Suruç ilçesinde İmam Hatip Lisesi arkasında açık alanda şanlı peygamberin kutlu doğumu münasebeti ile bir program düzenlendi. Ömer durmaz hocanın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, Vedat Turgut günün anlam ve önemine binaen kürtçe bir konuşma yaptı.
"Bu manzara bize Medine'yi hatırlatıyor. Kadınlar erkekler çocuklar saf saf dizilmiş Allah resulüne hoş geldin Ya Resulullah telealbedru aleyna nidalarıyla hoş geldin ya Muhammed diyorlardı. İşte Suruç halkı da tıpkı Medine halkı gibi hoş geldin Ya Resulullah diyorlar. Kim bilir belki şimdi peygamber efendimizin ruhları buradadır" sözleriyle konuşmasına başlayan Turgut, Peygamberimiz gelmeden önceki durumu ve Peygamberimizin gelmesinden sonra yaşanan değişimi anlattı.
Peygamber efendimiz gelmeden önce her yer karanlık ve zulümle dolduğunu belirten Turgut; "Hiçbir yerde kadın hakkı yoktu diri diri kızları toprağa gömüyorlardı. Bir sahabe Allah Resulüne gelerek cahili dönemindeki olayını şu şekilde anlatıyor: Ya Resulullah ben kızımı 7 yaşına getirene kadar onu öldürmek istemiyordum. Ancak o zamanın cahili adetlerinden dolayı beni horladılar bu adam adetlerimize uymuyor diyerek beni dışladılar ben de dayanamayıp kızımı süsleyerek kızım dayın bir davet yapmış biz de oraya gideceğiz. 'Kızım baba niye annem gelmiyor. Madem davet ise niye annem ağlıyor' diye soruyordu.
Ben de kızım bu davet senin davetin deyip kızımın elinden tutarak gömmeye götürdüm. Ben kumu kazarken kum sakallarımın arasına girerdi o da sakalımı temizlerdi baba senin sakalın arasına kum girmiş diyordu. Bu vahşete bak Ya Resulullah ben kızımın başını kayaya vurdum. Kızımın başından fırlayan kan yüzüme sıçradı. Ondan sonra Allah resulü göz yaşarlını tutamayarak ağlamaya başladı bu manzarayı gören Hz Ömer gazaba gelerek ey aziz kardeşim sen ne yaptın. Neden peygamber efendimize anlatıyorsun. Allah Resulü ise dur ya Ömer anlatsın bilsinler İslam geldikten sonra nasıl özgürlük gelmiş" şeklinde konuştu.
Akabinde Türkçe bir konuşma yapan araştırmacı yazar Adnan Akgönül: Peygamber efendimiz döneminde sahabelerin ona iman etmekle yetinmediklerini belirterek, "O'nu (sav) başlarının tacı, O'nu lider, O'nu rehber, O'nu önder edinmişlerdi. Ayeti kerimede buyrulduğu gibi, "O sizden neyi istemişse onu yapınız neyi de sizden yasaklamışsa ondan da uzak durunuz" Bu ilahi fermanı alan peygamber sevdalıları Sahabe-i Kiram ne yaptı biliyor musunuz onlar hayatlarını değiştirdiler. İçkiyi faizi fuhşu kumarı putlara ibadet etmeyi ne kadar kötü düşünce varsa hepsini bıraktılar. Ve peygambere bağlılıklarını böyle ispatladılar. Onun içindir ki peygamber efendimiz sahabelerini meth ederek 'hangisine uyarsanız yolunuzu bulmuş olursunuz' diyor" dedi.
Akgönül konuşmasını şöyle sürdürdü: "O dönemin Müslümanları peygamber bağlanmakla ona itaat etmekle şeref buldular şan buldular izzet buldular huzur buldular onlar dünyanın en mutlu topluluğu haline geldiler ise inanın bu asırda 21, asırda da aynı biçimde aynı titizlikle peygambere bağlanan İslam ümmeti aynı şerefi aynı izzeti aynı saadeti kazanacaktır. Bu bir hayal değil bu bir hakikattir."
Programa katılan vuslat ilahi grubu ile kardeşler ilahi ve mevlit grubu gelenleri ilahi ve ezgileriyle asrısaadete götürdü. Programa çok sayıda STK ve din adamı iştirak ederken, bölgenin tanınmış âlimlerinden Seyda Molla Muhammed Ali Arslan da programa katıldı.
Akabinde Şanlıurfa Yardım Eli Derneği Suruç temsilciliğinin başlatmış olduğu salâvat kampanyasında Suruç halkının okumuş oldukları 18 hatmi şerif, 3600 Ya-Sin'i Şerif, 181200 ihlâsı şerif ve 21 milyon salâvatı şerif, peygamberimize hediye edildi. Yoğun katılımın olduğu program, Seyda Molla Muhammed Ali Arslan'ın yaptığı dua ile son buldu. (Ömer Taş - İLKHA)