Suriye'de çatışmaların yaşandığı sıcak noktalar, Türkiye sınırından uzaklaştığı için yansımalarını pek hissetmiyoruz. Oysa Suriye-Irak-Ürdün üçgenine sarkan ve iç faktörlerin yanı sıra dış etkenlerin de karıştığı çatışmalar, bölgesel ve uluslararası yeni kapışma alanı haline gelmiş durumdadır.
Maddeler halinde sıralarsak;
1- Haşdi Şabi konusu Türkiye'de heyecan verici bulunmasından dolayıdır ki son günlerde Sincar'ı dolanarak Suriye topraklarına giren Haşdi Şabi'nin gündeme gelmesi, sebep-sonuç ilişkisinden ziyade Türkiye'de alışılagelen “mezhep klasizmi” üzerinden ancak çapsız değerlendirmelerin konusu olabildi.
2- Suriye ordusu; İran ve Rus askeri danışmanların desteğiyle Rakka'nın güneyinde yer alan ve daha ziyade çöl bölgesinden oluşan IŞİD kontrolündeki bölgeye dönük “Fecr el Kübra” adıyla haftalardır geniş çaplı bir operasyon yürütmektedir. Operasyonun hedefi, Rakka'nın güneyinden başlanarak Tanaf'ı da içine alan Ürdün sınırını kontrol altına almak, bu arada Bağdat-Şam karayolunu denetimine alıp Irak-Suriye arasında muhtemel lojistik destek kanalını açık tutmaktır.
3- Ürdün'de CIA tarafından hatırı sayılır bir Suriyeli militan kitlesine uzun zamandır eğitim verilmektedir. Ürdün-Suriye-Irak üçgenini kontrol edip Bağdat-Şam hattını kesmek için eğitilen bu grup, Suriye ordusunun operasyonuna karşı “Doğu'nun Aslanları” adıyla harekete geçirildi. Ki bu durum Rakka operasyonunun “Güney ayağını” oluşturmaktadır.
4- Suriye ordusu Rus hava desteğiyle ilerlerken, “Doğu'nun Aslanları” ABD hava desteğinin himayesinde karşı atağa geçmişti. Ayrıca ABD'li komutanlar, Suriye ordusunun ilerleyişine karşı müdahale edecekleri açıklamasında da bulunmuşlardı. Nitekim 18 Mayıs'ta Ürdün-Irak sınırındaki Tanaf'a yönelen ve Doğu'nun Aslanları'yla karşı karşıya gelen Suriye ordu birlikleri Amerikan uçaklarının saldırısına uğramıştı. ABD'nin bu saldırısı aynı zamanda Rusya'ya dönük doğrudan bir mesaj taşımaktaydı.
31 Mayıs'ta ise bu kez mesaj Rusya'dan geldi. Zaza kontrol noktasına karşı atağa geçen Doğu'nun Aslanları adlı gruba yönelik bu kez Rusya uçakları hava bombardımanı düzenleyerek aynı zamanda Amerikan saldırısına misillemede bulunmuş oluyordu.
5- Rusya ve İran destekli Suriye ordusunun “Fecr el Kübra” harekatı, her ne kadar IŞİD karşıtlığı üzerinden açıklansa da tıpkı ABD'nin Rakka operasyonu gibi mesele sadece IŞİD'den ibaret değildir. ABD; kuzeyden Rakka, güneyden de Ürdün'de eğittiği militanlarla “Kuzey-Güney hattını” birleştirip kontrol ederek Irak-Suriye arasındaki fiziki bağlantıyı koparmak suretiyle olası destek akışını engelleme stratejisine odaklanmıştır. “Fecr el Kübra” ise ABD'nin bu atılımını önlemeye dönük bir İran-Rusya atağı şeklinde gelişmeye başlamıştır.
6- Önce ABD, Suriye askerlerini bombalayarak karşı tarafa mesaj verdi; Şimdi de Rus uçakları ABD güdümündeki militanları vurarak cevap verdi. Anlaşılan o ki, iki taraf da Suriye-Irak bağlantısına önem veriyor. Önümüzdeki süreçte ABD-Rusya arasındaki gerginlik bu hat üzerinden daha da artabilir.
7- Haşdi Şabi, Sincar – Haseke tarafından; Irak ordu birlikleri ise Ürdün sınırının da bulunduğu alt taraftan Suriye'ye doğru hareket halinde bulunmaktadır. Amaç, ABD/YPG'nin Rakka'nın güneyine inmesini engellemektir. ABD ise, güneyden “Doğu'nun Aslanları”, kuzeyden de YPG üzerinden kontrol edeceği bir hat oluşturup Haşdi Şabi ve Irak ordusunun Suriye askerleriyle buluşmasını engellemeyi hedeflemektedir. ABD bu amacını gerçekleştirmek için YPG'ye sevk ettiği silah partileri Türkiye açısından sorun olarak algılandığından bu durum Türkiye gündeminin en sıcak maddelerindendir. Oysa ABD aynı desteği Doğu'nun Aslanları adlı gruba da yapmaktadır.
8- YPG'ye sevk edilen hava savunma sistemleri, “IŞİD'in uçakları mı var” şeklinde Türkiye'de eleştirel karşılık bulsa da, benzer silahlar Doğu'nun Aslanları'na da verilmekte ve elbette ki bunun IŞİD'le alakası bulunmamaktadır. “IŞİD'le mücadele” söylemi, yeni başlayan bu durum için sadece makyaj malzemesi olarak kullanılmaktadır. ABD, Rus etki alanını bombalıyor; Rusya, ABD'nin etki alanını bombalıyor. Bu durumda taraflara hava savunma sistemi vermek iki dış güç için de kaçınılmaz hale geliyor. Anlayacağınız, durum giderek doğrudan bir ABD-Rus mücadelesine dönüşmeye başlamaktadır. ABD'nin Rakka civarına binlerce asker göndermesinin yanı sıra, son zirvede NATO'nun da Suriye'ye müdahale etme kararının alınması, yaşanan sürtüşmenin beraberinde getirebileceği kapışmanın çapını ele vermesi açısından önemlidir.
9- Haşdi Şabi'nin Sincar bölgesine yaptığı harekât ve Suriye topraklarına girişi, ilk etapta YPG'nin tepkisiyle karşılaştı. Her ne kadar Haşdi Şabi'nin YPG/PKK ile işbirliği yaptığı söylemleri yaygın olsa da, kaygan zeminde hiç kimse birbirinin ebedi dostu ya da düşmanı değildir.
Oluşan fiili durum, Haşdi Şabi ile YPG'yi iki karşıt safa itmiş durumdadır ve bu tutum devam ederse iki grubun karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdır. Bu arada YPG yetkilisi Redur Xelil'in PKK tarafından kaçırıldığı haberleri, yeni aşamada PKK ile YPG arasında baş gösteren sorun olarak algılandığı yorumlarına yol açmaktadır.
10- Türkiye sınırına yakın bölgeler şu anda nisbi bir çatışmasızlık içerisindeyse, bunun iki sebebi vardır:
Türkiye-Rusya-İran uzlaşısı ve çatışma yoğunluğunun Suriye'nin Güney ve Doğu taraflarına kaymasındandır.