Suriye’de kimler çatışıyor?
Kimilerine sorarsanız Baas güçleri ile Suriye halkı arasında bir çatışma var. Baas güçleri askeri imkanları sonuna kadar kullanarak halkı katlediyor.
Bu kanaatte olanlar Suriye yönetimini zor durumda bırakacak her bilgiye sarılıyorlar. Doğruluğu tartışmalı bilgiler de bu arada yayılıyor.
Irak’ta çekilmiş bazı fotoğraflar, Suriye’de çekilmiş gibi yansıtılabiliyor.
Bir de Baas destekçileri var. Bunların bir kısmı açıkça Baas’a destek verirken bir kısmı da başka ülkelerin siyasi çıkarları üzerinden düşünüyor ve tarafını ona göre belirliyor.
Bu bakış açısına sahip olanlar Baas’ın her açıklamasını alıyor, karşıt açıklamalara ise karartma uyguluyor. Onlara göre muhalefet, siyonizmin güdümünde ve Suudi’den besleniyor.
Suriye’de fitne büyüyor, ortam iyice kirleniyor. İlkesiz ve değer tanımaz bir dezenformasyon boy gösteriyor.
Çarpıtmalar, karartmalar…
Müslüman kimliğini bu tablonun neresine oturtacağımızı şaşırıyoruz.
Bu arada Suriye’de kan akmaya devam ediyor.
Katliamlar bütün hızıyla devam ediyor.
Şiddet, savaşta faal olmayan mazlumları buluyor ve yürek parçalayıcı sahneler çıkıyor ortaya.
Çocuklar öldürülüyor.
Kadınlar öldürülüyor.
Şehirler harabe haline geliyor.
İşte en son Humus’un Hula kasabasında yaşananlar…
Vahşet zirve yaptı burada.
Zalim Baas yönetimi katliamı kendilerinin yapmadığını söyledi.
Kimi suçladı biliyor musunuz?
Hayır, israil’i, Amerika’yı değil, İslamcıları suçladı.
Daha önceden de benzer açıklamalar yapmıştı Baas sözcüleri. Suriye’de İslamcılara karşı savaştıklarını söylemişti.
Hatta Türkiye’deki gayri resmi sözcüleri durumundaki gazeteci bile çekinmeden aynı şeyleri söyledi birkaç kez.
“Savaştıkları kişiler İslamcılar ise kendileri neci oluyor?” diye sorabilirsiniz.
Sormakta haklısınız, çünkü bazen öyle bir tablo çıkarılıyor ki önümüze sanki siyonizme karşı direnenler Allah’ın değil de Baas yönetiminin yardımına muhtaçmışlar gibi anlaşılabiliyor.
Baas zalimi, Müslümanların hamisi olarak gösteriliyor.
O yüzden şaşırabilirsiniz, onlar “Biz İslamcılara karşı savaşıyoruz” dediklerinde.
Oysa şaşırmayın!
Baas partisi, sosyalist Arap milliyetçiliğine dayanan, laik bir partidir.
Baasçılar İslam dışı hayatı yaygınlaştırmak için uğraşırlar. İslam’a düşmandırlar.
İslamcılarla savaştıklarını söylediklerinde Batılılara bir mesaj vermek istiyorlar.
“Biz kültür olarak, yaşam tarzı olarak sizi örnek alıyoruz” demek istiyorlar.
“Bize yardım edin, biz de en az sizin kadar katliamı vahşeti iyi biliriz” demek istiyorlar. Öyle ya yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.
Onlar daha önceden de on binlerce kişiyi Hama kentinde katletmişlerdi.
On binlerce insanı zindanlarda işkence ile öldürmüşlerdi.
“Lailahe illallah” demek büyük suçtu Baasçılar için. Müslümanları Esad’ın ilahlığına inanmaya zorluyorlardı.
Onlar Esad’a tapan sapkın müşriklerdir.
Modern çağın Umeyye Bin Halefleri, Ebu Cehilleridir onlar.
Aslında bunları tartışmak bile abes, ama maalesef kimi olaylardan dolayı bunları söylemek zorunda kalıyoruz.
Bir Müslüman muhaliflere güvenmeyebilir. Bunun için öne süreceği delilleri de olabilir. Nitekim gerek ulusal konseyden gerekse de Özgür Suriye ordusundan yapılan bazı açıklamalar, muhalefetin bir yüzünün oldukça kirli olduğunu göstermektedir.
Bu yüzden de muhalefet ile ilgili kimi rezervlere sahip olmanın anlaşılmayacak bir tarafı yoktur.
Bir Müslüman, Batının ve siyonizmin hesaplarından da söz edebilir.
Ama bir Müslüman kafir, sapkın ve zalim Baas’ı destekleyemez.
Öyle bir dine inanıyoruz ki, bu dinde zulmetmek değil, zulme meyletmek bile azap sebebidir.
Katliamlar abartılıyor olabilir,
Sayılar on ile çarpılıyor olabilir,
Ama bunlar bir zalimin zulmüne perde olarak kullanılmamalıdır.
Muhalefetin durumu belki şüphelidir, ama Esad’ın zulmünde şüphe yoktur.
Rabbim bizi hakka tabi olanlardan eylesin!
Doğruhaber Gazetesi