Süleyman Yaşar: Ergenekoncu sermaye ortaya çıkarılmalıdır

Faiz Lobisi kitabının yazarı, ekonomist Süleyman Yaşar Ergenekonculara destek veren sermayenin ortaya çıkarılması gerektiğini söyleyerek "Eğer delilleriniz varsa bunun üzerine gitmeniz gerekir. Borsa çökecek diye suç işleyenleri koruyamazsınız. Bunu yaptı

Gezi Parkı eylemleri boyutunu değiştirerek daha da şiddet odaklı bir hale geldi. Olayların siyasî boyutu olduğu gibi ekonomik ayağı olduğu da söyleniyor. Başbakan, olayın ekonomik boyutunu anlatırken faiz lobisinden bahsediyor. Biz de bu hafta Faiz Lobisi kitabının yazarı Süleyman Yaşar’la konuştuk. Yaşar, Ergenekoncu sermayenin ortaya çıkarılması gerektiğini yoksa ekonominin sürekli krize gireceğini söylüyor.

İSTANBUL SERMAYESİ IMF PARASINDAN MAHRUM KALDI

Hükümetle “Beyaz Türkler”in daha önceden ekonomi üzerinden bir çatışmaya girdiği doğru mu?


Türkiye’de ve dünyada düşük gelir gruplarından orta sınıfa yeni katılımlar oluyor. Dünyada 400, Türkiye’de ise 17 milyon insanın fakirlikten çıkıp orta sınıfa geçtiği söyleniyor. Yani yeni orta sınıf eski orta sınıfı zorluyor. Hükümet askerî harcamalarını ve faiz ödemelerini azaltıp bütçenin yakasını bir araya getirdi. Buradan artan paraları sağlık ve eğitim harcamalarını yönlendirdi. Böylelikle eğitimli insan sayısı arttı ve eski orta sınıfın rakibi oldular. Eski orta sınıfın müttefiki ise “İstanbul Sermayesi” dediğimiz sermayedar gurup. Bunlar genellikle devlet rantıyla büyümüş kesimler. Asker ve yargı vesayetinin sona erdirilmesiyle bu rantların önüne geçildi. Eskiden İstanbul Yaklaşımı, Bebek Buluşması, Yeniköy Zirvesi diyerek kendi borçlarını devletin üstüne yıkıyorlardı. IMF’den devletin aldığı borç bu insanlara aktarılıyordu ve halkın sırtına borç yükü olarak yükleniyordu. Başbakan Erdoğan ilk defa IMF ile anlaşma yapmadı, “35 milyar doları alıp bize verin” diyen İstanbul Sermayesi’ni dinlemedi. Çatışmanın asıl sebebi bu sermaye grubunun devlet rantlarını almaması, Anadolu Sermayesi’nin ve yeni orta sınıfın ortaya çıkmasıdır.

“Devlet artık Anadolu Sermayesi’ne rant dağıtıyor” diye düşünenler olabilir…

Eğer öyle olsaydı bütçe açığı ve borç yükü büyürdü. Ak Parti yeni sermayedar gurubu destekliyor demek için elimizde veri yok.

FAİZ LOBİSİ YOKSA REKABET KURULU KİME CEZA KESTİ?

“Faiz Lobisi yoktur. Faizler serbest piyasada belirleniyor” görüşü doğru mu?


Faiz Lobisi yok diyenler faiz lobisinin adamları zaten. Faiz lobisinin hakimiyeti eskiden de vardı şimdi de devam ediyor. Bu küresel bir gerçek. Finans kesimi elindeki gücü kullanıp bunu ranta dönüştürüyor.

Bunu nasıl yapıyorlar?

Kendi kullandıkları mevduata düşük faiz veriyorlar, ancak insanlara kullandırdıkları kredi kartı, tüketici kredisi gibi araçlara yüksek faiz uyguluyorlar. Söylendiği gibi faizler serbest piyasada değil, kendi aralarında belirleniyor. Meselâ Londra’da bankalar arası faiz hattını kendileri belirledikleri için büyük bankalara yüklü cezalar kesildi. Türkiye’de ise Rekabet Kurulu 12 bankanın tüketici kredisi, kredi kartları faizlerinin kendi aralarında belirlediklerini tesbit etti ve ceza kesti. Bütün bunlar ortadayken faiz lobisi yoktur demek faiz lobisini desteklemektir. Halkı kandırmak adına söylenen bir yalandır.

