Sosyal medya ve darbe

Uluslararası Sosyal Medya Derneği Başkanı Said Ercan, Türkiye’de yaşanan darbe girişiminin başarısız olmasındaki etkenlerden birinin sosyal medyadaki örgütlenme olduğunu söyledi.

Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan, ABD desteğiyle 15 Temmuz'da gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının etkenlerinden olan sosyal medya ve mobil iletişim ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Sosyal medya uzmanı Ercan, sosyal medyanın faydaları olduğu kadar zararları bulunduğuna da değindi.

“Yalan haberlerle provokasyonlar amaçlandı”

Darbe yanlılarının sosyal medya üzerinden darbeye zemin hazırladığını belirten Ercan, “Sosyal medyada haber kirliliği ve yalan haber konusunda çok ciddi manipülasyon oldu. Bu manipülasyonlar zaman zaman farklı muhalefet grupları tarafından provokasyona döndürüldü. Geçmiş yıllarda çekilmiş fotoğraflar kullanılarak yeniymiş gibi servis edildi. Daha sonra ise olmamış şeyler olmuş gibi gösterilerek, halkta bir şekilde tepki oluşturarak tabiri caizse iç savaşa bir zemin hazırlamaya çalışıldı. Birkaç gün önce açılmış bot hesaplarla bilgi kirliliği arttırılmaya çalışıldı. Darbe yanlısı, darbe övücü hesaplarla darbeye sosyal medya üzerinden zemin hazırlandı.” dedi.

“İnsanlar sosyal medya dayanışmasıyla darbeye karşı organize oldular”

Sosyal medyanın, insanları darbe girişimine karşı hızlı bir şekilde organize etiğini ve meydanlara topladığını ifade eden Ercan, sözlerine şöyle devam etti:

“İnsanlar sosyal medyada darbeye karşı hızlı bir şekilde organize oldular. Sosyal medyadan darbeye teşebbüs edilen yerler belirtilip hızlıca oralarda kalabalıklaştılar. Darbeci kolluk kuvvetlerine engel olmaya çalıştılar.  İnsanlar, sosyal medyada koruyucu refleks ve vatan sevgisi ile ilgili paylaşımlar yaptılar. Sosyal medya dayanışmasıyla insanlar, sokağa ve meydanlara çağrılmakla başarılı hale gelindi. Geleneksel medyadan ziyade, sosyal medyadan ‘Hadi gidiyoruz!’ diye insanlar meydanlara dolduruldu.”

 “Sosyal medya da bir meydan yeridir”

Sosyal medyanın aynı zamanda bir meydan yeri olduğuna değinen Ercan, “Sosyal medya da bir meydandır. Nasıl ki meydanları boş bırakmamak gerekiyorsa sosyal medyayı da boş bırakmamak gerekiyor. Doğru, temiz, sağlıklı bilgiye ulaştırmak için, sosyal medyayı da aktif olarak kullanmak gerekiyor. Teyit edilmemiş haberleri yayarken dikkat etmek lazım. Çünkü teyit edilmemiş haberler, insanları galeyana getirip yanlış aksiyon olmaya da neden olabilir. Onun için haberi yaymadan önce ince eleyip sık dokuyarak birkaç defa düşünmede fayda var.” şeklinde konuştu.

“Sosyal medyayı mazlumun sesini yükseltmek için kullanmalıyız”

Sosyal medyayı mazlumların sesi ve iyiliklere ulaşma noktasında kullanmak gerektiğine vurgu yapan Ercan, “Sosyal medya öncelikli olarak bir iletişim, bir sesi duyurma platformudur. Eskiden medya aileleri vardı ve insanlar sosyal medya olarak kendilerini çok fazla ifade edemiyorlardı. Artık sosyal medyaya geleneksel medyadan daha çok bakılıyor. Bir televizyondan, radyodan daha çok kullanıyoruz. Gençler özelikle sosyal ağları çok fazla kullanıyorlar. Bundan dolayı iletişim açısından birçok faydası var. Sosyal medyayı hakikaten mazlumun sesini yükseltme konusunda kullanabiliriz. İyilere ulaşma konusunda, yardımseverlik noktasında sosyal medyayı bir araç olarak kullanırız. Mağduriyet ve güzel haberlerin duyurulma noktasında da sosyal medyanın çok ciddi anlamda katkıları var diye düşünüyorum.” ifadelerini kulandı.

