Suriye’deki Yermuk mülteci kampında 100 bin Filistinli yaşıyor. Bombardıman nedeniyle yüz bin mülteci can havliyle evlerini, işyerlerini, mal ve mülklerini bırakarak başka yerlere kaçtı. Yüz bin kişi ikinci kez istemeyerek kaldığı yerleri terk etti. İlk önce 1948 yılında katil ve cani Siyonistlerin eliyle yurdundan çıkarılırken, ikinci kez 2012 yılında Arap rejiminin eliyle süren baskı, tehdit ve katliamlar nedeniyle bulunduğu yeri terk etti. Her geçen gün biraz daha meşruluğunu yitiren Suriye rejimi, mültecilerin kaldığı kampları uçaklarla bombalamakta bir beis görmüyor.
Doğrusu, yüz bin mültecinin daha güvenli bir yer bulmak için bizzat Suriye içinde başka bir yere veya Lübnan’a kaçmasının uluslararası camia veya Arap rejimleri için ne ifade ettiğini merak ediyorum. Bin, iki bin veya üç bin kişiden bahsetmiyoruz. Yüz bin kişiden bahsediyoruz. Suriye rejiminin ülkedeki Filistinli mültecilerin kaldığı kamplara karşı neden hassasiyet göstermediğini anlamıyoruz. Hata acaba mültecilerin kaldığı kampta mı, yoksa kampı bombalayan rejimde mi?
Rejim ömrünün bir kısmını Filistin davasına destekle geçirdi. Muhalefet cephesinde yer aldı, hep Golan ve Filistin’i kurtaracağını söyledi. Filistin’in Arap dünyasında ve uluslararası arenada bir ticaret metaı haline getirildiğini herkes biliyor. Suriye rejimi Filistin davasına destek verirken Filistin davasına ve halkına verdiğinin on katını kazandı. Rejim Filistin kartını hep kendi çıkarı için kullandı. Fakat bu rejimin iç alanı karışınca bu kez kartı parçalamaya ve bu halkın kaldığı kampları bombalamaya başladı.
Yermuk tarih açısından zafer ve izzetin işareti ve yeridir. Fakat bugün Yermuk, vatanını kaybeden Filistin halkı için felaket ve musibetin adıdır. Filistinli mültecilerin Arap rejimlerine güveni kalmadı. Çünkü rejimlerin çoğu bu halka eziyet etti ve birçok mensubunu katletti.
Mültecilerin kaldığı kamplardaki durum gösterdi ki vatanı olmayanın saygınlığı da yoktur. Kanı, ırzı, malı, mülkü koruyan; güven, istikrar ve özgürlüğü sağlayan vatandır. Vatanı olmayanın bütün bu özellikleri tecavüz ve saldırıya açıktır.
Arap rejimleri çoğu zaman Filistin halkının kanını akıtma ve özgürlüklerini kısıtlama noktasında cesur davranmıştır. Hatta işgal yönetimi çoğu zaman bu konuda Arap rejimlerini kınar ve bu konuda kendisinden daha fazla Filistinliyi öldürdüklerini ifade eder.
Filistin kanını durduracak, kendisine karşı yapılan cinayetleri engelleyecek ve iltica sorununa nihai çözüm getirecek tek çözüm vatanın geri alınması, Filistinli mültecilerin gasp edilmiş haklarını geri almasıdır. Bu haklar alınmadan onun kanı akmaya ve yerinden yurdundan olmaya devam edecektir. Filistinlilerin önünde vatana alternatif hiçbir şey yoktur. Çünkü kanı ve ırzı koruyan vatandır.
Dr. Yusuf Rezka filistinhaber