FAİZ LOBİSİ BORSA ÜZERİNDEN MESAJ VERDİ

Son yaşanan gezi olaylarında da Faiz Lobisinden bahsedildi. Faiz lobisi bu işin neresinde?


Gezi olaylarının ardından birdenbire borsa indeksi 10.5 oranında düştü. Buna çökme diyoruz. Türkiye ekonomisinde bu çökmeyi gerektirecek bir durum yoktu. Faiz lobisi Gezi Eylemlerini fırsat bilip piyasayı bozmayı ve faizleri yükseltmeyi amaçladı. Amaç küçük yatırımcı ile hükümet arasındaki stresi arttırmaktı. İnsanlar paralarını hisse senedine yatırmıştı. Buraya vurdukları darbeyle insanların hükümetle aralarını germek istedi. Hükümet bunun kasıtlı bir hareket olduğunu gördü. Borsada böyle bir çökme 1 Mart Tezkeresi reddedildiğinde yaşanmıştı. Bu da gösteriyor ki herhangi bir neden yokken borsanın çökmesi belli bir mesaj değeri taşır. Hükümet de sizleri biliyorum diye karşı bir mesaj verdi.

Sizce ekonomik alandaki bu kavga büyür mü?

Bu kavganın büyümesi hem hükümete, hem faiz lobisine zarar verir. Ancak bu faiz lobisine teslim olmak anlamına gelmemeli. Bir bakıma yeni orta sınıf ve Anadolu sermayesi bu mücadelenin dinamiği olacaktır. Bu lobinin etkisiz hale gelmesi küresel düzenin değişmesiyle olabilir. Joseph Stiglitz, küresel düzeyde faiz lobisinin kolladığı rantların gelir dağılımını bozduğunu, nüfusun yüzde birlik kısmına fakir kesmin sürekli kaynak aktarmak zorunda kaldığını söyler.

Türkiye’nin bütçeden faize büyük paralar harcamasının sebebi nedir?

Türkiye’nin kredi notu bilinçli olarak düşük tutulduğu için yabancı sermaye bulmakta zorlanıyordu. Risk primi yüksek tutulduğu için faizler yüksek tutuluyordu. Bu nedenle faize gerekenden fazla ödeme yapılmak zorunda kalındı. Hükümet de rant kollayanların önüne tam olarak geçemedi. Lâkin faiz lobisi bürokrat atamalarını önemser. Örneğin 2006 yılında hükümet Merkez Bankası adayını Faiz lobisinin medyada çıkardığı yaygarayla atayamadı. Hükümet faiz lobisiyle baş edemedi. Bugün de bunların izlerini görmek mümkün.

LÜKS DAİRE VE LOKANTALARA YATIRIM LOBİNİN İŞİ

Bu izleri hangi alanlarda görüyoruz?


Faizler yüksek tutulup paranız aşırı değerlendiğinde dış ticaret kârlı olmaktan çıkıyor. Bu sefer faiz lobisi dış ticarete konu olmayan lüks lokantalara, kuaförlere, konaklara yöneliyor. Bu da uzun dönemde kaynak ve ödemeler dengesini bozduğu için carî açığa neden oluyor. Merkez Bankası daha yeni faizleri indirebildi. Faizler dünyada neredeyse sıfıra yakınken Türkiye bu oranı 4.99’dan 2.22’ye yeni indirebildi.

BÜTÇE AÇIĞINI KAPATAN BAŞBAKAN İSTEMİYORLAR

Özal döneminde de faiz lobisinin çok rahatsızlık yaşadığını söylüyorsunuz?


Özal da cumhurbaşkanı olduğunda bir kısım insanlar kamyona bindirilip ellerine sopalar verilmiş kişiler Çankaya’ya yönlendirilip “Çankaya’nın şişmanı, işçilerin düşmanı” sloganı attırıldı. Sonrasında Özal öldürüldü ve Türkiye’nin kaderi değişti. Netice itibariyle Türkiye ekonomisi battı. Özal döneminde yatırım yapılabilir, 3B seviyesine gelen Türkiye, Erdoğan döneminde bunu yakalayabildi. Dolayısıyla sürece baktığınızda aynı mekanizmanın işlediğini görüyorsunuz. Erdoğan bütçe açığını millî gelire oranla yüzde 24’ten yüzde 1.5 düşürdü. Kamu borç yükünü yüzde 94’ten yüzde 36’ya indirdi. Hazine, son iki yüz yılında böyle zengin bir maliye yaşamadı. Ama özel sektör kendi borçlarını devlete yükleyemeyince husûmet geliştirmeye başladı. Rant kollayanlar bütçe açığını kapatan bir başbakan istemiyor. Devletin iki yakasını bir araya getiren başbakanları rantçılar yaşatmıyor.

