Susa şehidleri kabirleri başında anıldı

PKK'nin 26 Haziran 1992 tarihinde Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Susa köyünde gerçekleştirdiği cami katliamında şehit olanlar, mezarları başında anıldılar.

Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Susa (Yolaç) köyünde, 1992 yılında PKK tarafından camide kurşuna dizilerek katledilen 10 Müslümanın şehadet yıldönümü dolayısıyla Susa-Der tarafından etkinlik düzenlendi. Etkinliğe halk yoğun katılım sağladı.

Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Susa (Yolaç) köyünün mescidinde ibadet eden Müslümanlar, 27 Haziran 1992 yılında, yatsı namazından sonra köy camiinde PKK tarafından kurşuna dizilmiş, katliamda 10 Müslüman mazlumca şehit edilirken, 5 kişi de yaralanmıştı.

Asker elbiseleri giyerek köye baskın yapan PKK'li grubun, köyün camisinde işlediği bu vahşi katliamın acısı, aradan geçen 27 yıla rağmen unutulmadı.

Katliamın 27'nci yıldönümü dolayısıyla Susa köyünde düzenlenen anma etkinliğine Türkiye'nin çeşitli şehirlerinden birçok kişi katıldı. Tekbir ve salavatlarla köye gelen vatandaşlar, önce katledilen Müslümanların kabirlerini ziyaret ederek dua etti.

Burada şehitlerin öz geçmişleri anlatılarak, hayatlarından önemli kesitler sunuldu. Ardından katliamın yapıldığı caminin ziyareti gerçekleştirildi. Ziyarette ayrıca katliam ile ilgili kesitler sunuldu. Katliam olayı anlatılırken vatandaşların gözyaşlarına hâkim olmadıkları görüldü.

Aşırı sıcağa rağmen etkinlik alanından ayrılmayan ziyaretçiler, program akışı içerisinde sık sık tekbirler getirdi. Katliamın anlatılışı sırasında PKK'ye lanet getirildi. Ziyaretlerin ardından şehitlikte cemaatle kılınan ikindi namazının ardından anma programı başladı.

"Şehidlerin yolunda verdiğimiz sözü yerine getireceğiz"

Program Yasin Suresi'nin okunmasıyla başladı. Ardından katılımcılara hitap eden İttihad’ul Ulema Üyesi Molla Beşir Şimşek, şehitlerin mirasına sahip çıkma yolunun, şehit gibi yaşamaktan geçtiğine vurgu yaptı.

Şimşek, "Bizler bir kez daha şehitler gülistanında, Susa’da karşınızdayız. Allah’ın rahmeti azizlerimizin, şehitlerimizin üzerine olsun. Allah’u Teâlâ onları cennetiyle mükâfatlandırsın. Bizleri de onların hayrından feyizlendirsin ve yollarından ayırmasın. Allah’u Teâlâ Tevbe suresi 116. ayette şöyle buyuruyor; 'Allah, müminlerin mallarını ve canlarını cennet karşılığında satın almıştır.' Ahzab 23. ayette de 'Müminlerden öyle erler vardır ki Allah’a verdikleri sözde durdular. Kimileri de sözleri üzerindeler…' Müminler asla sözlerinden dönmezler. Sözünü yerine getirenler Susa azizleri gibi şehit oldular, Allah’ın huzuruna gittiler. Vazifelerini, tebliğlerini yaptılar ve emaneti teslim ettiler. Onlardan kimi de sizler gibi gerek erkek gerek kadın sözleri üzerindedirler. Vazifelerini yapıyorlar, bir gün inşallah şehadet veya şehadet mesabesinde ruhlarını teslim edip sözlerini yerine getireceklerdir. İnşallah şehitlerin yolunda verdiğimiz sözü yerine getireceğiz. Dünyanın hiçbir nimeti, makamı bu sözden bizi çevirmeyecektir." dedi.

