Nevevi sayfa, 485-495

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İslam Ve Kuran Haberleri

2025 hac kayıtları 15 Kasım'a kadar yapılabilecek
"Gıdada haram ve helale dikkat edilmemesi toplumsal çöküntüye neden olur"
Kazasının olup olmadığıyla ilgili şüphesi bulunan kimsenin durumu
Kurban edilen hayvan kanının alna sürülmesi doğru mudur?
Namazda gözleri kapatmak mekruh mudur?