İSTANBUL SERMAYESİ İKTİDARINI YİTİRDİ

Türkiye’de ekonominin yabancı sermaye temsilcileri tarafından yönlendirildiği doğru mu?


Evet, ancak Özal döneminden itibaren Anadolu Sermayesi güçlenmeye başladı. Erdoğan döneminde iyice güçlendi. Bu dönemde imalat sanayiinin ihracattaki payının neredeyse yüzde 95’lere çıktığını görüyoruz. Bu büyük bir başarı. Anadolu Sermayesi’nin görevi düne kadar İstanbul Sermayesi’nin bayiliğini yapmaktı. Bayilikten üretime geçilince çatışma meydana geldi. Anadolu’da ilâç üreteceğim diyenleri yok ettiler. Bir de Anadolu’da açılan kolejler ve üniversiteler İstanbul’un entelektüel ve lisan tekelini kırdı. Burada yetişen çocuklar İstanbul’a ihtiyaç duymadan doğrudan yurtdışıyla iş yapar hale geldiler. Bu da İstanbul’un iktidarını yitirdiği anlamına gelir.

KOÇ’UN TARİHİ…

Türkiye’de otomobil üretilemez mi?


İstanbul Sermayesi’nden birileri üretilmez deyip işin içinden çıkıyor. Gelişmekte olan ülkelerin kendi markaları var. Onlara bakarsanız Türkiye’de hiçbir şey üretemezsiniz. Türkiye şu an beyaz eşya üretimi konusunda önemli bir noktada. Asya Kaplanları da önce teknolojileri kopyalayarak geliştiler. Sermayesine baktığınızda ellerinde bulundurdukları şirketleri kendilerinin kurmadıklarını görürsünüz. Devlet kurmuş ve sermaye arttırımına katılmadığı için şirketler İstanbul Sermayesi’ne geçmiş. Çanakkale Seramik’ten Tofaş’a bu böyledir. Böyle olunca da rant kollayan firmalar haline gelmişler. Öte yandan işi beceremediklerinde devlet yardımları batmalarını önlemiş. Koç’un tarihine baktığınızda bunları açıklıkla görürsünüz.

ERGENEKON’A YARDIM ETMİŞ SERMAYE ORTAYA ÇIKARILMALI

Bu çekişmeler hükümeti Ergenekoncuların ekonomi ayağını ortaya çıkarmaya iter mi?


Eğer hükümet bu güçlerin üzerine gitmezse dönüp hükümeti vururlar. Eğer Ergenekon gibi örgütlerin suçlarına ortaklık etmiş sermaye grupları varsa belgeleriyle ortaya çıkarılmalı ve yargılanmalılar. Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi için bu tip darbe girişimlerinin tüm yönleriyle ortaya çıkarılması gerekir.

Hükümetin Ergenekon’un ekonomi ayağını ortaya çıkarmaya gücü yetmeyeceği yorumlarına ne dersiniz?

Eğer delilleriniz varsa bunun üzerine gitmeniz gerekir. Borsa çökecek diye suç işleyenleri koruyamazsınız. Bunu yaptığınız takdirde borsadaki çöküşler sürekli olur ve ekonomimiz sürekli krize girer, gelişmesi durur. Sermaye piyasanızın derinleşmesi için de bunu yapmanız gerekir. 2001 krizine neden olanların da üstüne gidilmesi gerekir. (Yeni Asya)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri

TESK Başkanı Bendevi Palandöken'den "kasım" indirimleri uyarısı
HÜDA PAR: Asgari ücret en az 30 bin TL olmalı!
Sebze ve meyve fiyatları cep yakıyor
Altın fiyatları düşüyor!
Emlak danışmanlarından "Konut alma" tavsiyesi