Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, AK Parti’de sürpriz yaşanmadı ve beklenildiği gibi adayları Başbakan Tayyip Erdoğan oldu.
Aslında bu karar, muhalefet dâhil her kesi mutlu eden bir karar oldu. Siz bakmayın Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığına karşı çıkıyor gibi görünmelerine.
Bilakis Erdoğan’ın adaylığını baştan beri isteyen ve hatta bu konuda durmaksızın Erdoğan’ı “ bu ülkede bir tek kişi cumhurbaşkanı olamaz, o da Erdoğan’dır” şeklinde cumhurbaşkanlığı adaylığı için kışkırtanlar bu muhalefet liderlerinden başkası değildi.
Çünkü Bahçeli ve Kılıçdaroğlu başbakanlık seçimlerinde Erdoğan olduğu sürece, seçimleri kazanma şanslarının olmadığına inanıyorlar.
CHP ve MHP liderleri Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olduğunda cumhurbaşkanı seçileceğine de kesin gözüyle bakıyorlar. Nitekim kendilerinin cumhurbaşkanı adaylığına soyunmamaları da kesin mağlubiyete olan inançlarından kaynaklanıyor.
İşte bu nedenlerle CHP ve MHP liderleri umutlarını tamamen Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından sonra AK Parti’ de yaşanacak iktidar savaşlarının AK Parti’yi yıpratmasına ve hatta bölmesine ve böylece zayıflayan bir AK Parti karşısında bir CHP-MHP koalisyonu ile iktidara gelmeye bağlamış durumdalar.
Bu öngörülerinin gerçekleşebilmesi için gerekli olan tek şart, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine soyunarak adaylığını açıklamasıydı. Geçen salı günü CHP ve MHP’nin bu umutları gerçekleşti ve sayın başbakan, cumhurbaşkanlığına aday olduğunu resmen açıkladı. Bu nedenle Erdoğan’ın adaylığından CHP ve MHP özelikle de liderleri son derece mutlular.
Bu karar AK Partilileri de son derece mutlu etti. Çünkü kimileri Erdoğan’ı gerçekten seviyor ve Erdoğan’ı cumhurbaşkanı olarak görmek onlar için gerçekten büyük bir onur ve sevinç kaynağı. Kimileri de Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi ve AK Parti’deki üç dönem kuralı dolayısıyla siyasette oluşacak boşlukları bir şekilde kendisinin dolduracağına, kendisine yeni fırsatlar oluşturacağına inanıyor. Dolayısıyla bunlar da Erdoğan’ın adaylığından son derece mutlular.
Halkın büyük bir kesimi de Erdoğan’a duydukları sevgi ve onu cumhurbaşkanlığı makamına layık görmelerinden dolayı Erdoğan’ın adaylığından son derece mutlu oldular. Aslında belki de sevinçlerinde en samimi olanlar bunlar. Çünkü onların mutluluğu karşılıksız, menfaatsiz, özverili bir sevgiden kaynaklanıyor.
Kalabalık olan bu halk kitlesi, aynı zaman da Erdoğan’ın siyasette dayandığı esas gücü oluşturuyor. Erdoğan ve AK Parti, siyasetteki gücünü tamamıyla bu halk kitlesinden alıyor.
Şimdi ne olacak? Bütün dengeleri altüst edecek olağanüstü bir gelişme olmasa- ki olması da beklenmiyor- halkın desteğine sahip olan Erdoğan, yakında cumhurbaşkanı seçilecek ve CHP ile MHP birinci dileklerine kavuşmuş olacaklar.
Kim ne derse desin bu aynı zamanda Türkiye’deki yeni dönemin de başlangıcı olacak. AK Parti içinde Başbakanlık yapabilecek kişiler doğal olarak kendi aralarında bir yarışa gireceklerdir. Ama bu yarışın CHP ve MHP’nin beklentileri gibi bir iç savaşa dönüşüp dönüşmeyeceğini, dolayısıyla AK Parti’yi zayıflatıp zayıflatmayacağını, hatta AK Parti içinde bir bölünmeye dönüşüp dönüşmeyeceğini hep beraber yakında göreceğiz.
Bu dönemde CHP ile MHP’ nin yanı sıra bütün AK Parti muhaliflerinin, hatta yurtdışı bazı güçlerin, gizli bazı teşkilatların, durmaksızın AK Parti içindeki bu iktidar savaşına çanak tutacağını, ortam oluşturup gizli gizli teşvik edeceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Daha önce A.Latif Şener olayında yaptıkları gibi, AK Parti içinde etkin olabileceğine inandıkları bazı medyatik kişileri gizli gizli teşvik edip, tabir caizse gaza getirip ön plana çıkarmaya çalışacaklarını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
AK Partililere göre ise böyle bir savaş hiçbir zaman yaşanmayacak, çünkü başbakan Erdoğan’ın tavsiye edeceği kişi dışında hiç kimsenin AK Parti’nin başına geçme şansı yoktur. Ancak tarihi olaylar, AK Partililerin bu görüşünün sadece bir temenniden ibaret olduğunu gösteriyor.
Çünkü tarih böyle olayların eşiğinde nice baba ile oğlun, kardeşle kardeşin, kısacası önceden birbirlerini sevenlerin, ölümüne yaptıkları iktidar savaşlarına tanıklık etmiştir. Başta CHP ile MHP’ nin olmak üzere, tüm AK Parti muhaliflerinin şu anda umut bağladığı, sabırsızlıkla beklediği, büyük bir sevinçle karşılayacağı tek şey sadece ve sadece bu iktidar savaşı olacaktır.
İşte bu sebeplerden dolayı Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığından dolayı en çok mutlu olan muhalefet liderleri olmuştur.
Sanırım Erdoğan’ın adaylığından mutlu olmayan çok az kişinin başında diğer aday İhsanoğlu geliyor. Çünkü İhsanoğlu Erdoğan’ın adaylığından sonra kendisinin pek seçilme şansının kalmadığını iyi biliyor. Zaten baştan beri İhsanoğlu’nun seçimleri kazanma gibi bir beklentisi de yoktu.
Çünkü CHP ile MHP’nin ipiyle kuyuya inilmeyeceğini, inilse bile geri çıkılmayacağını sayın İhsanoğlu da çok iyi bilir. Ancak İhsanoğlu’nun tek bir hedefi vardı.
O da halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan ile cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılan ve seçimi kaybeden birisi olarak da olsa adını tarihe yazdırabilmekti.
Bu hedefine ulaşacağında ise hiçbir kuşku kalmamıştır. Öyleyse aslında Sayın İhsanoğlu’nun da Sayın Erdoğan’ın adaylığından mutlu olduğunu söyleyebiliriz.
Kısacası sürpriz yok her kes mutlu.