İSTANBUL - Suriye'deki "Arap Baharı" ile başlayan ayaklanma üçüncü senesine girdi ve halen devam ediyor. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, Suriye'de çatışmalarda 90 binden fazla insan hayatını kaybetti, Esed'in askerlerinden ölenlerin sayısı ise halen bilinmiyor. Yaklaşık bir milyon insan, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Çatışmalar hız kesmeden devam ederse bu sene içerisinde BM'nin tahminlerine göre bir milyon insan Suriye'yi terk edecek duruma gelecek.
Özgür Suriye Ordusu, Beşar Esad'ın güçleriyle her gün çatışırken Rusya, BM ve ABD, Cenevre-2 konferansı öncesi görüşüyor ve Suriye'nin geleceği konusunda karar almaya çalışıyorlar. Aslında iyice düşünerek Suriye'de olan bitene bakarsak Suriye bir iç savaş yaşıyor ve Batılı beyefendiler ve Rusya'daki Oligarhlar (Rus elitler için kullanılan bir tabirdir) Suriye'yi paylaşmak için kollarını sıvamış durumdalar. İran, yeni Cumhurbaşkanını seçerek yeni bir dış politika imajı peşine düştü. Ancak, Suriye konusunda İran'ın vereceği kararı henüz kimse bilmiyor. Aslında İran'ın pek verebilecek bir kararı da yok. İran'dan dış cephesi durumundaki Suriye'ye destek vermekten başka bir karar çıkması da beklenmiyor. Rusya, Ortadoğu'daki en son müttefiki ve jeopolitik öneme sahip silah pazarı olan Suriye'ye sonuna kadar destek verecek.
ABD Başkanı Suriye'deki muhalefete silah desteği kararı aldı. G-8 ülkeleri toplantısında her konuda anlaşan devletler, sadece Suriye konusunda görüş farklılıklarını belirttiler. Pasta büyük olunca paylaşması da zor olsa gerek. Cenevre-2 Konferansı'na Suriye rejiminin katılacağını, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov açıkladı. Ancak ABD, muhalefetin ne yapacağı konusunda Rusya'nın niyetini tam olarak öğrenmeyinceye kadar, 'Muhalefetle görüşüyoruz, ikna ediyoruz' diye uzatıyor ve uzatacaktır.
Bir taraftan siyasi görüşmeler devam ederken öbür taraftan her gün Suriye'de insanlar ölüyor, camiler yıkılıyor, Sahabelerin kabirleri tahrip ediliyor, tarihi yerler yerle bir ediliyor. Suriye şehirleri birer birer tahrip ediliyor. Zalim Esad iktidardan vazgeçmeyi düşünmüyor.
Çatışmaların yoğun olduğu bölgeler
Şam'ın Rukn Ad-Din bölgesi, En-Nusra savaşçılarının çok yoğun olduğu bölge. Bölgede Esad askerleriyle yoğun çatışmalar yaşanıyor. 23 Haziran'da çıkan çatışmalarda 8 En-Nusra üyesi hayatını kaybetti. En-Nusra'nın bombalı saldırısı sonucunda ise rejime bağlı 4 polis öldürüldü.
Şam'ın Barzov bölgesinde de şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Esed askerinin bölgede her türlü silahı kullanarak muhalif savaşçıları geri püskürttükleri gelen haberler arasında.
Suriye resmi ajanslarına askeri birliklerin kayıplarını vermek yasaklandı. Esed güçlerinin ne kadar kayıp verdikleri halen bilinmezken muhalefeti destekleyen grupların kayıplarından da tam bilgi alınamıyor.
Bir diğer yoğun çatışmaların yaşandığı şehir de Hama. Hama ilinde, Esed askeri birlikleri ve muhalefetten En-Nusra savaşçıları arasında yoğun çatışmalar yaşanıyor. Hama'daki muhalefete, İhvan-ı Müslimin Cemaati de yoğun destek vermekteler. Hama civarındaki köy ve kasabaların kontrolü tamamen muhalefetin elinde bulunmakta. Ancak, şehirde yer yer Özgür Suriye Ordusu ve yer yer Esed'e bağlı askeri birlikler de bulunmaktadır. Hama'da kamu binaları büyük ölçüde tahrip olmuş durumda.
Yoğun çatışmaların bulunduğu diğer bir şehir de Halep'tir. Şehir Türkiye'ye en yakın bölgedir. Özgür Suriye Ordusu, Halep Havaalanı'nı ele geçirmek için her türlü yolu denemekte. Muhalefet güçleri Halep'te birkaç askeri bölgeyi ve havaalanına yakın bölgeleri kontrol altına almayı başarınca Esed güçleri, 9 Haziran'da Halep'i tamamen muhalefetten temizlemek için yeniden saldırıya geçti. Çatışmalar Halep'te halen devam etmektedir. Esed, bu operasyonun savaşın kaderini belirleyeceğini söyledi. Esed, Halep'te savaş uçakları ve her türlü silahları kullanmaya başladı. Sivil halka yönelik bombalamalar, büyük katliamlar yapılıyor. Bu operasyon başlatıldıktan sonra ABD ve İngiltere, 4 bin askerin olduğu bir birliğin sevkiyatını Ürdün'e başlattı ve muhalefete silah desteği sağlayacağını duyurdu.
ABD'nin yaptığı hamle, Ürdün tarafından Suriye'ye insani müdahale yapılabileceğine yorumlandı. Suriye'de Esed'e karşı başlatılan halk ayaklanması, artık büyük devletlerin savaşına dönüştü. Her zamanki gibi bu savaşta da yine masum insanlar katlediliyor, akan kan Müslüman kanı oluyor. (Riyad Makaev)