Mustazaflar Cemiyeti Van Şubesi tarafından 'Şubat Gülleri; Şehitler’ konulu bir etkinlik düzenlendi. Bir düğün salonunda düzenlenen etkinliği halkı yoğun ilgisi dikkat çekti. Duygu dolu anların yaşandığı etkinlikte sık sık tekbir ve salavatlar getirildi.
Programda Şubat ayında şehit olanların yanı sıra 2000’li yıllarda Van’da şehit edilen Sabahattin Sap, Mehmet Nuri Balka, Zahir Ayva, Murat Hayva ve Nuri Baran ile 6-8 Ekim olaylarında katledilen Mehmet Latif Şener’in fotoğrafları sinevizyon gösteriminde yer verildi.
Serhad FM programcılarından Mustafa Öztunç’un sunumunu yaptığı etkinlik, Hafız Said Tik Hoca’nın okuduğu Kur’an-ı kerim tilavetiyle başladı. Etkinlikte bir konuşma yapan Rehber TV programcılarından Cengiz Aydın, şehitleri düşen cemrelere benzetti.
Şubat ayının şehadet ayı olduğuna dikkat çeken Aydın, “Bu ayda nice nazenin cemreler toprağa erken düşmüştür. Ah, bu ayda neler olmuş bir bilsek? nice bahadırlar toprağı kanlarıyla sulamışlardır.” dedi.
“Buraya şehadeti öğrenmeye geldim”
Aydın, her Müslümanın ısrarla şehadeti istemesi gerektiğinin altını çizerek, “Biliyorsunuz, dua dil ile ve hal ile yapılır. Bazı hocalar şehadeti anlatır, bazı talebeler şehid olurlar. Bazı öğretmenler şehadeti öğrenir, bazı öğrenciler şehadeti öğretir. Ben buraya şehadeti öğrenmeye geldim. Çünkü ben biliyorum ki bu davanın müdavimleri, öğrencisi, talebesi insanlığa şehadeti öğreten birer ferttir.” ifadelerini kullandı.
“Bu ayda bahadırlar toprağı kanlarıyla sulamışlar"
Aydın şöyle konuştu: “Bu ayda ah neler olmuş bir bilsek, nice bahadırlar toprağı kanlarıyla sulamışlar. Nice yiğitlerin bu ayda cenazelerini insanlar taşımış. Kabirlerini melekler gökyüzüne defnetmiş. Rabbim bu ayda şehit olanlardan ve şehadetiyle yol gösterenlerden eylesin. Şehadet bir ölüm değildir. Öyle bir makam ki öldüğünüzde bile yol gösterebiliyorsunuz, bir çıra gibi. Rabbim öyle bir şehadetten bizleri de payidar eylesin.”
“Aytaç Hoca hayır dışında başka bir işle uğraşmazdı”
Şehid sahabeler ve diğer İslam şehidlerinin hayatlarından kesitler sunan Aydın, Diyarbakır’da PKK’liler tarafından haince şehit edilen Aytaç Baran’la olan anılarını şöyle anlattı:
“Diyarbakır’da bir Aytaç Hoca vardı, ne kadar adını duysam ‘ah’ derim. Keşke sizler de onu tanıyabilseydiniz. Ne zaman beni arasa ‘hocam sohbet için derneğime gelmez misin’ derdi. Ben, ‘hocam ipim senin elinde, sen ne zaman gel desen gelirim’ derdin. Ben onu hayır dışında, başka bir işle uğraştığını görmedim. Ben onu ne zaman görsem ya bir mescitte, ya bir gençle ilgileniyor, ya birine Kur’an’ı anlatıyor ya da ümmetin bir işiyle ilgileniyordu.
Aytaç Hoca, ‘hocam bir gün gelecek, ben önde gideceğim, sen de arkamda geleceksin’ derdi. Bende bilmiyordum onun da bana latife yaptığını sanıyordum, ama vallahi doğru söylüyormuş. Demek şehitlik iz bırakmakmış, körü körüne ölmek değilmiş. Rabbim şehidi, şehadeti ve ölümü de anlayandan eylesin.”
Program Grup Rahmet sanatçılarının seslendirdiği Şehadet ve şehitlik temalı ezgi ve ilahilerle devam etti.
Tekbir ve salâvatların hiç eksik olmadığı program sunucu Mustafa Öztunç’un yaptığı dua ve amin sesleriyle son buldu. (Murat Dalgın, Yılmaz Sönmez- İLKHA)