“Gerçek ile sanal arasındaki farkı ayırt etmeliyiz”

Aileler arasındaki iletişimi koparabilecek etkide olan sosyal medyayı kullanırken dikkatli olmanın önemine değinen Ercan, şunları söyledi:

“Hayatın iki yüzü her zaman vardır. Her şey sanallaşıyor ve bu sanallaşma insanları hayattan da koparıyor. İntihar vakaları çok artıyor. Gerçekle sanal arsındaki farkı ayırt edemiyorlar. Sosyal medya gerçek hayattan koparmadan kullanılmalı. Yani gerçek hayatı ne kadar kullanıyorsak sosyal medyayı da o kadar kullanalım. Bir tarafı baskın olmasın. Sosyal medya bağımlılığından dolayı çocukların ölümüne sebebiyet veren vakalar var Avrupa’da. Bu alanda özellikle çocukların fiziksel ve biyolojik gelişimlerini engelleyecek ciddi zararlar var. Aile iletişimlerini koparıyor. İnsanlar arasındaki ilişkilerin kopmasına da vesile oluyor. Onun için sosyal medyayı bu anlamda çok daha dikkatli kullanalım.”

“Anti virüs programı olmayan bilgisayarlar kullanılmamalı”

Sosyal medya kullanıcılarının güvenliğe dikkat etmesi gerektiği tavsiyesinde bulunan Ercan, “En büyük risklerden bir tanesi güvenlik riskidir. Sizin hesabınızı ele geçirip başkalarından para talep edebiliyorlar. Cep telefonunuza bir kod göndererek para talep edebiliyorlar. Sizin hakkınızda kriz çıkartıp iftira atabiliyorlar. Aynı hesabı kopyalayabiliyorlar. Güvenliğe çok dikkat etmek lazım, şifre güvenliği güçlü yapılmalı. Ailelere tavsiyemiz, anti virüssüz bilgisayar kullanmasınlar.  Anti virüs olmayan bilgisayarlar, hackerler tarafından ele geçirilip kullanılmaya başlanıyor. Adli olarak da sıkıntı oluşturabiliyor. Sizin bilgisayarınızla haberiniz olmadan bir suç işlenebiliyor.” dedi.

“Adım adım takip ediliyoruz”

Günümüzde insanların takip edilmesinin çok rahat olduğunu belirten Ercan, “2016 yılında hesapların takip edilip edilmediğinin sorulmasını komik görüyorum. Artık her şeyimizle takip ediliyoruz. Uygulamalarla konumumuzu sorguluyorlar, attığımız konumumuzla adım adım takip ediliyoruz. Bu kadar fotoğrafı, videoyu büyük sosyal medya ağları nerede tutuyor? Bunların Pentagon'da tutulduğuna dair çok ciddi iddialar var.” diye konuştu.

“Dijital çağdayız, yüz tanımayla kişiler takip edilebiliyor”

Son olarak, insanların gelmiş olduğu çağın dijital çağ olduğunu ve bu çağda insanların yüz tanımıyla takip edildiğini söyleyen Ercan, “Selfi ile yüzler tanınıyor. Yüz tanımayla kişiler takip edilebiliyor. Artık dijital çağdayız. Dijital göz diye, dijital kartal diye çok ciddi tanımlar var. Ülkeler artık dijital paylaşımlar yapıyorlar birbirleriyle. Sosyal medya çağında gittiğimiz yer dijital kimlikler çağı olacaktır. Dijital kimliklerde artık şunları konuşacağız: Amerika’ya veya İsrail’e kötü söz söyleyenin dijital kimliği kapatılacak ve hiçbir hizmet göremeyecek.” ifadelerini kullandı. (M. Tahir Özsoy/Ahmet Karakaş - İLKHA)




 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

HÜDA PAR Milletvekili Dinç'ten siyonizm ile topyekûn mücadele etme çağrısı
Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!