Suç kime karşı işlendiyse affetme yetkisi ondadır

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük, affetme yetkisinin devlete karşı işlenen suçlarda devlete, vatandaşa yönelik suçlarda da vatandaşa ait olması gerektiğini söyledi.

MHP tarafından meclise sunulan ve günlerdir kamuoyunun üzerinde tartıştığı Ceza Sürelerinin Şartlı İndirimi ile Tutuklu ve Hükümlülerin Salıverilmesine Dair Kanun Teklifinin 28 Şubat mağdurlarını kapsamaması tartışma konusu olurken, yasa tasarısından çıkacak sonuç merakla bekleniyor.

FETÖ ve 28 Şubat yargısının kumpasları sonucu onlarca yıldır cezaevinde bulunan 28 Şubat mağdurlarının, ceza indirimi teklifi kapsamına alınmamasını değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük, affetme yetkisinin devlete karşı işlenen suçlarda devlete, vatandaşa yönelik suçlarda da vatandaşa ait olması gerektiğini söyledi.

Elibüyük, “Devlet kendisine karşı işlenmiş olan suçlarda şimdiye kadar bırakın affetmeyi en temel hak olan yeniden yargılama yolunu dahi açmazken, kendisine karşı işlenen suçlarda cimri davranıp, vatandaşa karşı işlenen suçlarda ise bonkör davranıyor. Pratikte hep bunu yaptı. Biz de bunun değişmesi gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

"Siyasi mahkûmlar yeniden yargılanarak iade-i itibar yapılmalı"

“FETÖ ve buna benzer karanlık yapıların oluşturmuş olduğu istihbarat ve yargılama boyutuyla devlete karşı işlenen suçlar ile ilgili bugün yine çağrımızı yeniliyoruz." diyen Elibüyük sözlerine şöyle devam etti:

"Bunların tekrar yargılanması için yargı yolunun açılması lazım. Zira o zaman devleti istihbaratıyla ve bütün diğer mekanizmaları ile ele geçiren FETÖ'nün aldığı kararlar ve yargılamaların sil baştan formatlanması, bunun üzerinden siyasi mahkûmlara da yeni bir yargılama yolunun açılması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla da kalınmaması, bu insanlara iade-i itibar yapılması gerekiyor. Zira bu insanların yargılandığı davalara baktığınız zaman, toplumun ıslahı ve ihyası noktasında, ülkenin menfaati noktasında bir tür sivil çalışmalar yapmış hareketlerin mağdurlarıdır. Bir an önce iade-i itibar yapılarak, geçmiş dönemde oluşan mağduriyetlerinin de bir şekilde giderilmesi gerekiyor.”

"Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşma üzerine aileler de biz de ümitlenmiştik"

Cumhurbaşkanı'nın Konya’da katıldığı bir programda yaptığı konuşmayı hatırlatan Elibüyük, “Bizim ifade ettiğimiz hususlar üzerine Sayın Cumhurbaşkanı şöyle bir konuşma yapmıştı. ‘Beş yıldır, on yıldır, 15 yıldır suçsuz yere cezaevlerinde yatan kişiler var. Biz bunların yeniden yargılanması için bir imkân yakaladık.’ diye. Bugün 28 Şubat’ı konuşuyoruz ama 28 Şubat’a giden bir süreç vardı. Biz bugün FETÖ’yü konuşuyoruz. Doksanlı yıllardan itibaren Türkiye’de hâkim olan Ergenekon, Balyoz gibi yapıların nasıl bir mağduriyet oluşturdukları ortadadır. Aileler de Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşmadan yola çıkarak umutlanmıştı. Biz de siyasiler olarak bu konuşmadan önce defalarca dile getirdiğimiz hususların dikkate alındığını ve bundan sonra da bu hakkın iade edileceği konusunda umutlanmıştık. Ama gelin görün ki o zamandan bu zamana en ufak bir şey yapılmadı. Bu noktada artık kimsenin takati kalmadı. Hem mağdur ailelerin hem bizlerin artık bu meydanlarda adalet talebi ile bir araya gelme noktasında ümitlerimizi yavaş yavaş yitirdiğimiz bir süreçte, tekrardan devletin vatandaşı ile barışmak ve mağdur ettiği insanların bu hesaplarının mahşere kalmaması için bir an önce adım atması gerektiğini düşünüyoruz. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu tür davaların takipçisi olacağız.” şeklinde konuştu.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İstanbul Haberleri

Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor serbest bırakıldı
HÜDA PAR'dan Dr. Mehmet Arslan'a cezaevinde ziyaret
MAZLUMDER: Duyarlı insanlar üzerinde kurulan baskılar kabul edilemez
HÜDA PAR: Gözaltına alınan gençler bir an önce serbest bırakılmalıdır!
"Bilinçli bir irade sahibinin (Vacib-ül Vücud) varlığı zorunludur"