"Hakikat ve şehadet kervanı insanların ıslahı için çalışıyor"

"Şehitler kervanı günümüzde yola çıkmamıştır. İnsanlığın yeryüzüne indiği günden beri bu hakikat kervanı yola çıkmıştır." diyen Şimşek, "Şehadet kervanı da hakikat kervanıyla yola çıkmıştır. Bu kervan Habil’den başlamıştır. Susa, Karacadağ ile bu kervan başlamadı. Elhamdülillah bizler de kervanda yerimizi almışız. Bu Allah’ın bir nimetidir. Hakikat ve şehadet kervanı insanların ıslahı için çalışıyor. Ta Hazreti Habil’den başlamıştır. Bu kervanda Peygamberler yer almıştır. Şehitler kervanında Allah’ın peygamberleri, büyük ulema ve zatlar yer almıştır. Hazreti Hamza ve Hazreti Hüseyin gibi azizler, Sümeyye, Yasir, Hanzala gibi nice sahabeler kelime-i şehadet getirip şehit oldular. Hazreti Hanzala gibi ki o akşam düğün yaptı diğer gün şehit oldu. Nice ulema Şeyh Said, Abdulkadir Molla, Şeyh Ahmed Yasin, Seyyid Kutup, Hasan el Benna, Şeyh Zeki gibi azizlerimiz bu kervanda yer aldılar ve İslam’ın hizmetini yaptılar. Sonunda da Rablerine verdikleri sözü yerine getirdiler." ifadelerini kullandı.

"Hüseyin, Selahaddin ve onların yolunu sürdürenler cihat ettiler, hizmet ettiler"

Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu kervanda pek çok azizimiz yer aldı. Hüseyin, Selahaddin ve onların yolunu sürdürenler gibi. Onların yolunda cihat ettiler, hizmet ettiler. Susa şehitleri de bu kervanın fertleridirler. Serhat şehitleri, Botan şehitleri, Nusaybin şehitleri gibi isimlerini burada sayamayacağımız pek çok şehit sözlerinde durdular ve davalarını sürdürüp bu davada ruhlarını teslim ettiler. Bu insanlar tarihten bu güne içlerinde peygamberler, ulemalar, sahabeler gibi her biri kendi vaktinde bir misyonu yerine getirmişlerdir. Peki, vazifeleri nedir? İla'i kelimetullahtır. İnsanlığın hidayet ve ıslahıdır. Onlardan bir biri bir yıldız gibi bu yolda insanlığı aydınlattılar. Yıldızlar sönmeden güneş doğmaz. Bunlar insanlığın yıldızlarıdırlar, kurtuluş yoludurlar. İnsanlığın ıslahı için mücadele ettiler."

"Neden şehit oldular, ne yaptılar da şehit edildiler?"

"Susa şehitlerine bakalım? Neden şehit oldular, ne yaptılar da şehit edildiler? Neden zulme duçar kaldılar?" diye soran Şimşek, "Susa köyünde 10 azizimiz camide İslami ders veriyorlardı. Birbirlerini Kuran ve sünnet üzere uyarıyorlardı. İstiyorlardı ki bu topraklarda Allah’ın şeriatı hâkim olsun. İnsanlar kardeş olsun. Bu toprakların namusu ve iffeti muhafaza olsun. Allah’ın dinini okuyup anlatıyorlardı. Kuran'ı okuyup anlatıyorlardı. Peygamberin hayatını okuyup anlatıyorlardı. Çocuklarımıza İslam’ı anlatıyorlardı. Ellerini insanların malına uzatmadılar, kimsenin kanına ellerini uzatmadılar. Allaha kulluk ettiler. Küfrün karanlığı kalksın, Kuran'ın nuru aydınlatsın diye hizmet ettiler. Bundan gayrı suçları var mıydı? Kim bunlara kastetti? Şimdi onların zihniyetine bakalım? Müslümanlara camide kastedenler aslında o mermileri Allah’ın evine sıktılar. O kurşunları Kuran'a sıktılar, Peygamberin sünnetine sıktılar. İstediler ki insanların namusu kalmasın, zulüm devam etsin. Küfür hâkim olsun diye hizmet ediyorlardı. Aydınlığı istemiyorlardı." şeklinde konuştu.

