Çeşitli ziyaretlerde bulunmak ve toplantılara katılmak üzere Van'a gelen Numan Kurtulmuş, STK temsilcileriyle bir araya gelip sıkıntıları dinledi. Bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Kurtulmuş, Türkiye üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekti.
Kurtulmuş, “Yaklaşık bir asır önce emperyalist güçlerin Türkiye ve coğrafya üzerinde oynadıkları oyunun devamı olarak gönüllere ve zihinlere dokunuyor, oyun gayet basittir. Bir asır evvel bu coğrafyayı masanın üstüne koydukları pergellerle, gönyelerle sınırları birbirinden ayıranlar, Türkiye, Suriye ve Irak sınırını, Suriye ile Irak sınırını, Suriye Lübnan sınırını, Ürdün sınırını birbirinden suni bir şekilde birbirinden ayıranlar, bugünleri bilip te öyle ayırdılar. Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesi ile karşısındaki Telabyad arasında sadece bir sokak geçiyor. Yine Suruç'ta Mürşitpınar sınır geçidinin karşısı Kobani. Arada sadece bir tren yolu var. Aynı şekilde bütün kentler, bütün şehirler birbirinden suni bir şekilde bölündüler. Bir asır önce suni sınırlarla böldükleri bu bölge halklarının bu sefer gönüllerini ve zihinlerini bölmeye çalışıyorlar. Bunun adına ikinci bölüşüm planı diyorlar.” diye konuştu.
Türkiye olarak oynanan oyunlara birlikte karşı çıkmak zorunda olduklarını söyleyen Kurtulmuş, “Sadece Türkiye'deki halkımız değil bütün bölge halklarının geleceği için karşı çıkmak durumundayız. Onun için de karşı çıkıyor, onun için mücadele ediyoruz. Bu bölge halklarının tamamından sorumlu bir milletin ferdi olarak konuşuyoruz. Kerkük'teki Türkmen de, Kürt te, Arap ta bizim, Aynı Van'daki Kürt, Van'daki Türk ya da Siirt'teki Arap gibi. Bu coğrafyanın sorumluluğunu, bölge halklarının tamamının sorumluluğunu yüklenmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
AK Parti'nin yıllardır dile getirdiği Yeni Türkiye'nin 4 temel sütun üzerine kurulacağının hatırlatan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunlardan bir tanesi özgürlük, eşitlik ve adalet prensibi üzerinde yeşeren büyük bir toplumsal yapının inşa edilmesi. İkinci ana sütunumuz, farklılıklarımızı Türkiye'nin zenginliği olarak bilip bu zenginliğin üzerinde Türkiye'nin gücünü arttırmak sorumluluğudur. Üçüncü ana sütunumuz, insan odaklı bir kalkınmadır. Dördüncü sütunumuz ise yurtdışında itibarlı, güçlü ve onurlu bir Türkiye'nin bulunabilmesidir. Biz hem kendi içimizde ekonomik olarak güçlü olmak hem toplumsal olarak güçlü olmak hem bu anlamda aramızdaki farklılıkları; kendi gücümüzün bir unsuru haline getirerek dünya mazlumlarının, dünyadaki gariban insanların sesi, soluğu olmaya devam edeceğiz. Bunun yolu devlet millet kaynaşmasını daha da sıklaştırmamızdan geçiyor. Bunun yolu sivil toplumuyla, genel ve yerel yönetimiyle, üniversitesiyle ve araştırma merkezleriyle bütün toplumun ortak hedeflere doğru yürümesinden geçiyor. Bunun yolu, farklılıklarımız ne olursa olsun ana noktamızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, ana noktamızın aynı medeniyetin çocuğu olmak, ana noktamızın aynı peygamberin ümmeti olmak ve aynı dinin mensupları olmak olduğunu unutmadan birliğimizi, dirliğimizi arttırmaktan geçtiğini bileceğiz.”
Toplantı daha sonra STK’ların sıkıntı ve görüşlerini anlatması üzere basına kapalı devam etti.
İLKHA