Suriye savaşı sona yaklaşırken meyvelerini vermeye başladı. Türkiye artık bir diktatöre komşu olmaktan kurtulmuş bulunuyor. Fırat Kalkanı zaferi ile Özgür Suriye Ordusu Halep'in kapısı sayılan El Bab'ı fethetmiş, bölge baskıcı yönetimden kurtarılmış, kâmil manada özgürlüğüne kavuşmuştur. Koalisyon güçlerinin bütün çabalarına rağmen geriletemediği IŞİD, El Bab'dan sökülüp atılmıştır. IŞİD'in yeni sızmalarına karşı Suriye'den sonra Irak, İran ve Ermenistan sınırlarımıza da duvar örüyoruz.
Fırat Kalkanı zaferi ile Türkiye, diktatörlerin zulümleri altında ezilen mazlumların umudu olduğunu perçinlemiştir. Kobani IŞİD tarafından kuşatıldığında Peşmerge'nin topraklarımızdan yardıma gönderilişini hatırlıyoruz. Bu da göstermiştir ki, Türkiye mazlumlara yardım konusunda din, dil, ırk ayrımı; hatta dost düşman ayrımı dahi yapmamaktadır.
Esad zalimi ile komşu olmaktan kurtulduğumuz gibi her gün sınırlarımızda dalgalanan ABD ve Rus bayraklarına bakıldığından dost ve müttefiklerimiz ile komşu olmuşuz. Özellikle NATO müttefikimiz ile komşu olmaktan daha güvenli ne olabilir ki! Diktatörle aramızda artık NATO müttefikimiz ABD askerleri, silahlı unsurları ve askeri üsleri mevcuttur. İzlenen bu dâhiyane dış politika zaferinin dünyada bir benzeri olduğunu sanmıyorum.
Suriye savaşının belki de en önemli kazanımı ümmetin birleşmesi ve Suudi Arabistan öncülüğünde Türkiye, Katar, Filistin, Mısır, Pakistan, Malezya, Bangladeş, Tunus, Ürdün ve Fas'ın da dâhil olduğu yeni bir askeri koalisyonun kurulmasıdır. 34 İslam ülkesinin bir araya gelmesiyle kurulan 'Teröre karşı İslam İttifakı' adlı koalisyonda 3.363.574 asker ile 19.471 tank yer alacak. Bu nedenle ABD'nin YPG'ye vereceği ısıya duyarlı beş bin metreden uçakları düşürme kabiliyetine sahip Stinger füzeleri çok da bir anlam ifade etmez. YPG 3.363.574 askeri olan bir orduya karşı hiçbir varlık gösteremez. Bu ordu teröre karşı kurulduğuna ve YPG de terör örgütü olduğuna göre endişeye mahal yok.
Bu savaşın manevi kazanımları işin ayrı bir boyutu. Türkiye devleti ve halkı ile “ENSAR” olma fırsatı kazanmıştır. Belki de yıllardır muhacir kardeşlerine Ensar olan bu halkın yüzü suyu hürmetine, muhacirlerin duası ile 15 Temmuz felaketini atlatabilmiştir. Savaş ortamları günah işlemeye pek fırsat vermez, manevi duygular zirve yapar. Suriye halkı da bu sayede günah bataklığından kurtulmuş belki birçoğu bu sayede daha iyi kulluk fırsatına kavuşmuştur. Bu gidişle yeni fırsatlar kapıda gibi.