"Biz şehit olursak neslimiz bizlere şahit olsun"

"Hazreti Hüseyin ve ehli, Irak’a gitmek istediklerinde kendisine 'gitme' denildi. 'Kufe ehli haindir, dön.' dediler. 'Madem gidiyorsun çocuklarını götürme.' Hazreti Hüseyin onlara dedi ki; 'Eğer biz şehit olursak onlar da şahit olsunlar. Şehit ve şahit birlikte olmalı. Biz şehit olursak neslimiz bizlere şahit olsun. Zalimlerin zulmüne şehit olsunlar. Şahit olsunlar ki davamızı sürdürsünler. Bu yüzden çocuk ve kadınlarımız da bizimle gelsinler.' dedi. Eğer o gün hazreti Hüseyin’in çocukları yanında olmasaydı bizler Yezid zihniyetini tanıyamayacaktık. Bugünkü gibi zulme karşı durmayı öğrenemeyecektik." ifadelerini kullanan Şimşek sözlerini şöyle tamamladı:

"Şehitlerimiz unutulmasın istiyorsak çalışmalıyız"

"O kadın ve çocuklar tarihi misyonu bize gösterdiler. Bizim vazifemiz yılda bir kez Susa şehitlerine rahmet okumak ve program yapmak değildir. Bizler de şahidiz. Onlar şehit oldular. Bizlerin de şahitlik vazifesini yapmamız lazımdır. Bizler şahit olmadıkça şehit olmayız. Peki, bu nasıl olacak? Bizler şehitlerimizin camisine şahit olacağız. Zira onlar camide şehit oldular. Eğer biz camilere sahiplik yapmazsak şahitlik vazifesini yerine getirmiş olmayız. Çocuklarımızı camiye götürüp İslam’ı anlatmasak, cemaatle namazla doldurmasak, Kuran okumasak görevimizi yerine getirmiş olmayız. Onlar gibi zor ve zahmetli durumlarda dahi bu değerlere sahip çıkmazsak onların kanına ihanet etmiş oluruz. Onlar türlü zorluklarda dahi camiyi terk etmediler, Kuran dersi vermekten geri durmadılar. Eğer bizler camileri boş bırakırsak Susa Camii'ni hatırlayalım. Camide hizmet ve çalışma yapmazsak şehitlerimiz aklımıza gelsin. Zira tüm şehitlerimiz bu halde şehit oldular. Ya cami yolunda, ya hizmet yolunda şehit oldular. Bizler şahit olmalıyız. Davalarına, misyonlarına, cihatlarına, aşk ve şehadetlerine sahip çıkmalıyız. Dünya nimetleri bizleri gevşek bırakmamalı. Şehitlerimiz unutulmasın istiyorsak çalışmalıyız. Camileri ıslah etmeli, İslami sohbetler yapmalı, tebliğ yapmalı ve halkımızı Kuran’ın nuruyla aydınlatmalıyız."

Susa etkinliğine HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Vedat Turgut, Diyarbakır İl Başkanı Osman Aktaş, Silvan İlçe Başkanı Adnan Balyen, STK temsilcileri, partililer ve halk katıldı.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Silvan Haberleri

DEM’li Silvan Belediyesi memur aşamasındaki 11 personelin işine son verdi, 31 "yandaş" işçi alımına gitti!
HÜDA PAR'ın arabuluculuğuyla bir husumet daha sona erdi
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde boğazına şeker kaçan çocuğu öğretmeni kurtardı
Diyarbakır'da zincirleme kaza: 8 yaralı
Silvan-Malabadi-Yayık Mahallesi otobüs saatleri