AYM’nin iptali sonrasında yeniden Meclis'e sunulan Güvenlik Soruşturması Yasası’nı İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya, Türkiye’de devlet reflekslerinin daha statükocu bir yapıya büründüğünü söyledi.
“Devletin yasa dışı bir oluşumla veya suç işleyen bir örgüt ile ilişkisi olan kişileri devlet memuru olarak atamaması en tabi hakkı” diyen Kaya, “Ancak bizim Türkiye’de uzun yıllardan beri gördüğümüz bir şey var. Devletin gözünde vatandaşlar makbul olan ve makbul olmayan şeklinde ikiye ayrılmış durumda. Dolayısıyla bu makbul olmayan vatandaş tanımının dönemsel olarak genişlediğini ve insanların sadece yasadışı suç örgütleri ile olan ilişkileri değil siyasi ve ideolojik düşüncelerinden dolayı da güvenlik soruşturmalarına tâbi tutulduğunu üzülerek görmekteyiz. Bu şekildeki bir uygulama bir hukuk devleti için kabul edilebilir bir uygulama değildir. Çünkü böyle bir durumda devletin makbul bir ideoloji oluşmuş oluyor ve bunu kabul etmeyen sakıncalı vatandaş durumuna düşmektedir.” dedi.
“Devlet kendini koruma refleksi ile geniş kesimleri sakıncalı olarak görmeye başladı”
Konuşmasının devamında Kaya, “Bu tür uygulamaları özellikle merkeziyetçi ve devletçi yapıların güçlü olduğu dönemlerde yaşandığını biliyoruz. Neticede biz insanların siyasi ve ideolojik düşüncelerinden dolayı fişlenmesini doğru bulmuyoruz. Son zamanlarda ve özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’de devlet refleksleri daha statükocu bir yapıya büründü. Devlet kendini koruma refleksi ile geniş kesimleri sakıncalı olarak görmeye başladı. Bu statükocu yapının inşa edilmesi beka söylemleri ile meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Bu doğru bir gidiş değil. Çünkü uzun yıllar sonra başlayan devlet millet kaynaşmasından sonra tekrar millet devletten uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Ben bu sürecin AYM’den geri döneceğine inanıyorum”
AYM’nin, meclisin yaptığı yasalarda kişisel verilerin keyfi olarak kullanımına neden olacak bir yasa yapamayacağı yönünde almış olduğu bir kararın olduğunu vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
“Şimdi tabi bu yasa teklifinde yer alan güvenlik soruşturması yapacak olan kurumların net olarak tanımlanmaması ve bu güvenlik soruşturmalarının hangi kural ve kaideler doğrultusunda yapılacağının belirtilmemiş olmasından dolayı ben bu sürecin AYM’den geri döneceğine inanıyorum. Eğer bu olmazsa her kurum durumdan vazife çıkartabilir. Şunun bilinmesi gerekir; temel hak ve hürriyetlerin kullanılması esastır, sınırlandırılması istisnadır. Dolayısıyla bu istisnaların net bir şekilde tanımlanması gerekir. Aksi takdirde bu yetkiyi kullanacak olanlara sınırsız bir yetki alanı oluşturulmuş olur. Yasa metnindeki sıhri hısımlarında güvenlik soruşturmasına tabi tutulması şeklindeki ifade de yine aynı şekilde kabul edilebilir bir şey değil. Çünkü ne baba evladın suçundan ne de evlat babanın işlediği bir suçtan dolayı yargılanamaz. Buna ne İslam hukuku ne de evrensel hukuk cevaz vermez. Ayrıca şu anda devletin önemli birimlerinde çalışıp hatta bakanlık ve büyükelçilik düzeyinde olduğu halde yakın akrabaları FETÖ soruşturması geçiren ve hatta tutuklanan insanlar var. Biz bunlara da işlem yapılsın demiyoruz ama iktidarın bu uygulamaları varken kalkıp böyle bir yasa çıkarması doğru değil.”
İLKHA