Geçen hafta sonunda ABD ve Rusya tarafından ilan edilen “Suriye'deki ateşkes” söylemleri sahada nasıl görünüyor? Savaşın birçok tarafı varken bu iki sinsi devletin verdiği karar ne kadar gerçekçi olur? Bu savaşın bitmesi adına devletler bazında birçok hesap mevcuttur. Özellikle Suriye'ye komşu olan ülkelerin bu denklem dışında kalarak bir sonuca varılması düşünülemez. Bunun yanında Suriye içerisinde irili-ufaklı 250'ye yakın silahlı grup var. Öncelikle bu grupların belirli bir anlaşma zemininde uzlaşmaları gerekir. Sahada bulunan bu unsurların bir masaya oturtulmaması durumunda kalıcı bir ateşkesten söz etmek doğru bir bakış açısı değildir. Sadece hava bombardımanının kesilmesiyle Suriye'de bir barışın oluşması imkânsızdır. Sadece ABD ve Rusya'nın bu rolde görünmesi tamamıyla bir algı operasyonudur. ABD ve Rusya'nın Suriye halkına acıyacak pozisyonda olmadıkları, tamamıyla çıkar endeksli pir yol haritası sürdürdükleri açıktır. Suriye'deki sivil herkes, etnik veya mezhepsel olsun, savaşın bitmesini istiyor. Ancak bu iki devlet beş yılı aşkın bir zamandır bunu daha da derinleştirmeye çalıştılar ve hala çalışıyorlar.
Suriye, Rusya için bir “prestij hamlesi” olurken, ABD ise fazla suya sabuna dokunmadan “yerel güçler” üzerinden hedefine ulaşmaya çalışıyor. ABD, Afganistan ve Irak'ta yaptığı hataya düşmek istemiyor. Kendi ordusunu Suriye'ye çekme niyetinde değildir. Çünkü o zamanki süreçlerden zararlı çıktı ve ciddi manada toplumsal bir tepkiyle karşı karşıya kalmıştı. Özellikle Afganistan ve Irak'tan giden ABD'li asker cenazeleri, zamanın hükümetini zor durumda bırakmıştı. Bugün ise Obama'nın önünde olan seçimlerin hesabını yaptığı ve kendisine puan kaybettirecek her hamleden kaçınıyor. Bunun içinde Suriye içerisinde kullanabileceği yerel unsurlardan istifade etmek istiyor. Kendi askerleri yerine onları sahada kullanmaya çalışıyor. Bir kaç gün önce ABD'den gelen “yerel unsurları kullanacağız” söylemi bu düşüncenin ürünüdür. Bu yerel unsurlardan kasıt bugünkü konjöktürel YPG desteğidir. Kendi askerlerinin öleceği yerine buldukları kurbanlık koyunlar… Ferasetten yoksun olan bu yapılar ise oltaya çabuk takılıyorlar. ABD, bir taraftan “barış taraftarı” olduğu mesajları verirken bir taraftan da istediği hedefe ulaşmak için savaşı körükleme oyununu oynuyor.
Rusya ise fiili olarak Suriye'yi işgal etmiştir. Kendisinin bir taraf olduğu “ateşkes anlaşmasına” göre saldırıların durması gerekirdi. Ancak Humus, İdlip, Lazkiye ve Halep başta olmak üzere muhaliflerin yaşadıkları yerlerde bombalamalar devam etmektedir. Hedeflediği programında bir değişiklik yapmış gözükmüyor. Perde arkasında ABD'yle anlaşmış ve kendilerini “barış hamileri” göstermek adına kâğıt üzerinde bir sözleşme söz konusudur. Suriye'ye IŞİD adıyla giren iki sinsi devletin, IŞİD bölgesi olan Rakka'yı bombalamadığını; tam tersi IŞİD'ın yaşamadığı muhalif bölgelerin bombalanması bu niyetin ayrı olduğunu gösteriyor. Ateşkese rağmen muhalif bölgelerin bombalanması “ateşkes” söylemlerinin ne kadar samimiyetten uzak olduğunu gösteriyor.
Hal bu iken “ateşkes” söylemleri, her ne kadar kulağa hoş gelse de, bu iki sinsi devletin oyunuyla olacak bir pozisyonda gözükmüyor. Başta Suriye içerisindeki yerel unsurların tamamının bir şekilde masaya oturtulması, diğer tarafta ilgili olan komşu ülkelerin bir zeminde anlaşması… Bugün itibariyle bu zor gözüküyor. Ancak savaş yorgunu olan Suriye içerisindeki silahlı unsurlar bir şekilde bazı isteklerinden vazgeçip aynı masa etrafında toplanabilirler. Bu masanın “Cenevre masası” olduğunu düşünmüyorum. Bu masa Suriye'ye komşu olan ülkelerin kuracağı bir masayla olabilir. Bu zemini yakalayabilecekler mi onu da zaman gösterecek…